~3.BÖLÜM~

253 59 87
                                    

Bölüm ithafi
zgeAkkurt3

Keyifli okumalar dilerim..

Bardan dışarı çıktım ve ciğerlerimi derin bir nefesle doldurdum. Nefes vermeye kalmadan belime bir el dolandı. Öyle ürperdim ki tüylerim diken diken olmuştu. Aldığım nefes içimde kaldı korkudan nefes vermeyi de unuttum nasıl oluyordu bu. Önce veriyor muyduk yoksa alıyor muyduk biri el atsın şu işe.

Babamın beni gün gün dövmesiyle yakın dövüşü iyi biliyordum kendimce ama son denememde Damla'nın koluna kramp girdi ve kızın kolundan 2 hafta ağrısı gitmemişti. Bu kadar iyi biliyorum dövüşü o denli yani. Adamı geri savurtmak için topuklu ayakkabımı dizine vurdum. Vurmamla belimdeki elin sıcaklığı kendini dışarının yeline bıraktı bu demek oluyor ki tekniğim doğruymuş. Arkamdaki şahıs

" Ahhhhhh dizim!" Diye böğürdü o kadar da sert vurmadım halbuki amma da canı kıymetliymiş. Kim olduğunu öğrenmek için arkamı döndüm kiiii.

" Ayyyyy Mertttttt!" Dirseğine vurduğum çocuk Mertmiş inanamıyorum.

" Hazal o neydi ya? Topuk mu giyiyosunuz yoksa çakı mı taşıyorsunuz belli değil." Dedi yüzünü ekşiterek

" Ya Mert ben çok özür dilerim sen olduğunu bilmiyordum canın çok acıyor mu?" Dedim üzgün üzgün.

" Ha ben olduğumu bilmeseydin ahiretliktin diyorsun yani." dedi bir yandan dizini ovup bir yandan gülümsemeye çalışırken.

" Yok ya olur mu, yada olur olur sende niye gelip belimden tutuyorsun habersiz sapık sandım seni ağzını kırmadığıma dua et." Dedim

" Hahahhh sakinn Hazal valla şu an dua ettim gerçekten. Eee beni kaldırmaya yardım etsen keşke tinerci gibi oturmayayım burda sabaha kadar." Dedi gülerek bende güldüm onu yerden kaldırmak için kolundan tuttum.

" Amma da ağırmışsın ya belim koptu şu an." Dedim oflayarak

" Sende amma nazlıymışsın kocanın çekeceği var valla" dedi dalgayla

" Rica ederim Mert çok mütevazisin" dedim imalı ses tonuyla

" Teşekkürler şampiyonn." Dedi îmama karşılık. Gülümseyerek

" Ben artık eve gitmeliyim." Dedim babam aklıma gelince eğer geç kalırsam Mert'in benden yiyeceği dayağı ben babamdan yiyecek tim. Gerçi hoş ben bu kıyafetlerle yine dayak yerim ama hadi hayırlısı.

" Iyi de saat daha 10 biraz daha kalsak olmaz mı. Hem sen buraya eğlenmeye gelmedin mi? Hadi eğlenelim lütfen lütfen." Dedi beni bara ittirirken.

" Ya dur burası olmaz burayı sevmedim gideceksek başka yere gidelim o zaman." Dedim o da beni onaylayarak

" Tamam tamam sahile inelim o zaman ne dersin?" Dedi güzel fikirdi aslında Mert yüzünden almaya doyamadığım nefesi orda bol bol verip alırım.

" Tamam ama sadece yarım saat yoksa babam beni dö-" diye kaldı ağzım Mert tek kaşını kaladırarak cümlemin devamını bekliyordu.

" Şşeyy yoksa bb-abam beni döö-nüp dönüp arar durur yazık meraklanmasın" dedim şu an kendimle gurur duyuyordum topuklu ayakkabı üzerinde tek çırpıda yalan söyledim ne ara bu kadar gelmiştim benn? Kendimi övme kısmı bittikten sonra Mert'e dönerek

" Hadi neyi bekliyoruz gidelim zamanım kısıtlı biliyorsun." Mert beni onayladıktan sonra arabaya doğru ilerledik.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sahile gelmiştik dalgaların birbirine çarpma sesi ve ateşböceklerinin sesi beni çok rahatlatmıştı. Ruhum bütün acılarımı ve kayıplarımı bırakarak huzura yükselmişti. Mert'in beni dürtüklemesiyle yine acı hayata gelmiştim.

"Hııı dalmışım ne diyordun?" Dedim ona bakarak.

"Nereye daldın derinliğini bilmediğini hayallere dalma çakılırsın tıpkı bu espiri sonrası gibi." Dedi ve güldü güldü güldü bende ona anlamsız, sen niye doğdun der gibi bakıyordum

" Mert sen bence git şu köşede boğul. Espiri seviyen yükselir belki dedim." espiriden sonra sendromlu bir şekilde.

" Yaaaa Hazalll esprilerimi beğenmiyor musun yoksaaaaaaa." Dedi ağzını gıcık kızlar gibi ayırarak, buna gülmüştüm şu an beni güldürmeye başarmıştı.

" Tam ergen gibiyiz şu an" dedim ve tekrar güldüm.

" Değil miyiz hıı." Dedi gülümseyerek

" Hayır." dedim bende

" O barda ne işin vardı." Dedi hesap sorar gibi

" Hiçç eğlenmeye gitmiştim öylesine neden sordun?" Dedim ona bakarak

" Pek bir yere çıkmıyordun ya o yüzden dedim." Sanki keyfimden çıkmıyorum başında cellat gibi baba olsa dışarı lafının d'sini bile söylemeye cesaret edemezdin.

" Ben pek sevmiyorum gezmeyi" dedim sıradaki yalanımı söylerken.

" O bar pek tekin bir yer değildir. Çok çakallar vardır. Sen bence oraya bir daha gitme bu senin için tehlikeli olabilir." Dedi uyararak

" Niye ne var ki o barda adam mı kesiyorlar." Dedim şakasına

" Daha fazlası daha geçen gün adam bıçaklamışlardı." Dedi şimdi biraz ürkmüştüm. Korkak değildim ama ya orda bir kavga olsaydı ya bende bıçaklansaydım. Annemle kardeşimi görür müydüm acaba?

" Kim bıçaklıyor ya kim ki oranın sahibi?" Dedim meraklı bir şekilde.

" Yiğit sen bilmezsin sizin okulda sahibi o bıçaklayanda onun adamlarıdır."

" Ney Yiğit mi? Ben biliyorum onu bizim sınıfta demek katil mi o?" Diye tek nefeste konuştum

" Hazal sakin ol! yani kötü işler ile meşgul kendisi." Dedi alaycı tavırla. Bu çocuk sorunluysa benim onun yanında bulunmamam lazım sinirlenir beni filan keser sonra. Hatta laf filan atarsa duymamazlıktan geleceğim. Mert'in

" Hazalllll! " diye bağırmasıyla kendime geldim.

" Hıhhh" dedim bende pöfleyerek.

" Bugün ne çok daldın espiri geliyor ama." Dedi gülerek

" Hayırr sakınn bence sen bir süre espiri yapma hatta hiç yapma bu sağlığımız için daha önemli." Dedim gülerek oda bu söylediğime güldü.

"Mert" dedim aniden

" Efendim."

" Siz neden okulda Yiğit ile kavga ettiniz." Birden aklıma gelmişti

" Uzun mesele boşver." Dedi geçiştirerek

" Ama sen daha onu tanımıyorsun bile bir insan tanımadığı bir kişiye neden yumruk atar ki?"

" Bizim önceden tanışmışlığımız var kısacası şöyle söyleyeyim aramız bozuk Yiğitle."

" Hmm anladım." Dedim tatmin olmuşcasına

" Mert!" Dedim yine aniden

" Efendim Hazal sorularını neden taksit taksit soruyorsun?" Dedi gülerek

" Bilmem? Şey saat geç oldu kalkalım artık."

" Olur ben seni bırakayım."

" Tamam"

Arabaya doğru ilerledik ve Mert arabayı çalıştırdı bizde yola koyulduk.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

GERÇEKLERİN İZİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin