15. Bölüm

593 26 3
                                    

1 hafta sonra.
bu bir hafta içinde Eylül sürekli hamile olduğunu kızlara nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. hep bir cesaret toplayıp söylemek istiyordu ki, bir türlü yapamıyordu. birde Savaş var.... Eylül birşey farketti. bu son zamanlar Savaş çok garip davranıyordu. sürekli dışarı çıkıyordu ve ya gece gelirdi yada ertesi gün. Eylül pekde meraklı değildi, hatta Savaşı ortadan çıkartmak istiyordu ama nasıl? Aliyi sorsan Ali mutluluğun içinde güller açıyordu. Eylül bir an bile yalnız bırakmıyordu. Eylüle bir iş falan yaptırmıyordu, hatta yataktan kalkıp, mutfağa gidip su içmeye bile izin vermiyordu. Eylül Aliye bakıp gülüyordu. çok mutluydu. ama kızlar... acaba onlar nasıl tepki verecekler? Eylülün Aliyi affetmesine nasıl bir tepki gösterecekler? belki Eylüllü hiç konuşmayacaklar bile. belki ona sürekli ,,senin gururun yok! sen korkaksın!" diye dalga geçecekler. Eylül kızları kaybetmek istemiyordu. onlar onun tek arkadaşları, kardeşleriydi. onlar ona yardım ettiler Asiyeyle Mustafayı içeri atmak için. Eylül kendini onlara karşı borçlu hissediyordu. ama söylemeli. herşeyi anlatmalı. bebek büyüyecek ve belli olacak herşey. ne zamana kadar saklayabilir ki? bu arada Aliyle Eylül nikah kıymışlardı. yıldırım nikahı. Ali evlenmek için Eylülü ikna ediyordu ama Eylül kararlıydı. ilk önce kızlara söyleyecek sonra ne olacağını orda karar verirler.
Sabah.
Eylül uyanır ve yanında uzanan Aliyi görür. Ali onu izliyordu.
Eylül: (uyku sersemiyle) günaydın...
Ali: günaydın karıcım..
Eylül: Ali! ben tam olarak senin karın değilim. lütfen bana ,,karıcım" diyip durma.
Ali: tamam o zaman başka birşey diyim.
Eylül: he evet. başka birşey.
Ali gülümser.
Ali: oğlumun annesi. 😊
Eylül şok olmuşcasına başını ona çevirir, gözlerini açarak.
Eylül: YUH!!!! başka birşey bulamadın mı?!! ,,oğlumun annesi" ne ya?!!
Ali: annesi değil misin?
Eylül: yani annesiyim evet ama.. hem sen nerden bildin bizim bebeğimizin erkek olacağını? belki kız olur.
Ali: hissediyorum.
Eylül: neyi hissediyorsun? cinsiyetini mi?
Ali: evet 😊
Eylül: oha yani! Ali bence sen fazla film izleme.
Ali: sen nasıl istersen 🙂
Eylül göz devirir.
Ali: hadi kalk.
Eylül tam kalkacakken.
Ali: DUR!!!!!!
Eylül irkilir.
Eylül: ulan Ali, ulan Ali!!!! ödüm koptu ya!!!
Ali: sen kalkma. ben kahvaltıyı buraya getireceğim.
Eylül: niye? gidip insan gibi mutfakta yemek yiyelim işte.
Ali: ya aşkım şimdi sen kalkarsın, ani bir hareket yaparsın, bebeğe birşey olur. yok sen yat dinlen, ben getiriyorum.
Eylül: Ali!! bak beni sinir etme!! valla sana şurdan bir çakarım elimin tersiyle, duvarda fotokopin çıkar haa!!
Ali: oy nenem, sendende korkulur ha.. 👀
Eylül: ne dedin sen?
Ali: ne dedim?
Eylül: ,,oy nenem" dedin. sen karadenizli misin?
Ali: (gülümseyerek) yani evet. sen şimdi mi bildin?
Eylül: evet! Ali niye demiyorsun ya?!
Ali: lan ben ne bileyim senin bilmediğini!
Eylül: ulan Ali! şey bana bak. sen şimdi bana karadenizli birşey söylesene.
Ali: (gülümseyerek) seni seviyrum!
Eylülün yanağından öper. Eylül güler.
Ali: noldi? çok sevdun göriyrum 😃
Eylül: ya Ali!
Alinin boynuna atlar. Aliyse güler.
Eylül: bir dakika.
ayrılırlar.
Eylül: eğer sen karadenizliysen o zaman bizim dili nerden öğrendin?
Ali: yani ben tam olarak karadenizli değilim. benim babam karadenizli, annem istanbullu. ordan öğrendim.
Eylül: hee.. peki şimdi nerdeler?
Ali başını eğer.
Ali: bu uzun hikaye. sonra bir ara anlatırım.
Eylül: peki.
saate bakar.
Eylül: oha! lan biz yarım saattir dır dır dır ediyoruz şurda! kalk lan kalk!
Ali: ya sevdiğim dur! ben getiririm yemeği buraya.
Eylül: Ali! bak sana elimin tersiyle çakma konusu hala aklımda! bunu dışa çıkartma istersen!
Ali: (gülerek) tamam tamam. ama yavaş!
Eylül: ulan çekil lan!
Aliyi iter ve ikiside mutfağa giderler.
Ali: evet! ne istiyor benim hayatım?
Eylül: valla benim canım fena kuymak çekti ya.
Ali: kızım aklımı okuyorsun ya, yeminle bende kaç gündür kuymağın hasretini çekiyorum.
Eylül: güzel! o zaman yapalım.
Ali: yapalım? yapalım ne anlamında?
Eylül: yani sen ve ben.
Ali: ee
Eylül: ne? bilmiyor musun? ben sana öğretirim.
Ali: öğretirsin dimi?
Eylül: öğretirim öğretirim. bak şimdi.
birlikte kuymak yaparlar ve güzel kahvaltı yapıp televizyon seyretmeye karar verirler.
Eylül: Ali
Ali: söyle
Eylül: ben şimdi hamile olduğumu kızlara nasıl söyleyeceğim?
Ali: sen hala söylemedin mi?
Eylül: hayır. ne yapacağız?
Ali: valla bence sen söylemelisin. yani karnın büyüyünce çok geç olacak.
Eylül: ama onlar bana çok kızacaklar. yani sonuçta senden nefret ediyorlar.
Ali: e senden bütün bunları göze alarak söyle. başka çaremiz yok.
Eylül: tamam. o zaman ben şimdi gideyim.
Ali: şimdi mi? ya kızım şurda ne güzel keyif çatıyoruz ya! içine etma da!
Eylül güler. Alide güler.
Eylül: yok ben gideyim en iyisi.
Ali: ulan zaten tutsam inat edeceksin! yürü hadi.
Eylül: bana şans dile!
Ali: bol şanslar!
Eylül tam kapıdan çıkarcakken kapıyı kimse çalar. Eylül açar. Cansuydu. Eylül kızar.
Eylül: senin ne işin var burda?
Ali: sevdiğim kim geldi?
Cansuyu görünce biraz şok olur.
Ali: Cansu?
Cansu: niyetim kavga etmek değil. biliyorum siz birbirinizi seviyorsunuz ve ben geriye çekilmek istiyorum. Eylül sana birşey söyleyeceğim ve gerisini sen düşün.
Ali ile Eylül birbirlerine bakarlar.
Cansu: o gece biz parktaydık ya..
Flashback.
( Cansu arkadan anlatıyor)
Cansu: sonra ben tuvalete gittim. sonraysa Savaş peşimden geldi. Eylül o sana tuvalet bahanesi yaptı ama aslında benimle birlikte girdi içeri. önce ben anlamadım neden böyle birşey yaptı ama sonra...
Cansu: senin ne işin var burda? çık hemen burası kadınlar tuvaleti.
eliyle kapıyı gösterir. Savaş pis pis güler ve yaklaşır.
Cansu: uzak dur benden!
Savaş ani bir şekilde Cansuyu belinden tutar ve duvara sertçe çarpar.
Cansu: ahh! napıyorsun ya?!! imdat!!
Savaş: tamam.... sakin ol...
Cansu susar ve Savaşın gözlerine bakar. Savaşsa onun dudaklarına bakıyordu. sonra Cansuda onun dudaklarına bakar. sonunda Savaş yapışır Cansuda karşılık verir.
Cansu: sonra bana dedi ki ,,sen önden git, ben sonra geleceğim. şüphe etmesinler" ben onun dediğini yaptım.
Flashback Son.
Cansu: yani diyeceklerimin anlamı şu ki ( Eylüle bakar) Savaştan uzak dur! yoksa seni lime lime ederim!
Eylül: Cansu! ben sana çok teşekkür ederim! ben günlerce Savaştan nasıl ayrılacağım diye bir bahane arıyordum. seni karşıma Allah çıkarttı.
Ali: vay şerefsiz vay!
Eylül: şimdi izninizle benim gitmem lazım, çok işim var.
Ali: hadi sevgilim.
Eylül dudağına bir buse koydurur.
Eylül: Cansu istersen sende benimle gel. orda bana şahitlik yaparsın.
Cansu: peki.
Cansuyla birlikte Cemrelere giderler. Eylül kapıyı çalar ve Kader açar.
Kader: Eylül! hoşgeldin! gel. bu kız kim?
Eylül: Kader sonra anlatırım. Savaşı çağır bana.
Kader: noldu?
diğerleride gelirler.
Savaş: Eylül! sevgilim nerdeydin sen? kaç gündür seni arıyorum?
Cansuyu görür ve tedirgin olur.
Savaş: bu kız kim?
Eylül: şimdi ben sana anlatacağım herşeyi! evet Savaş bey! şundan başlayım ki ben senden önce Aliyle çıkıyordum. onu çok seviyordum. sonra Asiyeyle Mustafa içeri girdiler ama Asiye bir şekilde ordan çıktı ve bana gelip beni tehdit etti. ben bütün bu olanları gidip Aliye anlattım. o zamanlar kızlarıda tanıyordum. Aliye anlatınca Ali hiç beklemediğim bir tepki gösterdi bana. beni terketti..
Cemre: hayvan herif!
Eylül: ben ondan intikam almak için buralardan çekip gittim. Rusyaya geldim ve orda seninle tanıştım. sana aşık olduğumu sanıyordum. sonra biz buraya geri gelince ben Aliyi gördüm. çok kötüydü. zayıflamıştı, kötü bir insan olmuştu. sigara, içki, uyuşturucu falan herşeyi elde etmişti. kollarında damarlarını, parmaklarında kemilerini saymak olurdu. ben geldim ve o beni görünce tabi önce şok oldu, sonra sevindi çünkü beni hala seviyordu ama sonra seni gördü ve yıkıldı. o yüzden o gün biz eve gelince o hemen çıktı. sonra ne oldu bilmiyorum ama Ali çok değişti. içindende, dışındanda. spor yapmaya başladı, kendine bakmaya başladı, yani tamamen değişti çocuk. ben o gün spor yapmaya gittim parka ve onuda gördüm. beni sinirlendirmeye çalışıyordu ve baya başardı. bende bu yüzden onu sinir etmeye çalışıyordum. hep seninle geziyordum, senin elini tutuyordum, Aliyi görünce seni öpüp sana sarılıyordum. sen ne sandın? benim sen sevdiğimi mi? yanıldın. sonra o gün biz lunaparka gittik ya ve Alileri gördük. Alinin etrafında kızlar vardı ve inan, ben onu çok kıskandım. sonra biz kalktık ve gittik ama bu kız (Cansuyu göstererek ) Aliyle gitti. tuvalete gitti sende peşinden. orda ne yaptığınızı biliyorum...
Savaş şok olur ve başını eğer.
Eylül: Cansu herşeyi anlattı.
Güney: ne yaptı ki?
Eylül: (Savaşa bakarak) bu it bu kızı öptü!!!
herkes: ne?!!!
Kader: ne yaptı ne yaptı?! 😧
Eylül: bu sabah ben size geliyordum. size bir haberim vardı. tam evden çıkıyordum ki Cansu geldi ve bana herşeyi anlattı.
Savaş sinirli sinirli Cansuya bakar. Cansuysa pis pis sırıtır.
Savaş: hani bu aramızda kalacaktı?!! hani saklayacaktın?!!
Cansu: ben sana bunu saklayacağımı SÖYLEDİM, SÖZ VERMEDİM.
Savaş: sen nasıl bir yılanmışsın?!
Mert: lan sus!! kırmayım ağzını burnunu haa!
Güney: şerefsiz!
Songül: lan utanmadın mı ya?! bu kızı resmen elinde kullandın!!! Allah senin belanı versin!!
Savaş: bakın bir dinleyin..
Cemre: sus be sus!! pislik!!
Tuna: zibidi ya!
Savaş Aslana bakar.
Savaş: kardeşim bari sen beni dinle..
Aslan: sus!! benim senin gibi bir kardeşim artık yok!! defol lan burdan!!! DEFOL!!!
Savaş: ya lütfen bir dinler misiniz?
Eylül: SON OLARAKTA ŞUNU SÖYLEMEK İSTİYORUM SAVAŞ EFENDİ!! (Savaşa yaklaşır ve gözlerinin içine bakar, sessizce) karnımda Alinin çocuğunu taşıyorum...
,,Alinin çocuğunu taşıyorum... Alinin çocuğunu taşıyorum... çocuğunu taşıyorum.... çocuğunu taşıyorum..."
herkes susar. bu sessizliği bozan Kader olur.
Kader: ne? s... sen... sen hamile misin?
Eylül gülümser ve kafa sallar. Savaş hala Eylüle bakıyordu.
Kader: ne yani o şimdi bizim teyze mi.... (ellerini çak yapar) ay biz teyze mi oluyoruz?!! aaaaa!!!!!
Cemre: ne?!!!! 🤭🤭🤭
kızlar sarılırlar ve bağırış çağırış seslerini tüm mahallede duymak olur. erkeklerse gülerler.
Güney: ulan...
Aslan: lan ben şimdi Savaşı dövmeliydim şurda ama....
Mert: bir dakika ya... ne demek oluyor bu şimdi?
Tuna: lan resmen dayı oluyoruz.. resmen dayı oluyoruz ya!!
Aslan: OHA!!!!! YUH!!!!!
Mert: ulan Eylül!!!
Eylüle yaklaşır.
Mert: lan vur dedik öldürdün be!! tebrikler!!!
sarılırlar.
Meral: (sevimli gülümseyerek) evet canısılar şimdi bunu adına güzel bir parti yapacağız! 😁
Songül: lan valla burda Meralin tarafındayım! hakkettik sonuçta! 🤗
Meral: ay teşekkür canısı 😋
Songül: te Allahım ya
Savaş hala şok olmuşcasına Eylüle bakıp duruyordu.
Songül: lan sen hala burda mısın?! yürü git bak benim ağzımı açtırma!!
Güney: gitsene lan ne bekliyorsun?!!
Cansu: Savaş sen geliyor musun?!
Savaş: o...olamaz dimi? olamaz...
Cemre: ne olamaz lan, ne olamaz?!
Savaş: (Eylüle bakarak) s..sen... sen hamine falan değilsin dimi? ş...şaka? şaka dimi?
Mert: mal ya!
Güney: olm bana bak yürü git, kırarım şimdi o pis ağzını haa!
Songül: tamam sevgili, sakin ol.
Ali evde dayanamaz ve oda gelir.
Ali: noluyor burda?
herkes ona bakar.
Meral: enişte!
Eylül: ne eniştesi be?!
Meral koşarak Aliye sarılır. Ali şok olur.
Ali: ee... Eylül noluyor?
Eylül: işte.... kızlara hamile olduğumu söyledim... Meralde..
Ali: he anladım..
herkes Aliyi tebrik eder, Eylülede sarılırlar. Savaş hala olduğu yerde duruyordu.
Ali: bu ne duruyor burda?
herkes Savaşa döner.
Meral: uçtu.
Kader: hemde çok uzaklara.
Eylül eve girer ve bir kova su getirir. soğuk su.
Ali: Eylül napıyorsun?! ağırdır o! bırak!
Eylül suyu Savaşa fırlatır. herkes kahkaha atar. Savaş neye uğradığını anlamaz.
Eylül: günaydın cicim! 😁
Savaş: Eylül napıyorsun ya?!
Ali: şşş ağır ol!
Cansu: neyse ben gidiyorum. hoşçakalın!
Meral: ay bu iticide benim sinirlerimi bozuyor. çirkin!
herkes güler.
Meral: ne? ne gülüyorsunuz?
öyle yada böyle gün biter. Eylül Alide kalmaya karar verir.
6 ay sonra.
Eylülün hamileliği çok güzel geçiyordu. yani bugüne kadar iyiydi. Ali Eylülün başında pervaneydi. çok mutlulardı. bir gün birlikte kafeye gitmeye karar verirler.
Ali: aşkım ben arabadayım!
Eylül: tamam!
Ali arabada bekler. Eylül içerde çantasını topluyordu.
Eylül: telefonumu koydum, makyaj malzemelerimi koydum, kulaklıklarımı koydum.... neyi unuttum? he cüzdan.
cüzdanıda koyar.
Eylül: cüzdandan tamam. galiba bitti. evet.
evden çıkar ve kapıyı kitler birden duraksar. ayaklarına bakar. ev ayakkabısındaydı.
Eylül: of!
içeri girer ve ayakkabılarını değiştirir. çıkar. birde girer. buzdolabına gelir ve açıp meyvesuyu alır. kapatır bir kaç adım eder sonra durur... buzdolabın kapısını açar... anahtarlar içerdeydi.. anahtarları alır ve çıkıp arabaya biner. Ali ona hafif gülümseyerek bakıyordu.
Eylül: ne?
Ali: evin kapısını anahtarla bağlamayı unuttun. 😊
Eylül yutkunur. elindeki anahtarlara bakar. şok.. Ali güler.
Ali: tamam sevgilim ver. ben bağlarım.
Eylül: hıhı.
anahtarları verir ve Ali kapıyı bağlayıp arabaya biner ve giderler. kafeye gelirler.
Ali: tamam sevdiğim kızma. hani doğal birşey. sen hamilesin. tabiki unutacaksın. hem bunda ne var ki?
Eylül: ya Ali ne demek ne var ya? benim yüzümden eve hırsız girebilirdi!
bir masaya otururlar ve Ali garson çağırır. garson menü getirir ve seçerler.
Ali: söyle ne istiyorsun.
Eylülün yüzü asıktı.
Ali: Eylül.. noldu?
Eylül hala yere bakıyordu.
Ali: bu anahtar meselisi dimi? ya sevdiğim bak bir kez daha söylüyorum. sen HA-Mİ-LE-SİN. doktorda söyledi. böyle şeyler oluyor. hem bir tek sende değil ki. bütün hamile kadınlar bu dönemden geçiyorlar. sen bunu benden daha iyi bilmelisin.
Eylül: diyorsun?
Ali: biliyorum. hadi şimdi seç birşey. acıktım.
Eylül gülümser. birşeyler seçerler ve garsonu çağırırlar. bu arada garson kızdı.
garson: sizi dinliyorum.
Ali kıza bakar ve yemekleri söyler. Eylül bunu farkeder ve morali bozulur. kız gider ve Ali başını Eylüle çevirir ve onun halini görür.
Ali: niye yüzün asık?
Eylül: sen niye o kıza bakıyordun?
Ali: yemekleri söylüyordum o yüzden.
Eylül: yemekleri garsona bakarak mı söylemek lazım?
Ali: ne yani suratımı yere dikerek mi söyleyim?
Eylül: AYNEN ÖYLE YAPACAKSIN!
herkes onlara bakar.
Ali: Eylül bağırma herkes bize bakıyor.
Eylül: AMA BEN ANLADIM. SEN BÜTÜN BUNLARI BİLEREK YAPIYORSUN ÇÜNKÜ BENİ TERKEDECEKSİN!! TAM 5 YIL ÖNCE NASIL YAPTIYSAN ÖYLE YAPACAKSIN!!
Ali: Eylül sakin ol. nerden çıktı bu şimdi?
Eylül: SÖYLE!! YÜZÜME BAKARAK SÖYLE!!!! GÖZLERİMİN İÇİNE BAKARAK BANA BENİ SEVMEDİĞİNİ SÖYLE!!!
ağlar. Ali büyük şok geçirir. Eylülün önünden kalkar ve yanına oturur. ona sımsıkı sarılır. başını göğsüne gömer.
Ali: şşş tamam sakin ol. sevdiğim nerden çıktı bu şimdi? ben hiç senden vazgeçer miyim? ben hiç senden başkasına bakar mıyım? sen benim bir tanemsin! biricik karımsın! sen benim kalbim, ruhumsun. insan hiç kalpsiz yaşayabilir mi? tamam sakin ol, ağlama.
ayrılırlar ve Ali Eylülün başını ellerinin arasına alır ve gözyaşlarını siler. sonra salona döner.
Ali: arkadaşlar pardon! çok özür dileriz!
adam: sorun değil kardeşim. benimkide böyleydi. senin daha çekeceğin var.
Ali: anlamadım.
adam: doğuma kadar böyle olacak.
Ali: öhöm öhöm!! doğuma kadar mı?
Eylül adama sinirli sinirli bakar.
Eylül: hiçte bile!
Ali: Eylül tamam sakinleş!
yemekler gelir ve yiyip kafeden çıkarlar. arabaya binerler ve giderler. trafik ışığında durular. ışığın altında bir kız duruyordu ama başka tarafa bakıyordu. yolun temiz olduğu bekliyordu. Ali trafik ışığına bakar ama Eylül yanlış anlayıp onun o kıza baktığını düşünür.
Eylül: YA SEN NAPIYORSUN YA?!! SEN BENİM BU BEBEĞİ DÜŞÜRMEMİ İSTİYORSUN?!!!
Ali: n'aptım ben yine?
Eylül: SEN NİYE O KIZA BAKIYORSUN?!!
Ali: Eylül abartmıyor musun?
Eylül: BEN Mİ ABARTIYORUM?!! ASIL SEN ABARTIYORSUN!! KIZLAR KONUSUNDA ABARTIYORSUN!!! O ZENGİN BEBELER GİBİ ÇOK SEVGİLERİN OLSUN, HER GÜN BİRİNİ ALTINA ALMAK İSTİYORSUN!!! EĞLENMEK İSTİYORSUN!!
Ali: Eylül sus beni deli etme!! ya sen geceleri kabus mu görüyorsun ya?! sonra gelip bunları benim üstüme atıyorsun!
Eylül: yani şimdi suçlu ben oldum dimi?
Ali: Eylül!
Eylül: NE EYLÜL YA NE EYLÜL!!! SEN BENDEN AYRILMAK İSTİYORSUN!!! SEN BU BEBEĞİ İSTEMİYORSUN!!
Ali iç çeker.
Eylül: SEVMİYORSUN DİMİ?!! NOLDU?!! BIKTIN DİMİ?!! BENİM HAMİLELİK TRİPLERİMDEN BIKTIN!! YA SEN.. SEN NE BİÇİM BİR ADAMSIN?! AŞAĞILIK!!
Ali: Eylül!
Eylül: PİSLİK!!!
Ali: Eylül dedim!
Eylül: NAMUSSUZ VE..
Ali, Eylül sözünü bitirmeden onu kendine çeker ve dudağına yapışır. bir süre öyle kalırlar. sonra Ali bırakır.
Ali: oldu mu şimdi? 😉
Eylül susar.
Ali: şimdi benim arabayı kullanmam lazım çünkü yeşil çoktan yandı ve arkadan sinyal sesleri haykırıyorlar.
gülümser. Eylül geri çekilir ve öne bakar. Ali bir kez daha havalı havalı Eylüle bakar ve yollarına devam ederler... kafeden sonra hastaneye gitmeliydiler bebeğin cinsiyetini öğrenmek için. hastaneye gelirler. Ali Eylülün elinden tutmuştu.
Ali: iyi günler. biz randevumuz var Eylül Göktürk adına. bir bakar mısınız?
X: bir dakika. bebeğin cinsiyetini öğrenmek için gelmiştiniz dimi?
Ali: evet.
X: 2 katta doktor beyin odası 218.
Ali: teşekkürler.
yukarı çıkarlar ve otururlar. ikiside çok heyecanlıydılar.
Ali: bence erkek olacak.
Eylül: bence kız.
Ali: bence ikiz.
Eylül: yuh Ali!
Ali güler. doktor gelir. genç bir erkekti. yakışıklıydıda.
doktor: buyrun.
Ali ona ters ters bakar.
Ali: bu mu?
Eylül: efendim?
Ali: doktorun bu mu?
Eylül: evet. tanıştırayım. Selim bey bu eşim Ali, Ali bu benim doktorum Selim bey.
Selim: memnun oldum.
Ali: (ona ters ters bakarak) bende. 😡
Selim: Eylül hadi bakalım.
Selim içeri girer.
Ali: Eylül mü? ne Eylülü lan? bu ,,hanım" sözünü bilmiyor mu?
Eylül: Ali naz yapma. ben her zaman bunun yanına geliyorum bu yüzden bana sadece Eylül demesini istedim.
Ali: HER ZAMAN MI?!!!
Eylül: bağırma!
Ali: (sesizce) ne yani bu şimdi sen gördü mü?
Eylül: oha Ali çok ayıp! neyse ben giriyorum.
Ali: bende geleceğim.
Eylül: neden?
Ali: kim bilir neler yapıyor bu orda sana.
Eylül: Ali!!!
Ali: hadi hadi.
içeri girerler.
Selim: üstünü çıkart.
Ali: çüş! neden?!!!
Eylül: Ali sakin olur musun?
Selim: yani üstünü çıkart anlamında yani karnını aç.
Ali: daha önceden böyle desene! 😡
Eylül: Ali bak eğer susmazsan seni dışarı atarım.
Ali: tamam be tamam.
Eylül karnını açar ve uzanır. Selim ultrason yapmaya başlar.
Eylül: nasıl Selim?
Ali: öhöm öhöm!
Eylül Aliye kaş göz eder susması için.
Selim: iyi iyi, gayet iyi. hatta harika diye söyleyebilirim.
Eylül: oh çok şükür.
Ali gülümser. kontrol biter ve Eylül kalkıp karnını siler.
Selim: yanlış anlaşılmasın sizin eviniz büyük mü?
Ali: anlamadım.
Selim: yani dördünüz sığabilecek misiniz?
Ali ile Eylül birbirlerine bakarlar.
Eylül: dördümüz?
Selim: (gülümseyerek) tebrik ederim, ikiziniz olacak. ☺️
Eylülle Ali nefes alamazlar. bir süreliğine sessizlik olur......
Ali: i...ik....ikiz mi?
Selim: evet. bir kız, bir erkek.
Eylülle Alinin yüz ifadelerini kendiniz tahmin edin.
Arabada.
sessizlik.... ikiside öne bakıyorlardı. bu sessizliği bozan Eylül olur.
Eylül: OHA!!!
Ali: LAN YUH LAN YUH!!!!
Eylül: İKİZ!!!! İKİZ ALİ ANLIYOR MUSUN?!! İKİZ!!!
parmağıyla iki gösterir.
Ali: ALLAH ALLAH!!! EY AHALİ!!! DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN!!!! İKİZİM OLUYOR LAN İKİZİM!!!!!
kahkaha atarlar. çok mutluydular. biraz giderler birden arabanın frenleri bozulurlar. Ali frene basıyordu ama araba durmuyordu.
Ali: noluyor ya?
Eylül: Ali! noluyor?
Ali: frenler cevap vermiyorlar.
Eylül: Ali birşey yap.
Ali: noluyor ya?
araba durmuyordu. karşıdan kamyon gelir.
Eylül: Ali!! Ali kamyon!!!
Ali: Eylül!!!! Eylül!!!!!
Eylül: HAYIR!!!!!
Ali: EYLÜL!!!!!!
Eylül elini karnına koyar.
Eylül: AAAAAAA!!!!!!!!!!
Ali: HAYIR!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
karanlık.........................

KırıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin