Bir kaç yıl gördüğüm kabuslar, Halüsinasyonlar ,cinlerin ziyaretleri beni oldukça bunaltmıştı. Sanki bana bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar ama ben anlamıyordum. Uzun uzun odada oturup ne olduğunu anlamaya çalıştım. Bir süre sonra aklıma Ervah geldi. Yıllar önce ben çocukken Ervah kuyuya kardeşlerinin yanına gitmek istemişti ve o kuyudan bir daha çıkmamıştı. Onu sadece kabuslarımda görmüştüm. Belki bir şeyler düzelir umuduyla durumu Esra ile paylaştım. Nusaybin'e dönüp o kuyuya gireceğimi anlattım. Esra başta bu duruma sıcak bakmasa da sonradan oda bana hak verdi. Bebeği olduğu için benimle gelemeyeceğini ama yakın arkadaşı olan Nihal'i ikna edebilirse benimle gelmesini sağlayabileceğini söyledi. Akşam üzerine arkadaşı Nihal'i eve davet etti. Salonda oturduk ve Nihal'e başımdan geçen olayları anlattım. Nihal çok iyi kalpli ve kıpır kıpır bir kızdı. Benimle gelebileceğini söyledi ve onunda bu tarz şeylere ilgisi olduğunu anlattı. Ertesi gün Esra ile vedalaşıp Nihal'in aracına bindim. Nusaybin'deki o eski yaşadığımız eve doğru yola çıktık.
Saatler sonra yaşadığımız eski köye geldik. Köy yıllar önce terk edilmiş. Evlerde yaşayan kimse yoktu. eski evimizde yanıp harabeye döndüğünden bulmamız biraz zorlaştı. Hava kararmadan işimizi halletmemiz gerekiyordu. Sonunda harabe halindeki kül olmuş evimizi buldum. Vakit kaybetmeden belime kemer ve halat bağladım. Elime bir el feneri aldım. Bu sırada Nihal'de aracının arka kısmındaki çekme demirine halatın diğer ucunu bağladı. Kendimi yavaş yavaş kuyunun içine bıraktım.4-5 Metre indikten sonra zemine ulaşabildim. İçinde hiç su yoktu. Yerde Ervah'ı arıyordum fakat Ervah'tan eser yoktu. Tam o sırada yerdeki bir siyahlık dikkatimi çekti. Siyah bir poşet. İçerisinde kitap vardı. Bu yıllar önce iplerini çözüp açtığım için annemden tokat yememe sebep olan kitaptı. Kitabı aldım ve Nihal'e beni yukarı çekmesi için seslendim. Nihal beni yukarı doğru çekti. Kitabı almıştık ama bu kitabı ne yapacağımı bilmiyordum. Aklıma tekrardan bu kitabı bağlayıp kuyuya atma fikri geldi. Belki ailemin hapsettiği cinlerin bununla bir bağlantısı olabilirdi. Nihal ise büyülerin yakılarak bozulduğunu ve bu kitabı yakarsam kurtulacağımı söyledi. İki seçim arasında kalmıştım ve havada oldukça kararmıştı. Etrafı dolunayın ışığı ve aracın farkları aydınlatıyordu. Ben bunu bağlayıp kuyuya atacağımı söylesem de Nihal pişmanlık yaşamamam için yakmamı istedi. Bende daha fazla dayanamayıp bu kitabı yakmaya karar verdim. Çalı çırpı toplayıp ortaya yığdık. Yakmadan son bir kez kitabın içinde ne var ne yok bakmak istedim. İçerisinde el yazması arapça gibi şeyler yazıyordu. Bazı semboller vardı. Şekiller vardı. Sanırsam bu kitap babaannemin yıllar önce büyü ve cin hapsetmek için yazdığı el kitabıydı. Nihal elimden aldı ve ateşin içine attı. Ateş öyle kuvvetlendi ki sanki etraf yeniden aydınlanıyor gibiydi. İçimde bir ferahlama hissettim. Artık her şey düzelecek diye hissediyordum. Kitap tamamen yanıp kül oldu. Bizde arabaya atlayıp dönüş için tekrar yola koyulduk.
Yolda dönerken Nihal camını açıp bir keyif sigarası yaktı. Bana da bir dal uzattı. Normalde hiç sigara içmemiş biri olsam da ilk ve son sigaramı o araçta yaktım. Keyfim yerine gelmişti. Artık hayatımı düzene sokabilecektim. Her şey düzelecekti. Çok emindim. Allah'a şükürler etmeye başladım. Sigaramızın son dumanlarını çekiyorduk. Ben sigarayı Nihal'den sonra yakıp Nihal'den önce bitirip atmıştım. Nihal'de son dumanını çekti ve camdan atacakken bir anda rüzgardan dolayı izmarit aracın içine düştü. Nihal panikleyerek bir yandan üzerine düşen sigarayı ararken bir yandan da aniden frene bastı. O sırada hatırladığım tek şey Nihal kafasını direksiyona çarptı ve araç kontrolsüz kalıp ormanlığa dalmıştı. Saatlerce aracın içinde baygın halde kaldıktan sonra kendimi dışarı attım. Nihal'in vücudu aracın içinde sıkışmış ve beyni kulaklarından dışarı akmıştı. Yardım istemek için yolu aramaya koyuldum. Sendeleye sendeleye aracın ezdiği çalıları takip ederek yürümeye başladım. Saatlerce yürümeme rağmen hala yola çıkamadım. Hatta aynı yerden birkaç kez geçtiğimi fark ettim. En sonunda pes ettim ve kedimi yere atıp uykuya daldım. Aradan uzun zaman geçmiş olacak ki jandarmalar bizi bulmuşlar. Hastanede uzun süre yoğun bakımda kaldıktan sonra taburcu edildim. Nihal kazada hayatını kaybetmiş. Esra ve Eda'dan hiçbir haber yok. Bir sığınma evine yerleştirdiler. Orda da iyice kafayı yemeye başladım. Sürekli kendimi kesiyordum. Etrafımdakileri boğmaya ve öldürmeye çalışıyordum. Kimsenin görmediği kişileri görmeye başlıyordum ve bir çocuk doğurdum. Babası kim bilmiyorum. İşin garip yani bebeğimi kime göstersem insanlar bana bebeğimin olmadığını söylüyorlar. Kucağımda gezdiriyorum tek tek insanlara "bakın evladımı görmüyor musunuz" diyorum. Fakat kimse bebeğimi görmüyordu. En sonunda kafayı yediğimi düşündüler ve beni bu hastaneye yatırdılar. Burada 2 bebek daha doğurdum. Sanırım babası Ervah olabilir .Ama bebeklerimi buradaki doktorlarda görmediklerini söylüyorlar. Bakın şuanda yatağımın yanında yerde uyuyorlar. Siz görebiliyor musunuz ?...
Olayı Yaşayan Kişi = Kader S.
Kendisi bize problemlerini serbest bir şekilde anlattı. Çok büyük ruhsal sorunlar yaşadığını kendisi de biliyor. Hastanede kaldığı odada 2 tane bebeği olduğunu iddia ediyor. Ayrıca hastanede kaldığı odadaki komidinin üzerinde oyuncak bebek var. O bebeğin Ervah olduğunu söylüyor. İncelememize göre bebekte herhangi bir hareket bulunmuyor. Bu hikaye hoşunuza giderse ve gerekli ilgiyi alırsa hastanede ki bebeğin Ervah olup olmadığı konusunda Sami Hoca ile araştırma videosu hazırlayacağız.
Sami Hoca = Yıllar önce Kader'in Amcasının evine gece ziyaretinde bulunan kişidir.
---------------------
Sami Hocaya Sorduk =
• Kader Hanım kitabı yakmasına rağmen neden bu sorunları hala yaşamakta ?
- Kader Hanım kitapla beraber bizlere gelseydi belki bu konuda ona yardımcı olabilirdik. Belki birçok şeyi düzeltebilirdik. Fakat yaşadıkları o kadar derin ve esrarengiz ki bu olayı çözmek bu yüzden çok zor görünüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şayt-ı Düğüm (Yaşanmış Cin Vakasıdır)
HorrorKorku hikayelerini seslendirdiğimiz youtube kanalımıza abone olmayı unutmayın. https://www.youtube.com/@MuhurluKalem Söz verdiğimiz gibi o çok beklenen hikayeyi sonunda sizlerle buluşturuyoruz.Olay Kader Hanım'ın başından geçmiş korkunç olaylar barı...