Elinde çok büyük olmayan bir yemek tepsisi ile odaya girmişti uzun olan. Bacaklarını kendine çekip duvarın dibine sinmiş olan çocuğun yaşına göre oldukça küçük olan bedenine dikkatle baktı. Uyuyordu. Yanakları uzun süre ağlamaktan ıslanmış ve kurumuştu. Gözleri şiş ve dağılmış halde olsa da o her zamanki gibi çok güzeldi. Fazla güzel.. Elindeki tepsiyi yere bırakıp diğerinin yanına çöktü. Elini uzatıp yanağını okşadı.
Kelebek dokunuşu
Yüzüne değen soğuk parmaklarla titreyerek uyandı, TaeIl. Hızla gözlerini açıp karşısındakini gördüğünde önce sargılı eline sonra da yüzüne bakıp olabilirmiş gibi geri gitmeye çalıştı. Karşısındakinin gözlerindeki korkuyu gören çocuk, saf bir acı barındıran gözlerini üzerinden çekti. Ayağa kalkıp tepsiyi alarak önüne geldi tekrar. Elindeki kaşıkla yemekten alıp karşısındakine uzattı.
"Yemeyeceğim!"
"Yemek zorundasın. Bitkin düşeceksin."
"Seni sevmeyen birini kaçırıp kapatmadan önce düşünseydin onu."
Büyük olanın buz gibi sözleri, zaten soğuk olan kalbini daha da soğutmuştu. Ani bir hareketle elindeki tepsiyi yere bırakıp, TaeIl'i kendisine çekerek ellerini kalın halattan kurtarmıştı.
"Yemeğini ye!"
Durgun sesiyle bunu söyledikten sonra diğerini odada yalnız bırakarak çıkmıştı.
TaeIl yine ağlıyordu..
YongHo da öyle..
