(düzenlenmiş ve değiştirilmiştir.)
Tekrar merdivenlere döndüm ve vakit kaybetmeden Gryffindor Kulesi'ne çıkan merdivenlerden çıktım. Koridorda ilerleyip sağa döndüğümde Ron ve Lavender da koridorun öbür tarafından Şişman Hanım tablosuna doğru ilerliyorlardı. Elbisemin olduğu paketi iyice sahiplenip hızlı adımlarla tabloya ilerlemeye başladım.
Lavender elini Ron'un eline kenetlemiş ve bu yetmiyormuş gibi birde koluna sıkıca yapışmıştı. Onlardan önce tabloya varıp "Quid Agis" dedim yüksek sesle uyuklayan Şişman Hanım tablosuna. Sarsılarak uyandı ve,"Ah,sen öyle diyorsan madem.." diyerek geriye doğru açıldı.
Açılan geçitten geçip kuleye tırmanırken arkamdan gelen Lavender ve Ron'un ayak seslerini duyabiliyordum. Ron'un bu kızın ne kadar sahte olduğunu görememesi çok acıydı. Hem de çok.
Şöminenin önünde oturmuş birbiriyle konuşan Ginny ve Harry'e el sallayıp kızlar yatakhanesine ilerledim. Gelen diğer mektupları incelemek ve birkac tanıdık kelime çıkartmayı umuyordum. Böyle bir şey yapan insanlar genelde bir noktada açık verirdi ve bunu bulmayı umuyordum.
Biz altıncı sınıflar için olan yatakhaneye girip sandalyemin üzerine elbisemi astım. ve yatağımın yanındaki komidine koyduğum mektupları almak için çekmeceyi açtım.
Çekmecenin boş oluşu afallamama sebep olurken diğer çekmecelere ve yatağımın altına bakmaya başladım. Sandığımın içini bile didik edip hiçbirinden bir iz olmadığında yavaşça oturdum yatağıma. Çekmeceye koyduğuma o kadar emindim ki,nerede olabileceği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
"Bunları mı arıyorsun?" Ginny'nin kadife sesi kulaklarımı doldurduğunda başımı kapıya çevirdim ve elinde tuttuğu mektupları görmemle olduğum yerden fırladım.
"Ginny Weasley! Sen ne halt ettiğini sanıyorsun?" Ginny gülerek odanın içine girdi ve yatağımın üzerine atlayıp bağdaş kurdu. Elindeki parşömenlerden bir tanesini açıp yüksek sesle okumaya başladığında sadece orada durmuş ne yapmaya çalıştığını anlamaya uğraşıyordum.
'Bana yasak olan her şeyin sende toplandığını biliyor muydun? Bunlardan biri tahmin edeceğin üzere kanın. Sonrasında ise seninle her göz göze gelişimizde midemde hissettirdiğin o garip his.
Babam,bizim kanımızda aşka,sevgiye yer olmadığını söyler durur. Ben de hep öylw düşünürdüm. Ama seni gördüğümde tüm bu düşüncelerim yok oldu.
Dördüncü dönemde Yule Ball'da o mavi elbisenin içinde ne kadar güzel göründüğünü gördüğümde attırdın kalbimi ilk kez böyle hızlı. Farkında mıydın bilmiyorum ama o gece bana ilk defa gülümsemiştin. İşte o an,seninle ile duygularımın gün yüzüne çıktığı andı.
Ben aşık olmuştum. Daha önemlisi,ben sana aşık olmuştum.'
''Neden bana Draco Malfoy ile mektuplaştığınızı söylemediğini anlamıyorum." dedi parşömeni katlarken. Kaşlarım kendiliğinden çatılırken şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak elimden geldiğince düz bir tonda "Anlamadım?" diye sordum. Draco Malfoy'un bununla ne ilgisi vardı?
"Draco Malfoy'la mektuplaştığınızı neden söylemedin,dedim. Harry ve Ron'a söyleyeceğimden mi korktun?" başımı iki yana sallayıp yanına ilerledim ve yatağıma oturdum. "Sen..Nasıl.." cümlemi tamamlayamamıştım çünkü duyduğum ismin şoku adete beni boğuyordu.
Ne soracağımı anlamış olmalıydı ki,Ginny elimi tuttu ve gülümseyerek,"Onu sana mektup yazarken birkaç kez yakalamış olabilirim. Dean ile tartıştığım gün biraz yalnız kalmak için ihtiyaç odasına gittiğimde onunla karşılaştım. Anında parşömeni ve tüy kalemini ortadan kaldırdı. Ne yaptığını sorduğumda da terslemişti. Fakat birkaç gün sonra sana art arda mektuplar gelmeye başlayınca şüphelendim..." kaç dakika boyunca onu yakaladığı anları anlattı bilmiyordum çünkü bir süreden sonra dinlemeyi bırakmıştım. Aklımda sadece söylediği o ilk cümle yankılanıyordu; Draco Malfoy ile mektuplaştığınızı neden bana söylemedin..
Çünkü bilmiyordum.
"Ginny," dedim sonunda odayı sessizlik doldurduğunda. "Ben onun olduğunu bilmiyordum." Ginny şaşkınlıkla bana bakarken devam ettim. "Aklımdan bile geçmedi onun olabileceği. Nasıl bu kadar salak olabildiğimi anlamıyorum. Mektupları da bu yüzden arıyordum. Kim olduğuna dair ufak bir detay bulmak için...Ama sen zaten biliyormuşsun."
"Bu aramızda kalır," dedi ve bana sarıldı. Kollarımı ona doladığımde kulağıma şunları fısıldadı. "Ona bakışlarını gördüm;maçta,yemekte ve daha bir çok yerde." Ginny'nin fazlasıyla akıllı oluşu beni çoğu zaman afallatıyordu. Gözünden hiçbir şey kaçmıyor oluşu ise daha beterdi.
"On dakika sonra saat on bire geldiğinde, Draco ihtiyaç odasına gidecek." dedi benden ayrılırken. "Sen onu takip mi ediyordun?" diye sordum gülerek. Cevap vermedi ve yatağımdan kalkıp kapıya ilerledi. "Sadece ona git,Mione."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
amortentia, dramione
Fanfiction-Biri dünyana girer ve aniden tüm dünyan değişir- "Onu öpmeye devam ettim,saniyelerce,dakikalarca.. Draco'yu öperken bir çok şey hissediyordum; yeni doğanın annesine ilk kavuştuğu an gibi heyecanlı,babasının kucağında uyuyakalmış bir çocuk gibi huz...