Bölüm 2

1.9K 145 39
                                    



Bölüm 2


" Sıkı tutun, Granger. "

Hermione, utançla kızardı ve Draco Malfoy'a ikinci kez isteyerek dokundu. İlki, 3. sınıfta attığı yumruktaydı. Hala pişman olmadığını fark ettiğinde hafifçe gülümsedi ve bundan destek alarak Malfoy'un belini biraz daha kavradı. 

Öndeki Malfoy ise, titrediğini fark etti bir an. Hermione'nin bunu fark etmesinin mümkünatı yoktu; dışı değil, içi titriyordu. İç organları dans ediyordu. Hatta pankreası ve karaciğeri muggle tangosu yapabiliyor olabilirdi.

Tango'yu nerden öğrendiğini hatırladığında yüzünü buruşturdu. Sonrasında, Hermione'nin onun belini biraz daha kavramasıyla iç organlarının son durumunu kendine aktarmayı kesti ve laf çarpıtmaya baktı. " Beni bu kadar sarmak istediğini bilmezdim, Granger. " 

Arkadaki kız ise, bu lafa karşılık rahatsızca kıpırdandı.  Ne söyleyeceğini bilememişti. 'Konuyu değiştirsem fena olmaz.' diye düşündü. " Bana laf çarpıtacağına süpürgeyi oynatmaya bak Malfoy, geç kalıyoruz. " Draco Malfoy buna alayla gülümsedi -Hermione tabii ki bunu görmedi- ve sarı saçlı çocuk, süpürgesinin başını biraz havaya kaldırdı. Aniden havaya kalkan süpürge ile, Hermione Malfoy'un  vermek istediği mesajı anlamıştı. " Söylediklerine dikkat et, Granger. "

Draco, git gide havalanırken kızın, onun belini daha da kavradığını hissedince sesli olarak yutkundu. Birkaç sene öncesine kadar, kızın ona değebileceği ihtimalini söyleseler: " Böyle bir şey olacağına Astronomi Kulesinden kendimi yere atar, ya da Merlin'in donlarını elimle yıkarım. " derdi. Fakat şu anda, kıza dönüp sımsıkı sarılmak istiyordu. Onu hiç bırakmamak.

Hermione'de aynı şeyi düşünüyordu; farklı bir biçimde. Şu iki senedir Draco Malfoy'da aşırı bir değişiklik vardı. Kıza, iki senedir bulanık dememişti. Bazen onunla doğru düzgün konuşuyordu. İksir dersinde bir kez yardım ettiğini bile hatırlıyordu.

Draco Malfoy'u tanımasa, ona cidden değer verdiğini düşünecekti. 


İki gençte hallerine şaşkın, ve bir o kadar da stresliyken Draco Malfoy süpürge ile havada birkaç manevra yaptıktan sonra bulutların arasından aşağıya doğru inmeye başladı. Hogsmeade uzaktan gözüküyordu; neşeli ses grupları da duyulmaya başlanıyordu. Hogsmeade'e birkaç kilometre kala süpürge tamamen yere kondu, Hermione Draco'ya daha fazla yakın durmak istemediği için hızla kendini süpürgeden yere attı. Biraz sendelemişti, fakat ayakları zemine sonunda tam basmayı becerdi.

" Bundan kimsenin haberi olmayacak Granger. " dedi Draco Malfoy tek nefeste, o sırada Hermione anın şokuyla çocuğa döndü. Ama süpürgeye binmeden önce Malfoy'un söylediklerini, ona yedirmek istiyordu. Bu yüzden şoku aniden üstünden attı ve hafifçe gülümsedi: " Birine söylemek isteyeceğim son şey seninle süpürgeyle uçmuş olmam olurdu Malfoy. " Kızın tahmin ettiği gibi, fazla benzer sözcük Malfoy'un kafasını karıştırmıştı. Sonucunda da Draco Malfoy, kıza bir laf söyleyemeden; Hermione ise, gülümsemesini biraz daha arttırarak oradan uzaklaştı.


Kabarık kıvırcık saçlı kız neşeyle Hogsmeade'e ilerlerken, yapacakları küçük kutlamaya geç kalmadığını umuyordu. Kendine göre, Lavender ve Ron'un ayrılmasına Altın Üçlü'de en çok sevinen oydu. Tabii ki de neden sevindiğini bilmiyordu. Ron'dan hoşlandığından mı? Kesinlikle hayır. Kesinlikle.
Hem daha bunu kafasında tartışıyordu. Ron'u bazen gerçek bir arkadaş gibi görüyor ve bundan rahatsız olmuyordu. Bazen de, Ron'u bir kızla konuşurken gördüğünde kızı ve Ron'u parçalara ayırmak istiyordu. Hatta, bunu düşünmesi bile onu sinirlendirmişti.

Draco Malfoy ise, Hermione süpürgeden inip- çocuğa laf atıp- gittiğinden beri orada, elinde süpürgesiyle dikiliyordu. İster istemez gülümsedi. Hayatında geçirdiği en mutlu anlardan biri olduğunu düşündü. Bu anıyla patronus bile yapabilirdi belki.
Aslında, o kadar da olmadığını düşündü Draco. Çünkü bu anı, düşünmeye değemeyecek kadar acizdi onun için. 'Bir safkan, bir muggle doğumludan hoşlanır. Muggle doğumlu kız, safkan çocuk ile aynı süpürgeye binmek ve beline tutunmak zorunda kalır. Sonrasında da safkan çocuk zoraki bir yakınlaşmaya sevinir ve patronus denemeye karar verir.'
Eh evet, artık kızdan hoşlandığını kabul etmesi gerektiği kesindi. Bunu kendine itiraf ettiği için sevindi ama;
Muggle doğumlu mu demişti o?

Lucius Malfoy olsa kesinlikle Malfoy varisi tanımaz, Draco'ya bir avada çakıp giderdi.

Bunu düşününce korkması gereken Draco Malfoy, istemsizce gülümsedi. Sonrasında da, gülümsemesi yerini ifadesizliğe bıraktı. Görevini hatırlamıştı.
Lord'un vereceği görevi.
Ve git gide geç kaldığını fark etti. Burada dikilip fazlaca Hermione içeren rüyalara dalma sırası değildi.
'Onu akşam uyumadan önce yaparım.' diye kafasındaki bir köşeye not aldı Draco. Kendine tamamen gelebilmek için silkelendi, süpürgesine bindi ve Hogsmeade'in solundaki ıssız alana doğru uçmaya başladı.

Hermione, Üç Süpürge'den içeri girdiğinde yalnızca birkaç kişi kıza dönmüştü. Kız ise onlara kısaca selam verip etrafta gözleriyle Harry ve Ron'u aramaya başladı. Gözleri kızıl ve siyah bir kafada durunca, çocukları bulmanın rahatlığıyla adımlarını yönlendirdi, oraya vardığında da daha fazla ayakta duramayacağını hissetti ve sandalyeye binevi çöktü. Oturduğunda, bugün için ne kadar yorulduğunu fark etmişti.
" Hermione, neredeydin! " Harry, telaşlı bir şekilde kıza baktı. Yüz ifadesinden, Harry'nin onun için ne kadar endişelendiğini fark etmişti. Fakat Ron aynı ciddiyette değildi.
" Ben sana demiştim Harry. " Hermione, ne dediğini bilmek için Ron'a döndüğünde biraz kırıldığını hissetti. Onda, Harry'nin ki gibi bir ifade yoktu. Hiç mi merak etmemişti? Halbuki Hermione, Ron'un Harry'den daha fazla merak etmesini isterdi.
" Yani, geleceğini. " dedi Ron, açıklarcasına. Hermione 'anladım' dercesine başını sallamış ve sonra tekrar masaya doğru dönmüştü.
" Soruma bir açıklama getirecek misin Hermione? " Hermione, ister istemez yutkunmuştu. Özellikle, Harry'nin ses tonu kızı daha da endişelendirmişti. Kesinlikle bir şey uydurması gerekiyordu. Fakat zamanı da yoktu.
" Ben, treni kaçırdıktan sonra Draco Malfoy'u gördüm, o da kaçırmış. Beraber onun süpürgesiyle geldik işte. " Bunu asla söyleyemezdi. Büyük ihtimalle ilk Harry, sonra Ron, sonra oradaki bütün Gryffindor'lular kızı öldürürdü.
" Trende sizi bulamadım. Bu yüzden Hogsmeade'e indiğimde biraz dolaşıp, sonra Üç Süpürge'ye gelmek istedim. Hani-yani- buluşuruz diye. "
İki genç, anlarcasına başlarını salladıklarında Hermione aşırı rahatladığını hissetti. Arkadaşlarına yalan söylemek kızı üzüyordu, ama başka çaresi de yoktu.
" İyi o zaman. " diye başladı Harry. Sonrasında da elindeki Kaymak Birası'nı kaldırdı. Normal olarak, bunu Hermione ve Ron'un da yapması gerekiyordu. Önünde bir kaymak birası olduğunu o zaman fark eden Hermione ve Ron'da biraları hava kaldırınca üçü de sırıttı. " Ron'un özgürlüğüne. "

Draco Malfoy, sisli alanda elleri ile toprağa dokunuyor, arada sırada etrafına da bakıyordu. Sisten çok bir şey gördüğünü söyleyemezdi fakat, yine de temkinli olmalıydı.
Biraz daha ilerledikten sonra aradığı şeyi buldu -bu bir tokmaktı- ve tokmağı havaya kaldırdı. Birkaç meşale ile hafifçe aydınlanmış zindanın içine baktı- ne kadar ürpertici olsa da yapmak zorundaydı. Korkuyla içeri atladı.
Birkaç adım atıp uzun zindanda ayak sesinin yankısını dinledi. Bu sese dudaklarını dişlerken birkaç adım daha attı- sonrasında koşar gibi yürümeye başladı.
Babasının ettiği tarife göre, zindanın sonunda yol 7'e ayrılıyor, sonuncu yol da Draco'nun bildiği Ölüm Yiyen Karargahına çıkıyordu. Malfoy Malikanesi.
Uzun bir yürüyüşten sonra fazla aydınlık olan bölüme geldiğinde, tereddüt etmeden sonuncu bölüme döndü ve yürümeye devam etti. Bir önceki yolculuğundan daha kısa bir yolculuktan sonra zindanın sonuna geldi ve Malfoy Malikanesi'ne açılan kapıyı açtı.

İşte şimdi Hipogrif hapı yutmuştu.



Merhabalar, Draco'nun görevini bir sonraki bölüme bırakmayı düşünmüyordum ama iyi oldu gibi. Umarım beğenmişsinizdir, bir önceki bölüme göre kısaydı ve yaklaşık 2 ay hiç yazmadım kusuruma bakmayın lütfen :( Sihirli okumalar! (Okuduğunuzuçaktırmayın.)

NOT : Hipogrif hapı, Hipogriflerin ölmeden hemen önce daha az acı çekmeleri için verilen bir haptır. Genellikle avcılar Hipogrif kesmeden önce kullanır.

Burada Voldemort avcı Draco'da Hipogrif oluyor galiba.
Her neyse :D

Unintended Choice (Dramione)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin