Midemi tamamiyle boşalttığımda , çantamdan peçete ve su çıkarmıştım. Suyu içip yüzümü peçeteyle silip önüme döndüğümde Kıvanç emiri dövmeyi bırakıp, elinde bıçak olduğunu gördüm, işin kötü yanıysa emirin kalbinin tam üstünde oluşuydu!
•••Daha fazla bakmayı kesip hemen o tarafa doğru koşmaya başladım.
Kıvanç'ın yanına gelince elimi, bıçağı tutan elinin üstüne koydum.
"Dur!" Kıvanç nefret dolu bakışlarını bana çevirdi fakat beni görünce nefretin yanında şaşkınlıkta vardı.
"Ne diyorsun sen! Çek şu elini!" Dediklerini umursamadan ellerinin üstündeki elimi daha da sıkılaştırdım.
"Onu öldürerek sadece ona iyilik yaparsın fakat öldürmezsen hayatını mahvedersin..." anlamayan gözlerle bana bakmaya devam etti.
"Erkekliği ve parmakları yok, çok fazla yerinde kırık var ve hiç geçmeyecek izler var. Kim böyle yaşamak ister?" Dediklerimden sonra düşünceli bakışlarını emire çevirdi ve sonra konuştu.
"Bence bu kadarı yetmez, biraz daha hayatını mahvedelim piçin!" Ne dediğini tam olarak anlayamamıştım ama ellerimi, ellerinden çekmiştim.
Üstündeki kıyafetini yırttı ve karın kaslarının üzerine bıçağı yaklaştırdı. Artık ne yapıcağını tahmin ediyordum...
Bıçağı karın kaslarının üzerinde izi kalacak şekilde oynatmaya başladı. Elini çekince tahminimde yanıldığımı fark ettim, K ve D harfi çizmişti.
Merakıma yenilik düşüp dudaklarımı oynattım.
"K'yi anladım da, D?" Anlamazca ona bakıyordum. Dediğimle sırıtarak bana baktı.
"Derin'in D'si." Gözlerimi devirdim ve bu olayı çok normal karşıladığımı fark ettim.
Lan! Bu olanlar hiç normal değil!
Kıvanç'a gözlerim büyüterek ve şaşkınlıkla baktım.
"Bi dakka bu olanlar gerçek değil demi, ben malım? Ya çocuğun şeyi yok her tarafı gitmiş! Ya bu bizi polise şikayet ederse! Ben çok gencim ya! Ya müebbet yersem! Off ben ne bo-" Kıvanç'ın bağırışıyla sustum. Oha o ne ses!
"Sus!" Derin nefes alıp ayağa kalktı.
"Hem buraya geliyorsun birde fikir veriyorsun sonra da cırlıyorsun, bak kızım beni o diğer tanıdıklarına benzetme! Yoksa şu piçten daha beter olursun! Anladın mı beni?(!)" gözlerindeki öfkeyi görmemek imkansızdı, bende sağ gözümden yaş düşecek kadar fark etmiştim. Korkuyordum... kendimden beklemediğim bir cesaretle konuştum.
"Anlamadım çünkü benim için diğerlerinden bir farkın yok! Sadece sadistsin, tabi bu ne kadar sadece bilmiyorum ama tek farkın bu ve buda umrumda değil! Öldür beni, öldür! Bel ki bu hayattan kurtulurum! Öldür!" Bunları derken arada hıçkırmıştım. Sanırım deliriyorum, bu kadar zayıf değilim ben.
Hemen derin derin nefes alıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım ve sanırım daha da ağlamam başarılı olduğumu gösteriyordu.
Yeniden Kıvanç'a baktığımda gözlerinin kırmızı olduğunu ve emire saldıracakmış gibi baktığını gördüm.
Ne! Gözler kırmızı ve saldıracak gibi mi!Lan! Yoksa bu şey... vampir, vampirdi sanırım. Ondan mı?(!)
Yok artık daha neler!
Lan olum film mi çekiyoruz, ne vampiri!
Lens takmıştır o lenstir o! Zaten öldüresi vardı ondan saldıracak gibi bakıyordur.
Tekrar Kıvanç'a odaklandığım da elinde bir şırıngalıyla yere çökmüş birşeyler yapıyordu. Daha sonra ayağa kalkıp bana doğru gelmeye başladı. Tabi bende kazık gibi orda dikilmeyi bırakıp arkamı dönüp koşmaya başlayınca buraya geldiğime küfrettim, hem de ana bacı!
Çok fazla koşamadan Kıvanç birden beni yakalamıştı. Beni bu kadar kısa sürede ve birden nasıl yakaladığı anlamaya çalışırken, o sağ kulakıma yaklaşıp şunları fısıldadı;
"Bunları unutacak olman çok büyük bir kayıp... sonuçta benim bir vampir olduğumu bilen, sayılı insanlardansın..." ve gerisi karanlıktı...
•••Bu bölümü kısa yapmak istedim, nedenini sormayın bende bilmiyorum🤪🤪
Ve Kıvanç'ın vampir olabileceğini tahmin ediyor muydunuz?🙃🙃
Ve Derin'in bu kadar saf ve masum olucağını?🙃🙃
Neyse hepinizi öpüyommm😘😘😍
Sizi seven deli yazarınız
~hcrtrksvr~🤪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peri gibi sevmek
VampireKadının söyledikleri ne kadar saçma gelmiş olsa da aşık olmaya karar vermiştim. Önümde sayamayacağım kadar normal erkek vardı ama ben gidip içinde en tuhafını seçmiştim. Artık vazgeçsemde kurtulamazdım.