Mısralarım Sana

53 19 1
                                    

Bu defa mısralarım sana
Feryatlarım,
Kırgınlıklarım...
Bir anda kayboluşlarına hâsret şimdi yüreğim..
Oysa şimdi bir anlığına yitip gitmedin.

Bu defa mısralarım sana
Hezimet'e uğrattığın gözyaşlarım durmak bilmiyor bu aralar,
Heran ölüm korkusuyla kaplı yüreğim.
Ölüm'e bu kadar yaklaşmışken kalacak gibi  bedenim...

Bu defa mısralarım sana
Davamız yolunda haykırışlarına,
Önce Allah diye ikrar eden yüreğine,
Bu yolda benimle var mısın deyişlerine..
Hadi haykıralım şimdi davamızı gökyüzüne diyebilen  yüreğine..

Bu defa mısralarım sana,
Gönlüm harap oldu gibi,
Ben de emin değilim sanki..
Ara sıra iyiyim diyor sonrasını zaten biliyorsun.
Tıpkı bir ab-ı hayat gibi...

Mısralarım bu defa sana
Sabır taşlarımı eritti
kayboluşların...
Eridikçe yok oldu gülüşlerim,
Sırr'a kadem basar gibiydin..
Ölüm hoştur bize deyişlerin...!!

Mısralarım bu defa sana,
Ölümden bu denlice korkmamana,
Cennet'te buluşuruz nâsılsa deyişlerine..

Sen belki şuan cennettesin,
Peki ya ben nerdeyim?
Dünya adıyla anılan bir cehennemin tam da dibindeyim..

Hani beraber oluşlarımız,
Şimdilerde ben bu cehenneme dayanamazken...

Çok konuştum yine bu defa değil mi?
Hem unutmuştu avare gönlüm senin bana,
Dünya'yı cennet yapman da,
Cehennemin külüne dönmüştürmen de senin elinde deyişlerini..

Mısralarım bu defa sana,
Kocâ bir sessizliğine,
Gökyüzüne her bakışım da mavi gibi huzur veriyorsun deyişlerine,
Oysa şimdilerde ne maviliğim kaldı ,
Ne de huzurum...
Kurşuni bir renge dönüştü yüreğim...

Mısralarım bu defa sana,
Yüreğime rehber,
Bana sırdaş oluşuna..
Sessizce ortadan kayboluşlarına!
Bir anlığına değil,
Bir ömürlüğüne şu biçare gönlümden, yalan dünya'dan ayrılışına..

Anla işte bu defa mısralarım sana...


incindim...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin