quattuor

5.8K 375 243
                                    


(baştan yazılmış ve uzatılmıştır.)

Huzursuz ama fazlasıyla da heyecanlı adımlarla koridorda ilerliyordum. Her an yakalanma gibi bir riskim vardı ve Harry'den görünmezlik pelerinini isteyememiştim,çünkü; beni bir sürü soru yağmuruna tutar böylelikle de ufak bir tartışma yaşardık.

İhtiyaç odasının bulunduğu koridora yaklaştıkça sebepsizce hızlanan kalbimi biraz sakinleştirmek için duraksadım ve düzgün bir nefes alış verişi sağlayana kadar biraz bekledim. Koridorun öbür tarafından gelen buğulu bir ses doldurdu kulaklarımı. Biraz yanaştım ve duvara iyice yaslandıktan sonra sesleri duymaya çalıştım.

Bunun bir kız sesi olduğunu anlamam çok zor olmadı. Ses fazla anlaşılır değildi,ama cümle arasındaki "bulanık" kelimesini seçebilmiştim. Asamın ucunu duvarın arkasından hafifçe koridora doğrulttum ve "Homenum Revelio!" diye mırıldandım. Saniyeler geçmeden sesler iyice anlaşılır bir şekilde kulağıma işlemeye başladı.

"Kendini,Karanlık Lord'a yaranacaksın diye buna çok kaptırma,Draco," sesin sahibini tanımam da çok güç olmadı. Altı sene boyunca aşağılamalarına maruz kaldığım bir sesti bu. Pansy Parkinson'ın,Draco'nun yanında oluşu kaşlarımın çatılmasına neden olurken,Draco'nun cevabını duymak için dikkatimi konuşmaya verdim. "Lord'a yaranmaya çalıştığım yok benim. Kendi isteğimle onun tarafında olmadığımı gayet biliyorsun!"

Pansy'nin alaylı bir şekilde tısladığını duydum. "Evet,nasıl bilmem? Beni öptüğün gece de aynen bunu söylüyordun." Bir an için,nefesimin kesildiğini hissettim. Böyle bir şey beklemediğimden değildi,sadece gerçekten olabileceğini düşünmediğimdendi. Senelerce,Pansy ve Draco'nun arasında bir çekim olduğunu düşünür ama hiç birbirlerine o şekilde yaklaşımda bulunduklarını görmezdim. Tuhaf hissettim,sanki karnıma bir yumruk atılmış gibi bir his.

"O gece,bir anlık olan bir şeydi,Pansy. Bundan ulu orta yerde bahsetmeye devam edersen,hafızanı silmem gerekecek." dedi Draco. Ses tonundan rahatsız olduğunu anlamıştım. Bir çift ayak sesi duydum fakat kısa bir süre o ses kesildiğinde "Peki,ama benim hoşuma gitmişti." diye mırıldandı Pansy ve sonra tekrar adım seslerinin ters yönde uzaklaştığını duydum.

Sanırım,öbür tarafa gittiği için şanslıydım çünkü yakalanmak isteyeceğim son kişi Parkinson'du. Asamı indirip büyünün etkisini kaldırdım. Bu sırada ihtiyaç odasının kapısının belirdiğini belirten bir ses duydum. Bu Grimmauld Meydanında apartmanın içinden bir apartman daha çıkarken duyduğum sesten farksızdı ama deprem hissi yaşatmıyordu. Başımı duvarın arkasından hafifçe koridora uzattım.

Oradaydı.

Her zamanki siyah takımı ile kapıdan giriyordu. Mektupları yazanın o olması o kadar tuhaf bir his bırakmıştıki üzerimde,bir an için neden daha önce onun bu takım elbiseyle bu kadar etkileyici göründüğünü fark etmediğimle ilgili sorgularken buldum kendimi.

Kapının,duvarda tekrar kaybolmasını bekledim. Direkt arkasından girmeye kalkarsam onu takip ettiğimi ve az önce konuşulanlari duyduğumu düşünebilirdi. Pek,yanlış düşünmüş sayılmazdı ama yine de bunun olmasını istemiyordum. Bu yüzden duvar tekrar eski halini alana kadar bir süre neye ihtiyacım olduğunu düşündüm;Kitaplar...Hayır. Bunun için kütüphaneye zaten gidiyordum.

O an nedense kendime,günah çıkarmam gerektiğini hatırlatma gereği duydum. Tanrı'nın bir Cadı için nasıl cennette yuva açacabileceği düşüncesi gülmeme sebep olurken,bunları aklımdan kovaladım ve asıl amacıma odaklanmaya çalıştım. Draco içerideyken odanın bir anda kiliseye dönüşmesine karşılık vereceği tepkiyi merek etmiyor değildim.

amortentia, dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin