Giriş

246 82 8
                                    

Tüm hakları saklıdır ve kopyalanması durumunda yasal işlem başlatılacaktır .

Hayat, ilk mikrofonunu eline aldığında daha sekiz yaşındaydı. En çok da annesi Münevver Hanım'ın onun saçlarını tararken bir anda elinden tarağı alıp, o yılların eskitemediği şarkıları söylemeye de adeta bayılırdı.

Okul hayatında pek başarılı olduğu söylenemezdi fakat nerede olursa olsun şarkılar dilinden hiç eksik olmazdı. Ortaokulu sallantılı bir şekilde bitiren Hayat tek çocuk olmanın ona vermiş olduğu rahatlıkla beraber yaşayıp gidiyordu. Tek hedefi şarkıcı olabilmekti. Hayat'ın önce annesine daha sonra da babasına yapmış olduğu ısrarlar üzerine 1980'li yıllarda zor da olsa babasına bir televizyon aldırmayı başarmıştı. Annesinin temizlik yaptığı ve babasının da iş yerinde olduğu vakitlerde bu durumu fırsat bilerek televizyonun karşısına geçer orada söylenen şarkılara aynı zaman da kendisi de eşlik ederdi.

Liseyi de orta denebilecek derecede bitiren Hayat annesinin ısrarları üzerine üniversiteye hazırlanmaya koyulmuştu. Babası onun üniversite okumasını elbette istiyordu. Fakat o dönemin siyasi olayları ve hiç güvenli olmayan sosyal yaşantısı nedeniyle kızını koruyup kollamak onun en doğal hakkıydı. Bu yüzden de onun üniversiteyi ertelemesini daha doğru buluyor ve kızına bunu bir türlü söyleyemiyordu. Hayat ise üniversiteyi konservatuvarda bitirmek ve ünlü bir sanatçı olmak istiyordu. Arkadaşlarının yanında çokça şarkılar söyler ve her söylediği parçada bir o kadar da alkışını almayı ihmal etmezdi.

Hayat'ın, bir gün herkesin dilinden eksik etmediği şarkıları söyleyen ünlü bir ses sanatçı olabileceği ihtimalini kim bilebilirdi ki? Ama olmuştu. Hayat, Türkiye' nin önde gelen ses sanatçılarından biriydi. Lakin yaşadığı zorluklar onun bu noktaya gelmesine büyük etken olmuştu. Evet Hayat bir sanatçıydı.

Herkesin dilinden düşüremediği şarkıları seslendiren çokça ünlü bir ses sanatçısıydı. Bugünlere nasıl gelebilmişti ki? Bu zorlukları nasıl yenmişti?

Birbirini kovalayan yılların, onların hayatından neler getirip götürebileceğini tabi ki de kimse bilemezdi. Lakin dünya bu denli seyir ederken Hayat'ı bu yaşa getirene kadar anne ve babasının ne tür zorluklarla mücadele ettiklerini kendisi bilmiyordu. Ne yaşadıkları hakkında fikir sahibi bile değildi. O sadece gününü yaşıyor ve onu bu fani dünyadan alıp gökyüzüne çıkaran şarkıları söylemeye devam ediyordu.

Hayat'ın sadece kendi penceresinden baktığı bu yaşamın bir de ailesi için zor olan tarafları vardı. Hem annesinin hem de babasının...

Babası Nazif Bey, oturdukları mahallenin kıraathanesini işletirdi. Nazif ve hanımı Münevver, o zamanlar bir çok kesimin de olduğu gibi geçim derdine düşmüşlerdi. Maddi açıdan zorluk yaşıyor ve harcamalarına çokça dikkat ediyorlardı. Nazif hanımı ile hayatını birleştirmeden önce de kahvecilik yapıyordu. Onunkisi babadan gelen meslekti. Evleri kendilerine aitti. Şirin ve bir o kadar da huzur verici evleri vardı. Yaşadıkları bu şirin yuva Nazif'in uzun yıllar önce vefat eden babasından kalmıştı. Bu ev Hayat'ın doğup büyüdüğü hatta bir çok şarkılarını da ilk seslendirdiği yerdi.

İnşallah beğeneceğiniz bir hikaye başlangıcı olmuştur yorumlarınızı bekliyorum.

Hayata TutunmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin