0.5

485 42 4
                                    

Bir annenin ölümü. Ardından kalan sadece içi boş kelimelerle dolu bir mektup. Kalbi sanki çıkacakmışcasına atan bir çocuk koşarak odaya giriyor. Kalbindeki korku ve endişe yüzüne beyazlık olarak yansıyor. Etrafına gözlerini gezdiriyor. Orta sehpanın yanındaki ayaklar zaten korkuyla dolu olan kalbini olabilirmiş gibi daha da artırıyor. Yavaş adımlarla bakmaya korkarcasına yaklaşıyor yerdeki bedene. Yüzü beyaz tenin en güzel tonuna sahip kişi. Gözleri ve elleri kendine hayran bırakacak kadar güzel birisi. Annesi. Karın bölgesinde akan kan yüzünden kırmızıya dönmüş kar beyazı elbisesi. Kanla kaplı ellerinde bir mektup. Tam o mektubu alacağı sırada kulakları sağır edecek bir feryat. Bir çocuğun annesinin ölümüne olan feryadı.

TaeIl bir kaç gündür görmediği rüyasında tekrar ve tekrar bağırıyordu. O kadar yüksek sesli bir bağırmaydı ki, YongHo sese uyanıp ağzında atan kalbiyle odaya girmişti. Hızla yatağa koşup ağlayıp bağıran bedeni sarsmaya başlamıştı.

"TAEIL! TAEIL, UYAN!"

Boğazından kaçan hıçkırıkla gözlerini açan çocuk karşısında gördüğü kişiyle ne hissetse bilememişti. Onu gördüğü için korktu ama yanında biri olduğu için rahat hissetmişti. Aksi takdirde nöbet geçirebilirdi. Kim olduğunu umursamadan sıkıca sarıldı ona.

TaeIl, yalnız kalmayı sevmezdi. Ama 10 yaşından beri yalnızdı.

TaeIl ağlamayı sevmezdi. Ama 10 yaşından beri ağlama krizleri ve geçirdiği nöbetlerle boğuşuyordu.

Sarıldığı bedenin kulağına fısıldadığı sözler krizin eşiğinde olan kalbini az da olsa rahatlatıyordu. 14 yıldır görmediği bir şefkati hissetti o an. Acı, kin, öfke, nefret hepsini hissetmişti ama çocukluğunu unutmuş kalbinde, bu bir ilkti. YongHo, geri çekilip yüzünü görmek istedi, minik bedenin. Bir insan suratı şişken bile nasıl bu kadar güzel gözükebilirdi? Yüzünü avuçladı ve gözyaşlarını nazikçe sildi.

"Geçti, meleğim. Geçti, bir şey yok~"

"S-se..n, be..ni n-nasıl s-sakin..leştirdin...?"

"Düşünme bunu~ Uyumaya devam etmek ister misin?"

Karşısındakinden aldığı olumsuz baş sallamaya rahatlatıcı bir gülümseme verdi. Dizine yatmasını sağlayıp, tekrar uyuyana kadar saçlarını okşadı.

TaeIl o gece onu bırakmak istememişti. Koca, demirden bir kilit vurduğu duyguları kalbini zorlamış ve uzun zaman sonra ilk defa birinin daha onu bırakmasını istemedi.

YongHo ise o gece TaeIl'le beraber ağlayıp, onu sakin tutabildiği için mutluydu. Hiç olmadığı kadar mutluydu. Onu, bırakmayacaktı.

Hisler Bulvarı «JohnIl»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin