9-Kaybolmak

492 73 80
                                    

LP: Lost On You

Yatakta oyalanmak yerine gözümü açtığım gibi banyoya koştum, bugün büyük gündü. Bugün sonunda Hyunjin Hyung'u görecektim. Nasıl göründüğünü, nasıl olduğunu o kadar çok merak ediyordum ki..

Eski enerjime henüz kavuşmuş değildim. Birkaç gün vücudumu çok yorduğum içindi sanırım. Hızlı olmaya çalışarak bir duş alıp, dişlerimi fırçaladım. Öğleye kadar uyumuş olmama pek şaşırmıyordum. Bütün gece film izlemiş, sabaha kadar da hayal kurmuştum.

Beni görünce ne yapacağını o kadar merak ediyordum ki. Tanımamış gibi mi yapacak? Yoksa görmezden mi gelecek? Konuşacak mı? Beni görünce ki yüz ifadesini bile hayal etmiştim. Gülümserse gözlerinin nasıl küçüleceğini, dudaklarının nasıl şekil alacağını, en çok da gerçekten gülümseyecek mi onu merak ediyordum.

Hızla üstümü giyinip birkaç şey atıştırdım. Onu nerede aramam gerektiğini düşünüyordum. Telefondan arasam? Mantıklıydı. Ellerim bile titriyordu. Titreyen parmaklarımla aramayı başlattığımda gözlerimi kapattım. Sesini bile o kadar özlemiştim ki..

"Bu numara kulanılmamaktadır."

Cümlesini duyamamla kapattığım gözlerimi hızla açtım. Ne demek bu numara kullanılmamaktadır? Aslında bu numara kullanılmamaktadır demek.

"Ne saçmalıyorum ben ya?"

Telefonu cebime sıkıştırıp kapının önünde tekrar düşünmeye başladım. Nerede olabilirdi ki? Birlikte gittiğimiz yerlere bakabilirdim. En son da evlerine giderdim. Yüzsüz gibi.. arkadaşlığımızı bitirme nedenimiz bana çok çocukça geliyordu. Birisi bana bir kıskanmadan dolayı bir daha konuşmayacağımızı ve benim birkaç sene sonra kafayı yemek üzere olduğumu söyleseydi ona, gülüp 'siktir git' derdim. Şimdi ise hiç komik gelmiyordu. Aksine gergindim.

Evden çıkıp gittiğimiz parka doğru yürümeye başladım. Hava sıcaktı ve terlemeye başlamıştım. Sıktığım parfümüm bir boka yaramayacaktı. Parka ulaşmam onbeş dakikayı bulmuştu. Parkta sadece oyun oynayan çocuklar ve muhtemelen onlara bakmak için burada olan birkaç kişi vardı. Sürekli dondurma aldığımız kafeye yürümeye başladığımda orada olacağını düşünüyordum. Orayı severdi, severdik.

Gözlerim onu ararken bir garson gelip istediğim bir şey olup olmadığını sordu. Bir şey istemediğimi söyleyip içeriye baktım. Tuvalete bile baktım ama burada değildi. Burayı terk etmiş olamazdı. Burayı gerçekten çok seviyordu. Sahilde olabilirdi? Kesinlikle sahildeydi. Hızla kafeden çıktım. Güneş daha az yakıyordu şimdi. Sahile kadar yürüyemeyeceğim için dolmuşa bindim. Cam kenarına oturup şarkı dinlemeye başladım.

LP Lost On You çalmaya başladığında şarkıyı değiştirdim. Şarkılar dünyayı nasıl gördüğünüzü etkiliyordu. Şu an demorolize olmak istemiyordum. Hyunjin Hyung'u görecektim! Daha güzel ne olabilirdi ki? İnceğim durağa geldiğimizde saat üçe geliyordu. Sahili baştan sona dolaşmam gerekse de onu bulacaktım. Arkadaşlarına sorabilirdim. Evet, arkadaşlarını tanısaydım sorabilirdim.

"Seungmin? Seni burada görmeyi beklemiyordum."

Sol taraftan gelen sesle yürümeyi kesip o tarafa döndüm. Changbin gülümseyerek bana doğru geliyordu.

"Bende seni görmeyi beklemiyordum."

Arkasından bir çocuk daha yanımıza geldiğinde gülümsedi.

"Sen genelde buralarda takılmazsın. Aşağılarda takıldığını sanıyordum."

Zorla gülümsediğini anlamak zor değildi. Ben de öyle gülümsüyordum.

Morpheus -Hyunjin&Seungmin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin