8

705 78 26
                                    

Bardaydın.

Saçma bir kıskançlık yüzünden -ki bu seni oldukça sıkan bir durumdu. Her şeyine karışıyordum, üzgünüm.- kapıyı çarpıp gitmiştim. Yine sinirliydin. Yine kırılmıştım.

Kafan estikçe bara giderdin. O gün peşine takıldım. Her gün başına bir şey gelir diye sapık gibi takip ettiğim günlerden biriydi. Bunu duysaydın yine sever miydin beni?

Arkandan gizlice ağlayarak seni takip ediyordum. Sen ise yarı kızgın, yarı durgundun.

Bara girdiğinde direktmen barmenin yanına varıp içki içmeye başlamıştın. Ben ise gözden uzak bir yerde seni izliyordum. Ağlamam dinmişti en azından dikkat çekmiyordum.

Benim çekici olduğum kadar sen bir o kadar kusursuzdun. Geniş omuzlarınla beraberinden hafiften kasların vardı.

Bulunduğumu barda -gay bar- çoğu insanın gözü üstündeydi. Kaslı, güçlü görüntümün aksine içerde bulunan kırgın bedenimin farkında olmamalarını fırsat bilerek hepsini öldürmek istedim. Teker teker.

Saat gece yarısına gelmişti. Bulunduğum yerden gizlice aradım, aramayı görmenle telefonu kapatman bir olmuştu. O an içimdeki hayal kırıklığını kaleme dökemem, sevgilim.

Devirdiğin onca şişelerin arasına iyice çakırkeyif olmuştun. Barmenden içki alan bir gence takıldı gözün. Çocuk farkettiğinde gülümseyerek yanına gelmişti. Karşılıklı bir şeyler konuştuktan sonra barın diğer bölümlerine girmiştiniz; yatak odaları.

Peşinizden geldim. Odaya girene kadar arkanızdaydım. Ağlamaya başlamıştım. Eğer o odaya girip de karşına çıksaydım, beni takip mi ettin deyip benden nefret ederdin. Sustum. Öle öle sustum, Taehyung. Kapının önüne diz çöküp sessizce gözyaşı dökmeye başladım.

Belki bir sevgilinin olduğunu hatırlayaraktan son anda durdururdun kendini.

Belki evinde bekleyen kırık bir kalbin olduğunu anımsayıp evine dönerdin.

Yapmadın.

Kısa sürede kulaklarımı ağlak, acı ve zevk karışımı iniltiler doldurmuştu. Bu o kadar berbat bir histi ki; anlatılmazdı.

Kalın, boğuk inlemen kulaklarımı doldurduğunda ağlamam daha da şiddetlenmişti. Benden daha mı zevk veriyordu?

Duvarlarda olmayan ses yalıtımları yüzünden kulaklarımı kapayıp hıçkıra hıçkıra ağladım, sevdiğim.

Birkaç saatin sonunda sesler kesilmişti. Çıkıp evine gelirsin, pişman da olsan özür dilersin sandım. Yapmadın. Geceyi yanındaki erkek ile geçirmiştin.

Ertesi sabah partnerin uyanmadan çıkmıştın bardan. Kapının dışında uyku mahmuru gözlerle düşünüp durmuştum. Yüzündeki pişmanlık dolu ifadeyi görmek biraz da olsa rahatlatmıştı.

Gitmeni fırsat bilip odanıza girdim. Onsekizli duran çocuk hala uyuyordu. Sinirle ve dolu gözlerimle çocuğu uyandırmaya çalıştım. Korku dolu gözlerle etrafına baktığında söylenmeye başlamıştı. Üzgünüm, Taehyung. Çocuğu öldüresiye dövdüm. Ölmesine belki de ramak kala yalnız bırakıp gitmiştim. Yalnızca beni suçlama, sevdiğim. Bunun sebebi sendin.

Selfish and Afraid || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin