Annabeth- Son Gün

461 30 9
                                    

İkinci bölüm baya uzun oldu. Ve bundan sonra macera tam gaz kaldığı yerden devam edecek. (Rick Amcamızın bıraktığı yerden.)

İçimde kötü bir his var. Sanki bir daha Percy 'yi göremeyecekmişim gibi. Ya da çok kötü bir şey olacakmış gibi. Onu özlemiştim aslında. Bu gün onunla olmak istiyordum. Çok özlemiştim onu. Bu gün onunla olmak onunla sadece onunla vakit geçirmek istiyorum. Bu düşüncelerin bir kenara attım.

Percy bana " film izleyelim mi?" Diye sorduğunu yeni fark etmiştim. Başımı salladım. En sevdiği filmlerden birini koydu TV'ye Percy. Yani tahminim buydu. Ama kesin korku dilimi koymuştur diye düşünüyordum. Ve nitekim tahminim de doğru çıktı. Zaten bana muzip muzip bakmasından da anlamıştım.

"Hangi filmi koydun?" Diye sordum. Bana "Ayna" dedi. Bu filmin korkunç olduğunu biliyordum. Korku filimlerini sevmezdim. Neden bu filmin evlerinde olduğunu bilmiyordum. Sanırım küçük kardeşlerim aldı. Percy'nin filmi umursadığını da sanmıyordum. Onun ne planladığını anlamıştım. Ona sarıldım ve filmi izlemeye başladık. Gerçekten korkunçtu. Her dakikasında TV'dan çığlıklar yükseliyordu. O gün çok uyumadığını fark ettim. Percy'nin kokusunu içime çekerek gözlerimi kapattım...

Uyandığımda mutfaktan çok güzel kokular geliyordu. Saat'e baktım. Akşam olmuştu. Üstümde bir örtü vardı. Tatlı yosun kafa. Koltuktan kalktım ve mutfağa yürüdüm. Percy kulaklıkla müzik dinleyip krep pişiriyordu. Krep tabiki maviydi. Percy'nin en sevdiği renkti mavi. Benim mutfağa girdiğimi fark etmemişti. Percy'nin bu hali beni çok güldürdü. Percy arakasını döndü. Gerçekten o önlüğü giymiş miydi? Üstünde " Beni Ye!" Yazan önlüğü. Benim bu yazıyı görünce daha fazla gülesin geldi.

Percy "o kadar komik mi?" Diye sordu bana. Yanıtlamadan onu öptüm. Ve bu arada yanık kokusu almıştım. Kremler yanıyordu. Krep dışında başka yemekler yapmaya başladık. Tabiki çoğu yemeyi ben yaptım. Salatayı karıştırırken telefonda biriyle mesajlaştığını gördüm. Bu annesiydi. İzin alıyoru burada kalmak için. Çok sevinmiştim. Ama belli etmedim. Ve sonunda masaya oturduk. Normalde çok yerdim ama bu gün iştahım YÖK gibiydi. O içimdeki kötü his hala gitmemişti. Bunu Percy de fark etmiş olacakla bana sordu.

" Bir şey mi oldu?"dedi. "Bir şey olmadı" dedim. Çünkü bu günü berbat etmek istemiyordum. O gün ayrı bir yakışıklıydı. Hele en sevdiğim renk olan o gözleri... Percy muzip muzip gülüyordu. O kadar uzun süre mi bakmıştım ona öyle.

"Ne!" Dedim. Ama biraz fazla sesim çıkmıştı. O ifadeye bazen sinir olurdum. Ama ona fazla kızamazdım.

" Gözlerimde kayboldun." Dedi Percy. Evet şimdi azıcık kızmıştım işte. " Hayır..." inkar edecekken dudaklarım onun dudaklarıyla buluştu. Percy benden çekildi. " Ben de o gıri gözlerinde kayboluyorum" dedi bana. Bana sarıldı ve ben onu öptüm. Ama bu öpüşme kısa sürdü. Aklıma yapmam gereken bir şey gelmişti. Hemen çekildim

"Ne oldu?" Diye sordu Percy. " Kitabı bitirmem gerek. Yarın vereceğim." Bir bölüm kalmıştı kitabı bitirmeme. " kime?" Diye sordu Percy. "Lidya'ya. Yeni tanıştık. Kütüphanede." Dedim. "Tamam" dedi üzgün bir sesle. Yemeği birip topladık. Onu misafir odasına görürdüm.

"Yarın görüşürüz Yosun Kafa" dedim ve dudağına küçük bir öpücük kondurdum. Ve odama gittim. Üstümü değiştirip yatağıma oturdum. Tam son sayfayı okuyordum ki kapı çaldı. Tabiki yosun kafaydı. Onun böyle geleceğini tahmin etmeliydi.

"Orada kalmamı beklemiyordun heralde" dedi Percy. Percy yatağa yürüdü ve oturdu. "Ama bitirmem lazım Percy" diye sitem ettim. Onu görmezden gelmeye devam etmek istiyordum ama o gözleri... kabul etti yenilmiştim  ona. Percy bana sarıldı. Onun Deniz kokusunu içime çekip uykuya daldım...

Sabah uyandığımda onun salyaları akıyordu. Yosun kafa diye geçirdim içinden. Her zaman Deniz kokardı ve ben bu kokusunu çok seviyordum. Kokusunu içime çektim. O sırada Percy uyanmaya başlamıştı. Percy bana döndü.

"Günaydın Bilge kız" dedi ve beni öptü. Sonra bana muzip muzip gülmeye başladı. Bu mutlu zamanı hiç bozmak istemiyordum. Ama ailem bu gün geleceklerdi. Tamam kabul Percy'nin burada olmasına alışkınlar ama bizi böyle görürlerse babamın kızabileceğim biliyordum. Ayağa kalktım ve Percy'ye baktım. Bu bakışı biliyordu. Ama o ısrar ediyordu yataktan kalkmakta. Bu bakış odamdan çık bakışıydı. En sonunda ona Sert bir sesle "odamdan çık!" Dedim. Bana muzip muzip bakıyordu. Tekrar yatağa oturdum. Ve Percy beklemediğim bir şey yaptı. Beni öptü. Ayrıldıklarında "haydi odamdan çık" dedim ona. Bu sefer Percy odasına gitti.

Kıyafetlerimi giyip aşağı indim. Percy nasıl bu kadar hızlı giyinmişti? Yanına gittim. Gene o komik önlüğü giymişti. Ona yaklaştım ve onu yağından öptüm. Pek şaşırmamıştı. Sonuçta Percy da bunu bekliyordu. Mavi delisi Percy tabiki de mavi krep yapıyordu. Evlenirsem kesinlikle annesinden bu kurabiye tarifini almalıyım. Biraz acele etsem iyi olacaktı. Çünkü kütüphane'ye gidecektim. Saat şimdiden on olmuştu. Ben on birde Lidya ile buluşacaktım.

Percy'e "benimle kütüphaneneye yürür müsün" diye sordum. O da " tamam" dedi. Krepleri yedik. Ve dışarı çıktık. Aslında kütüphane Percy'nin evine çok yakındı. Benimkine de o kadar uzak değildi. Yürüyorduk. Percy omzuma kolunu atmıştı. "Nasıl bir kız" diye sordu Percy. "Uzun siyah saçlı, mavi gözlü, rock tarzı takılan bir kızdır"diye açıkladım. Bunları anlatırken kütüphaneneye yaklaşmıştık.

Kapının önündeydi Lidya. Hemen yanına gittim ve o hemen bana sarıldı. Bu gün biraz tuhaf davranıyordu. Bu arada Percy yanıma gelmişti. Percy'yi onla tanıştırdım.

"Senden bana çok bahsetti" dedi. Aslında Percyden çok bahsetmemiştim. Sadece laf arasında bir sevgilim olduğunu söylemiştim. Lidya "en sevdiğin renk ne?"Percy'ye dönerek sordu. "Dur tahmin edeyim mavi?" Percy "evet" dedi. Bu biraz tuhaftı. Sanırım Percy de tuhaf bulmuştu. Çünkü ona dik dik bakıyordu. Ona kitabını uzattım. "Beğendim" dedim. Percy "gitmem gerekiyor." Dedi. Ve beni öptü. Ve ekledi "akşam görüşürüz" o giderken ben de kütüphaneye giriyordum. Ama içimdeki kötü his hala devam ediyordu. Sanki Percy'le son görüşmemiz gibiydi. Kütüphaneden içeri girdik. O kitap kokusunu içime çekim. Ücra bir köşeye gidip kitaplara bakmaya başladım. O kitap kokusu beni o kadar içine kçekmişti ki...

Biraz uzun oldu. Ama bence güzel oldu. Siz ne düşünüyorsunuz?

Şekil Değiştirici - Percy Jackson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin