1. BÖLÜM

16 2 1
                                    

O gün yine bunu defalarca tekrarlamıştım. Aşk çok saçma. Anlamıyorum. "Aşk çok saçma." diyorlar. İnanamıyorum. Bir insan karşılıksız sevgide mutlu olamazmış. Bilmiyorlar ki Allah aşkı insanı mutluluğun en yüksek tahtına yüceltir.

O gün sabah kalktığımda her zaman ki gibi elimi yüzümü yıkadım önce. Sonra kahvaltımı yapıp dışarı çıktım sadece. O yanıcı havada mutlu oldum bir an hava esince. O gün gecelere kadar gezmek istedim yeni birileri aklıma gelince. Vurdum kapıyı çıktım evden. Sigara içmek geldi içimden. Sigaramı koydum ağzıma. Çıkardım çakmağı ve şöyle dedim kendimce " Beni bu hale getiren insan, sevmiştim be seni delilerce." Zaten beklentilerimizi beklemekten yorulduk belkide. Artık beklemiyorum. Beklemek yorucu. Beklemek sıkıcı. Hava sıcak, nem yakıcı. Neyse düşünmemek gerek bunları. O gün artık yeni bir başlangıçtı benim için. Parkın girişinde boş yerler var. İnsanların çoğu acılarını böyle yerlerde sarar. Kimse sual etmesin sevgimden. Cesaretim olsa yine severim seni, yeniden. Oturdum bir banka. Yine sen geldin aklıma. Demiştin ya hani "Bir daha beni sakın arama." Sende şunu bil artık. Bir daha sakın karşıma çıkma. Seni benim gibi sevecekler sanma. Ve benden sana bir tavsiye yalanlara aldanma. Garson geldi ve sordu."Ne isterdiniz?" Çay istedim. Demli olsun. Bir sigara daha yaktım. Çayım geldi. İki küp şeker atıp karıştırdım. O gün söz vermiştim kendime evden çıkmadan önce. Nihayetinde öyle oldu. Unuttum evvelce, öylece, sessizce ve sakince. Parasını verdim çayı içtikten sonra garson gelince. "Bir isteğiniz var mı?" diye sordu. Çay bana onu hatırlatıyordu.

Ziyade olsun. Ziyadesiyle sevdik.

AŞK DEDİĞİN...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin