''Uygarlığın en ileri adımı, boş zamanlan bilinçli olarak doldurabilmektir.''
Arnold Toynbee
''Lancy'de kim Aidan?''
Lucy sorusunu tekrar sorunca sırtımdaki kaslar titremeye başlamıştı.
''S-sen neden bahsediyorsun Lucy.Bayan Lancy? Hani şu bana terapiye git dediğin kadın!'' dedim heyecanla. Bana anlamayan bir ifadeyle bakmaya devam ediyordu.
''Sana terapiyemi git dedim?Hiç hatırlamıyorum.'' dedi gözleri irileşerek. Anthony'de aynı şekilde bana garip bir ifadeyle bakıyordu.
''Nasıl ya...'' kendi kendimle konuşurken annemin yanıma geldiğini farketmemiştim.
''Hadi Aidan.Eve gidelim oğlum.'' Ona doğru döndüğümde gözlerinde anlamadığım bir manayla bana baktığını farketmiştim ve sessiz kalmayı tercih ettim.
Ant, kolunu omzuma atıp sıvazlamaya başladı. ''Kardeşim.Yarın izinlisin. Git ve bir güzel dinlen olur mu?'' dedi. ''Teşekkürler.'' dedim düz bir sesle.
Lucy şaşkın şekilde bakmaya devam ederken topukları üzerinde döndü ve ant'ın koluna girerek koridorda önümüzden yürümeye başladı. Anneme döndüğümde bana hiç bakmadan yerdeki karoları sayıyordu. ''Anne?'' dedim. Duyduğunu biliyordum. Nefes alıp verişi değişince ''Bütün bunlar ne demek?'' diye sordum. Yürümeye devam ederken kafasını benim tersimdeki kapılara doğru çevirdi.
''Eve gidelim.'' dedi tekrar.
Hiçbir şey demedim. ve elimi kapuşonlumun ceplerine soktum. Tam o anda kartı hissederek.
Kart gerçekti? Cebimden yavaşça çektim ve kaşlarımı çatarak yaldızlı kabartmalara baktım.
SAAT KULESİNE BİR YOLCULUK
Kartın arka kısmındaki yazıyla karşılaşınca düşünmeden arkasını çevirdim.
Mor yüzey bomboştu.
Bomboş.
Hiçbir şey yoktu.
Yutkunarak kartı cebime geri koydum ve yerdeki çıkıntıya takılıp düşmekten son anda kurtulduğumu farketmiştim. Adımlarım düzensizleşmişti.
İstemsiz bir iç çektim ve dış kapıdan çıkmayla soğuk ve bir o kadar temiz havayla ciğerleirmi oldurmaya başladım.
Ne olursa olsun dedim kendi kendime.
Ne haltlar çevriliyorsa çevrilsin.
Annem ne olduğunu biliyordu.
Lucy ve Ant geldikleri mini chopper'a binerken bana dönüp el salladılar . Onlara gülümseyerek karşılık verdim ve gitmelerini izledim. Saat geç olmuştu ve umarım benim gibi dikkatsizlik yapmazlardı.
Issızlaşmış Cruz caddesinin kaldırımlarında annemle sessizce yürüyorduk. Ev yakın olduğu için bir taksi beklemeye gerek yoktu.
Bu sessizliği annemin öksürüğü bozdu. Burnunu çekip ''Özür dilerim.'' dedi. Başımı iki yana salladım.
''Hastasın.Hasta halinle dışarı çıkmaman gerek bunu hala düşünemiyor musun sen?'' azarlarcasına söylemiştim bunu. Titrek nefesini dışarı verirken beyaz bir buhar olmuştu. ''B-biliyorum. Önemi yok.'' dedi.
Apartmanımızın siyah demir kapısını iterek açıp önden geçmesi için kapıyı tuttum.Ağır adımlarla yanımdan geçip merdivenlerden çıkmaya başladı.Peşinden hızla yetişip ilk kattaki evimizin önünde anahtarı alarak kapıyı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saat 25'i bulduğunda...*ASKIDA*
Ciencia FicciónAidan, Normal sıradan ve bir o kadar sıkıcı yaşadığı hayatı 15 yaşındayken insanların etrafında gördüğü beyaz halkalarla değişmeye başladı. 17 yaşına bastığı gün ise bildiği dünyadan çok daha farklı bir gerçekle karşılaştı. Sonunu bildiği ve tekrarl...