Gözlerimi açtığımda abimin ayağıyla karşılaşmak istemezdim tabi ki , kim ister ki. 12 saatlik yolun daha 3 saatini gelmiştik ki acıkmıştım. Hem yemek yemek hemde şoför değiştirmek için dinlenme tesisindeki bir restorana gittik. 3 saatten sonra - Orhan'ın bulunduğu arabada 3 saat geçirdikten sonra- arabadan inip temiz havayla karşılaşmak büyük ferahlık ve mutluluk vermişti ınsana.
Hepimiz yemeklerimizi yedik çaylarımızı içtik derken tesiste da 1 saat geçirmiştik. Babam yorulmuştu ve karavandaki yatağa gitti. Abim de sürücü koltuğuna geçmişti bu demek oluyor ki 2 saatlik yolu 1 saate gideriz. Abim şoför koltuğuna geçtiğinde Babannemin yüreği biraz hoplar ama içten içe o da seviyor hızı biliyorum çılgın kadın.
5 Saatin ardından değişen şeyler Orhanın yeri, babannemin türküsü , seyhanın saçı. Reyhan zaten karavandaydı hala orada.
&&&&
Trabzona vardığımızda akşam oluyordu. Köye doğru giderken herkeste bir heyecan vardı. Sonuçta ilk defa memleketimize geliyorduk gelişimize vesile olan şey her ne olursa olsun şuan mutluydum diğerlerini bilemem ama şuan ben mutluyum. Köye geldiğimizi çeşmeden anladım. Babannem çeşmeyi görünce gözleri sulandı. Nedenini birçok kişi bilmez babannem sadece özel kişilere anlatır yani ben. Size de anlatacağım ama sonra merak edin biraz.
Hava karanlık olduğu için tam anlayamıyordum köyü. Herşey silüetten ibaretti şuanlık.
-Burası çok derin hisler uyandırdı bende
Dedim. Çok özel bir histi bu. Camdan kafamı çıkarttığımda aldığım nefes çok farklıydı. Doğduğumdan beri ilk defa gerçek nefes almışım gibi. Mutlulukla ikinci nefesi çekecektim ciğerlerime dolu dol-
-Sezgiiiiii
-Abla ölüyorum ablaaa
-Gerizekalı kapat şunuuuu
Tezek kokusu der susarım. Ben bunu hak etmedım hakim bey.
Sarı iki katlı geniş bahçeli çok güzel bi evin önünde durduk. Abimden sonra tekrar şoför koltuğuna gelen babam
- Hadi herkes insin. Anne anahtar sende olacaktı biz valizleri alalım sende kapıyı aç.
Demesinden 10 dakika geçmişti ben hala valizi arıyordum
-Sezgi bulamıyorsan önümüzü tıkama bi çekil bari biz alalım. dedi Orhan
- Baba valizimi bulamıyorum ben.
Derken herkes valizini alınca en sondaki yetim ve yetim olduğu kadar ezilmiş valiz benimkiydi.
-Tamam buldum babaa.
Keşke önce benim valizim binecek deyip kavga çıkarmasaydım değil mi ? pişmanııığm. Hepimiz kapıya dikildiğinde babannem elinde anahtarla bize dönmüş '' Epey zamandur haburalara gelmiyduk. Bi duasuz olmaz değul mi. Açun bakayum ellerunizu.'' Hepimiz aynı anda ellerimizi açarken Cağfer babannemin eteğine yapışmış ''Bebenne hadiii'' diyordu yazık çocuğa uykusunu alamamış. ''Bismillahir-'' diye tam moda girecekti babannem ama
-Bebenne hadiii
-Tövbeee.Bismillahirra- Cağfer durmuyor. Mutant Cağfer
-Bebbene
-E fen duum. Ne diisun bak vuracağum ağzunin içine.
-Hadiiiiii
Hallerine gülmeden edemedim. Sürekli atışırlardı zaten. Güldüğümü gören babannem ''Sezgi pek bi heveslisun bakayrum oku duayu'' diyince okudum bende. Sonunda herles ellerini amin diyerek yüzüne sürerken bir yandanda ohh diyorlardı. Bu kadar dayanabilmeleri bile mucizeydi tabi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laz Yiğit'i
ChickLitIstanbuldan Trabzona göç etmek mi demeliyim. Yoksa Istanbuldan sıkılıp daha önce görmediğimiz memleketimize gitmek için bahane uydurmak mı? Kültür uçurumunu geçtim oradaki insanların dilini anlamak bile başlı başlına bir işkence olacak gibiydi. Peki...