Şeytana Ait ( #Tamamlandı )

Bayan Hell.

Multi, camellia

"-j..jas.jason.. "

"-Camellia.."

Sadece rüyamda değil gerçekte de ağlıyordum.
Berbat bir kabus üşüşmüştü biliçalıma. Ve uyandığımda karşımda jason'u görmeseydim ne yapardım bilmiyorum.
Hayat berbat bir espiri ve ben bu güne kadar, gülmek yerine ağlamıştım. Belkide komik yanlarını görememiştim. Sorunu kendimde aradığımda oluyordu, fakat yaşamımın hiçbir anında berbat bir kabus sonrası böyle güvende hissetmemiştim.
Jason sessizce yatağın kenarına oturup yüzümü izlemişti. Beni tekrar birşeyler söylemem için zorlamadı. Henüz konuşmaya hazır olmadığımı biliyor gibiydi.

"-Ne zaman anlatmak istersen, o zaman dinlemek için hazır olacağım. Bu ikimizin arasında kalacak."

Minnetle yüzüne baktım. Rüya olmasına üzüldüğüm şeyin şuan gerçekten karşımda olması ilk defa espiriyi anlamışım gibi hissettiriyordu. Bu da demek oluyordu ki tanrının şaka kabiliyeti düşündüğüm kadar kötü değil di. Anlamaya başladığımda ne denli ince olduğunu fark etmiştim.

"-Su istermisin ?"

Kafamı olumsuz anlamda salladığımda gülümsedi,

"-Evi dolaşmak istermisin ?"

Bir an gülecek gibi olduysam da hemen toparlanıp sadece onaylamakla yetinmiştim.
Kız arkadaşına teklif eder gibi sormuştu.
Kendimi flörtüyle kırıştırırken yalandan yere utanmış tavrı yapan ergenler gibi hissetmemem saçmaydı yinede aklımda dolaşan aptal düşünceye gülmemek için dudağımı ısırdım..

Beni kucaklayıp sandalyeme oturttuğunda sanki hareketlerini bilerek ağırdan alıyordu.
Aramızda oluşan gerilim gözle görülebilecek kadar artmıştı. Bu duyguya yabancıydım. O yüzden afallayıp geri çekilmeye çalıştım, tavrımı yanlış algılayan jason hızlı davranmaya özen göstererek sandalyemin kemerini bağlayıp geri çekildi.
Rahatsız olduğumu düşündürmüştüm.. kendimi içten içe alkışladım. Utanırken rahatsız olmuş gibi davranıp karşısındakine yanlış algı yaratmak ancak benim yapabileceğim birşeydi. Durumum içler acısıydı.

Lusy bu durumu görseydi arkadaşım olduğu için utandığını, kadının dişiliğini kullanmayı bilmesi gerektiğini, jasonu kaçırmamam gerektiğini ve daha birsürü şeyi bir profesör edasıyla dile getireceğine emindim.
Öpüşmek üzereyken geri çekildiğimi söylersem de dehşetlenip çığlık atacağını hatta bana saldırma eğilimi göstereceğine bile bahse girebilirdim.
Küçük bir yanlış anlaşılma sadece, lütfen sen ona aldırma diyerek makul göstermeye çalıştığı hareketime karşılık beni jasonun kucağına bırakacak kadar gözü dönerdi.

Grace ne derdi emin olamıyorum..
Aferin bebeğim işte böyle kendini kolayca ona sunmamalısın geçmiş geçmişte kalmıştır, hülyalı bir kadın ol lusy gibi kaşar olmana değmez.

Sonra ikisinin büyük bir çatışmaya girmesi ve kapanış.
Yani bunu bilmemeleri daha iyi olurdu.

Jason beni koridora çıkartınca hemen yanımızda ki odanın grace için hazırlandığını söyledi ve ana salona çıktık.
Şahsi zevkini ön plana çıkartacak hiçbir şey yoktu.. kök yeşili büyük deri bir koltuk ve çevresinde siyah koltuklar tam karşılarında dev ekran bir plazma, koyu renk mermerden zemin pahalı görünen birkaç biblo ve tablo.. yüzeysel bir döşeme vardı.
Benim odamın aksine koyu pastel renkler kullanmıştı evinde.

"-Dekor bana ait değil. Bunlarla uğraşacak vaktim pek olmuyor, genelde uyumak için geliyorum fazla zaman geçirdiğim söylenemez."

Bir yandan onun kalın fakat etkileyici ses tonuyla kelimeleri telaffuz edişini dinlerken diğer yandan geçtiğimiz mutfağı ve diğer odaları inceliyordum.
Sanki oda ilk defa benimle beraber geziyordu evi.
Böyle bir odasının olduğundan haberim dahi yok, hadi ama gerçekten böyle tablolar mı asılı evimde , bak bu biraz daha kabul edilebilir dediği zamanlarda kıkırdıyordum.
jason.. Beni güldürmekten zevk almışa benziyordu.