*bu bölüm tamamen düzenlenmiştir,eski yorumlar eski versiyona aittir*
Parfümümü boynuma sıkarken,elbisenin üzerimdeki duruşuna bakıyordum. Sürekli siyahlar içinde gördüğüm bir insanın böylesine pembe-üstelik çok da güzel bir pembe-elbiseyi nasıl seçtiğini merak ediyordum. Parfümü komidinin üzerine bırakıp ellerimi elbisemde gezdirdim. Hazırdım. Saçlarımı olduğu gibi bırakmış,sadece önden birkaç tutamı arkada birleştirmiştim.
Partiye davet ettiğim Cormac McLaggen için bir ziyafet gibi göründüğüme emindim ama son çarem o olduğu için yapmıştım bunu. Ron,Lavender'la geçirdiği vakitler yüzünden bize zaman ayıramaz olmuştu. Ginny ise Harry ile gidiyordu. Neville'a sormak için bile bir adım atmıştım fakat o,partide içki dağıtmayı daha ilgi çekici bulmuştu.
Ve,Draco..Onu davet etmem büyük bir kavgaya yol açabilirdi ve bunun olmasını istemezdim. Yine de,onu partide görebilmeyi umarak son bir kez aynada kendimi kontrol ettim ve ardından beşinci sınıfların yatakhanesine gitmek için kendi yatakhanemden çıktım. Ginny'nin kaldığı odayı bulduğumda o'da çıkmak üzereydi. Günlerdir öve öve bitiremediği zümrüt yeşili elbisesini giymiş,turuncu saçlarını su dalgası yapmıştı. Ginny'i çoğu zaman kıskanırdım. Çok güzeldi ve bu güzelliği paha biçilemezdi.
Birkaç dakikanın ardından Ginny koluma girip benimle Gryffindor ortak salonuna kadar indi. Cormac ve Harry şöminenin önündeki koltukta birbirlerinden olabildiğince en uzak köşelere oturmuş bekliyordu. Gözlerim istemeden de olsa Ron'u aradı. Son zamanlarını sürekli Lavender ile geçirmeye alıştığından yine onunla olabileceğini düşünerek Ron'u aklımdan çıkardım. En yakın(!) arkadaşımın sevgilisi ile nerede ne yapıyor olduğunu düşünmekle kafamı yormayacaktım.
Harry,Ginny'nin onun arkasından yaklaşıp kollarını boynuna doladığında şaşkınlık ve mutlulukla dolu bir şekilde inledi. Aralarındaki sevgi bağını seviyordum. Birbirlerine fazlasıyla aşıklardı.
Cormac ayaklanıp büyük bir özgüvenle göğsünü şişirdi ve kolunu hafifçe bana uzattı. Gözlerimi birkaç saniye bana uzattığı kolunda gezdirdim. Fil dişi rengi gömleği beklediğimin aksine ütülüydü. Gariptir ki,Gryffindor erkeklerinin hiçbirinin kıyafetlerini ütülü görmemiştim. Cormac beni etkilemek için yeni yollar denemeye başlamış olmalıydı. Fakat yine de koluna girmek yerine sadece samimi olmasına özen göstermeden gülümsedim ve önden yürümeye başladım. Hiçbir şekilde ilgimi çekmeyen birinin koluna girmeyecektim. Demem o ki,onunla partiye gittiğim için kendini şanslı hissetmeliydi çünkü bu benimle geçireceği ilk ve son vakti olacaktı.
Ginny ve Harry gülüşerek arkamızdan gelirken Cormac birlikte gittiğimizi belli etmek istercesine yakınımdan yürüyordu. Ellerimi önümde birleştirip elimi tutmaması için kendimi korumaya aldım,aksi taktirde eli elime değecek olursa suratına bir yumruğu yerdi.
Bu düşünce dudağımın kenarının yukarı kıvrılmasına neden oldu. Draco ile-ihtiyaç odasında müzik dinlediğimiz geceye kadar-hiç normal bir anımız yoktu. Genelde birbirimize ya lanet atar ya laf dalaşına girerdik. Aslında o anların bile ne kadar özel olduğunu anlamaya başlamıştım. Ona gıcık olurken aynı zamanda içimde ona karşı açacak çiçekler suluyordum.
Fakat on üç yaşında ve tüm ilgi odağınız tüm derslerden geçmeniz gerektiğindeyse aşkın nasıl bir şey olduğunu çok sonradan anlıyordunuz. Sadece bir kaç mektup ve güzel sözle kalbimin bu derece atabileceğini aklımın ucundan bile geçirmezdim. Fakat olmuştu işte. Draco Malfoy bana ilk mektubunu gönderdiği gün bu olmuştu.
Koridorda sağa dönüp kapının önündeki metal şövalyeye şifreyi söyleyen Harry'e baktım. Davetsizlerin girmesini önlemek için Slughorn odayı bir geceliğine şifrelemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
amortentia, dramione
Fanfiction-Biri dünyana girer ve aniden tüm dünyan değişir- "Onu öpmeye devam ettim,saniyelerce,dakikalarca.. Draco'yu öperken bir çok şey hissediyordum; yeni doğanın annesine ilk kavuştuğu an gibi heyecanlı,babasının kucağında uyuyakalmış bir çocuk gibi huz...