✿✿✿

58 11 1
                                    


Tam olarak şu masaların beş adım yanındaki masalarda kuşların güzellemelerine ihtiyaç duyulmadığı, güneşin batıp nöbeti aya devrettiği bir saatte bir kadınla bir adam vardı. Ankara'nın kurtarılmış bölgesi olan Kurtuluş parkının güzel bir köşesinde adam su tarafına doğru otururken kadın koşu parkurunu ve ağaçların olduğu tarafa doğru oturmuştu. Adamın karşısında yer alan kadının gözleri ışığa değdikçe maviliğini gösteriyordu. Mavilik, adamın mavilikle alakalı tüm güzelliklerde kaybolmasına neden oluyordu.. Kadın gülünce adam da gülüyordu. Kadının güneşten kızarmış yanaklarından biri kendisinin gülmesine neden oluyorken bir diğeri adamı güldürmek için fazla bile geliyordu. Mutlu olmaktan fırsat buldukça adamın yaptığı kara lahana çorbasını kendileri gibi sarı buğday ekmekleri ile yediler. Mutlu olmanın kahvaltıyla olan alakası kadar mutlu olmanın ellerinle yaptığın yemeği başkasına yedirmekle de alakası vardı. Fazla olan duygu az olan duyguyu bastırır. Adam fazla mutluluklu hayatım diye hatırlayacağı anları yaşarken nasıl oluyordu da çorbadaki acıyı fark etmiyordu. İşte bunun da mutlulukla bir alakası vardı. Sonra kadın yüzünün yanmış olabileceği yerlerden ve anlardan bahsetti adam dinledi, dinlerken bi yandan da ilk sigarasını yaktı. Sigaranın da mutlu anların depolanmasıyla bir alakası vardı. Adamla kadın güldüler, birbirlerine bakıp birbirlerine mutluluk verdiler, bir yandan da birbirlerinin hayallerine hayal veriyorlardı. Bir adam tanımanın bir kadın tanımanın hayal kurmakla bir alakası olmalıydı. Muhabbet kelimesi en çok da kadınla adam konuşurlarken kelimelerin yanında verdikleri hoş tad ile mana kazandı. Kelimelerin tadının insanın tadıyla bir alakası vardır. Adamın yaktığı son sigara bundan sonraki sigaralarını anlamlandırmaya yetmişti. Zamanın akıp geçerken mutlu anlara acımadığını, adamla kadın, kalkma vaktinin geldiğini fark edince gördüler. Neyse ki hala etrafı ağaçlarla çevrili güzel sarı ışıklarla aydınlatılmış bir yolda güzel bir kadınla bir adamın yürüyecek kısa olmayan bir yolları vardı. Adam ve kadın için mutluluktan geçen yoldu bu kısa olmayan yol. Güzellikle dolu bir yürüyüşün sonunu da yol yeterince uzun olmayarak getirmişti. Vücutlar çok sıkı sarılmıyordu ama ruhlar vücutlara inat daha bi sıkı sarılıyordu. Sarılmanın sevgiyle olan alakasını çok sevin. Sarılmadan sonra ayrılığa rağmen ruhları ve suratları tebessüm dolduran mutlandıran şey adamın ve kadının birbirine verdiği güzelliklerdi.

Varlıkları ile birbirlerine şükreden bir adam ve kadının hayatlarından güzel olan bir kesiti okudunuz. Şimdi hayatınıza devam edebilirsiniz.

SANADA KIRGINIM PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin