-TANITIM-
Hayatta hep hatalar yaparız peki bunun telafisi nedir ? ''Hatayı bir daha yapmamak mı ?'' yoksa ''Hatayı yeniden yapmak mı?
- BÖLÜM 1-
-Jessica-
Bugün sabah her zaman olduğu gibi lüks Mercedes limuzinimden iniyorum. Yardımcım Steve bana kapıyı açtığında önce sağ ayağımı dışarı çıkartıp topuklu ayakkabı sesini duyduktan sonra sol ayağımı dışarı atıyorum. Uçları sivri rugan topuklu ayakkabılarımdan yukarı doğru çıkınca dizimin hizasındaki uzun şık beyaz elbisem ve üzerine giydiğim siyah blazer ceketim var. Saçlarımın topuz yapılmış hali ben ''iş kadınıyım'' ifadesiyle bütünleşiyor. Yoldan geçen herkes merakla bana bakıyor ve fısıltıyla konuşuyor. Az çok neler söylediklerini duyabiliyorum. '' Ah bu Edward Greek'in eski sevgilisi Jessica Johnson değil mi? Ah yazık!'', ''Magazin dergilerinkinden daha güzel görünüyor''. Hepsinin derdi farklı. Yüzlerine yumruk atıp bağırmak istiyorum ama havamı bozamam. Bazıları imza istiyor yada fotoğraf ama hayır bunun için vaktim yok. Holdingin dönen kapısından içeri giriyorum ve beni görenler hemen işlerine dönmüş gibi yapıp bazılarıda bana yalakalık yapıyor. İstifimi bozmadan odama doğru ilerliyorum. Belkide benden bu yüzden korkuyorlardır. Odamın kapısını Steve açıyor ve hemen ardından sekreterim Kate geliyor. Bugünkü planlarımı, görüşmelerimi heyecanla anlatmaya başlıyor. Hiç birşey söylemeden sadece ''kahve'' diyorum ve koltuğuma oturuyorum. Kate utanmış bir şekilde ''hemen efendim'' diye söyleniyor. Bilgisayarımı açıp yapmam gereken işlere bakıyorum. İçimden kaç kez lanet olsun dediğimden emin değilim. İşe odaklanmak istemiyorum. Edward aklıma geliyor. Dün olanlar hakkında olanlara göz atıyorum tüm magazin ve haber sayfalarında aynı şey yazıyor. Hatta bazıları fazladan para kazanmak için fazladan uydurmuş.
-Bazı Saçma Başlıklar-
· Ünlü iş adamı Edward Greek ve ünlü iş kadını Jessica Johnson ortaklığı bozuldu.
· Edward Greek ve Jessica Greek arasında neler yaşandı ?
Ve bunların saçma açıklamaları bunları okumaya bile korkuyorum. Tam bir tanesini okuyacaktım ki içeriye kapıyı tıklatıp Kate giriyor. Bir anda laptopun kapağını hızlıca kapatıyorum. Aslında Kate'in kapıyı tıklattığını bilsemde ona cırlarcasına ''Kapıyı tıklatarak gir'' diyorum. Kate gözlerini kocaman açıp omuzlarını aşağı indiriyor ve kahveyi bana doğru uzatırken ''Affedersiniz efendim, kahveniz'' diye kekeliyor. Kahveyi sertçe alıp masaya koyuyorum elimi biraz yakıyor ama çaktırmıyorum.
''Defol'' diye bağırıyorum. Aslında bu kadar kızgın ve cadı bir kadın değilim ama dün Edward'ın yaptıklarından sonra herşeyden nefret etmeye başladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Ağacı ✪
Teen FictionYıldızlara bakarak; ❝Yıldızlar bize ne kadar da yakın görünüyor değil mi ?❞ diyorum birden... ❝Ama aslında bizden milyonlarca ışık yılı uzaktalar...❞diye ekliyorum. Tıpkı insanlar gibi. Aldatılmış ,terk edilmiş ve acı çeken bir iş kadını, Kendi hal...