SATIR ARASI YORUMLARINIZI UNUTMAYINN.
(Geçmiş)
Soğuk daha ne kadar yakabilir ki bedenimi? Donuyordum. Başımı çevirip kadına baktım. Nasıl bir anneydi bu? Birkaç defa dışarıdaki çocukların annesinin davranışlarına şahit olmuştum. Onların anneleri çocuklarını bu denli sevip, öpüp koklarken bu kadın neden böyleydi? Sabahtan akşama kadar eskimiş minderin üzerine oturup kutsal kitabını okuyordu. İncil... Kitabına aşırı bağlıydı. Müslüman olan hiç kimse ile arkadaşlık kurmuyordu. Daha çok küçük yaşımda bana da bunu aşılamıştı. Ben İsa'nın Tanrı'nın oğlu olduğunu düşünmeye başlamıştım. Daha küçücüktüm ama bana bunları anlatmaktan hiç geri kalmıyordu.
Karnım aç ama söyleyemiyorum bir türlü. Söylersem kadın sırf İncil okurken onu rahatsız ettim diye beni dövebilirdi. Hem korku hem açlık ağır basınca gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı. Neden benim babam yok? Nerede? Üvey babam var. Beni her gün döven üvey babam.
Bütün yaşıtlarım ana okuluna giderken ben dışarı dahi çıkmıyordum. Bazen kadın beni üvey baba ile yalnız başıma bırakıp birkaç haftalığına kiliseye giderdi. Günahlarını arındırdığını düşünürdü. Ben daha çok küçük yaşımda olmama rağmen İsa aşkı ile yanıp tutuşuyordum. Onu adeta bir Tanrı olarak görüyorum. Geceleri ona dua ediyorum. İsa'nın beni gördüğünü, dualarımı duyduğunu düşünüyorum.
Açlık yine mideme vurmuştu. Kadını rahatsız edip azar işitmek istemiyordum ama artık dayanamıyordum."Anne," dedim çekingen bir sesle. Bu kelimeyi kullanmak bana garip geliyordu.
"Ne var lanet olası, görmüyor musun ne yaptığımı?" deyip azarlamıştı yine beni. Söyleyeceklerimi yutup daha da sindim olduğum yere. Açlık mı? Koy ver gitsin... . Ben güçlü olacağım. Karnım aç da olsa güçlü olacağım.
••
Bu kokunun nereden geldiğini anlamıyordum. İçeri geçtim. Kadın yine otlanıyordu. Uyuşturucu bağımlısı bir kadındı. Ne kadar İncil diye yırtınsa da bu onun uyuşturucu bağımlısı kimliğini değiştirmiyordu. İçip içip oğlunu döven bir anneden ne beklenir? Benim hiçbir suçum yok. Tek suçum o kadının oğlu olmak. Her gün, her gece yediğim dayaklar beni zayıf düşürmüştü ama pes etmeyeceğim. Ben büyük adam olacağım.
Uzun zamandır karnıma bir şey girmiyordu ve artık buna alışmıştım. Bana göre açlık katlanılmaz bir şey değildi artık. Vücudum açlığa alışsa da dayağa alışamıyordu bir türlü. Her gece kadından yediğim dayaklar fiziksel olarak değil de daha çok ruhsal olarak yaralıyordu beni. Ben duygusuzun teki olmuştum o kadın yüzünden. Başıma ne geldiyse on mislini yaşatmak istiyordum herkese.
Yine açlık ile mücadele ettiğim bir gün annem uyuşturucu krizine girmişti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Yalnızca izledim zavallı kadını. Üvey babanın geldiğini belli eden botları zemini titretiyordu. Üvey baba alayla sırıttı.
Çok bile yaşadın kaltak.
Sesinde iğrenç bir memnuniyet vardı ve silahını çıkarıp kadını tek kurşun ile vurmuştu. Çoğu kez beni de dövüyordu.
Ne yapacağını bilemez bir biçimde onu izliyordum. Kadın tir tir titriyordu ama ona elimi dahi uzatmıyordum. Neden uzatayım ki... o kadın bana neler neler yaptı. Gebersin gitsin.
"Y-yardım et." Kadının ağzından zorla döküldü bu iki kelime. Kurşunun saplandığı yerden oluk oluk kan akıyordu. Üvey baba acımasız bir bakış atıp evden kaçmıştı. Ben duygusuzca onu izliyordum. Yardım falan etmeyecektim. İleride ne kadar vicdan azabı çekeceğimi işin içine katmıyordum. Her ne kadar kötü biri olsa da o benim annemdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE
General FictionVar mısınız bu sürükleyici hikayeyi bir de Gece Karayel'den dinlemeye? Geçmişini öğrenmeyi ve onu gerçekten tanımayı istiyor musunuz? Her şeyi onun ağzından okumaya ne dersiniz? Bilinmeyen gerçekleri ondan öğrenmeyi ister misiniz? İşte gerçek Gece K...