(Merhaba okuyan okumayan herkese! Okulların açılmasına az bir süre kaldı ve ben ne kadar yeni bölüm yayınlayabailirim bilmiyorum okul döneminde belki internete bile giremeyebilirim. Neyse bu bölümü umarım beğenirsiniz. İyi/Kötü yorumlarınızı eksik etmeyin. İyi Okumalar!!)
MEDYA: Ryan Dark
-Will-
Koridorda odama doğru yürürken yüzümde istemsiz bir gülümseme beliriyor. Jessica'nın söyledikleri hoşuma gitmedi değil. Caleb arkadan zıplayıp ''Hey,Will'' diye bağırıyor. ''Hey'' diyorum selamlaşırken. ''Bugün mutlu görünüyorsun''diyor yüzünü ekşiterek. ''Deniyorum'' diyorum kaşlarımı kaldırarak. Ryan masasından kalkıp ''Muhtemelen bugün mutlu olamayacaksın''diyor elindeki dosyaları gösterirken. Birşey söylemeden odama dönüyorum. Caleb'da aynı şekilde. Ryan gerçekten uyuz biri. Onu görmek bile beni huzursuz etmeye yetiyor.
✿ ✿ ✿ ✿ ✿
Öğle yemeğine gitmeden önce Jessica'ya iş ile ilgili birşey danışmak için odasına doğru yürüyorum. Odasına vardığımda büyük gri kapısı kapalı duruyor ve başında da Kate. Kapıya biraz daha yaklaştığımda bağırışma sesleri duyuyorum. Biri Jessica'nın sesi diğeri ise sesi yaşlı gibi durmayan ama yaşlı olduğuna kanaat getirdim. Kate'e yaklaşıp ''İçeride neler oluyor ?'' diye soruyorum.
''Annesi geldi. Genelde tartışırlar ama böylesini ilk defa görüyorum'' diyor bir yandan kapıyı dinlerken. Bende istemsiz konuşulanları birleştirip olan biteni anlamaya çalışıyorum.
''Senden nefret ediyorum!'' diyor Jessica
''Sana ne oldu Jessica anlamıyorum!,O çalışkan azimli kıza ne oldu ? diyor annesi.
Kate ''Edward'la ayrıldığından beri böyle'' diyor sanki yaşlı kadına cevap verir gibi.
O sırada kapı açılıyor. Jessica'nın annesi ve arkasından Jessica çıkıyor. Bana ve elimdeki dosyalara bakıp ''İçeri gel'' diyor. Sanki az önce tartışan o değilmiş gibi havası var. Gergin değil ve gülümsüyor.
Ona iş ile ilgili birşeyler anlatıyorum. Beni dinlemiyor gibi ama yüzüme uzun uzun bakıyor. Bende bir anlık dalıp gidiyorum . Bunu fark ettiğimde hemen kafamı çevirip ''Bu belgeleri kahve içerken gözden geçirmeye ne dersin?''diyiveriyorum. Kaşlarının ve dudaklarının tebessüm ve şaşkınlıkla bana baktığını görünce yanlış anlamaması için ''Yani iş için'' diyorum ellerimle kastettiğim şeyi anlatmaya çalışırcasına oynatarak.
''Bana asılıyorsun'' diyor gözlerini kısıp sırıtmış haliyle. ''Kahve içmek asılmak anlamına geliyorsa neden olmasın ?'' diyorum tek kaşımı kaldırarak. ''Peki.'' diyor ayağa kalkarken.
-Jessica-
Kafeye vardığımızda Edward'la kavga ettiğimiz masaya gözüm kayıyor ve sanki o geceyi yeniden yaşıyorum. Cam kenarında bir masaya oturuyoruz. Verdiğimiz sipariş gelene kadar yeni teklifler ve iş hakkında konuşuyoruz. Ya da o konuşuyor. Neden bilmiyorum ama tapınası bir konuşması ve tavrı var. Siparişlerimiz geldiğinde kahvey alırken ''Üzgünüm'' diyorum. ''Niye'' diyor. ''Yani annemle kavgam... genelde tartışırız ama hep böyle vadı bir kız değilimdir'' diyorum ortamı yumuşatmaya çalışarak. ''Ya'' diyor kahvesinden bir yudum alırken. ''Genelde bizim evdede böyle kavgalar olur.'' diyor. ''Sofia ve ben hep tartışırız'' diye ekliyor. ''Sofia?'' diyorum öksürerek. Çünkü sevgilisi olduğunu düşünüyorum ve planıma sevgilisini hiç katmamıştım.
''Kız kardeşim'' diyor üst dudağını ısırırken. Bir anda içimde yanan alevlere su dökülüyor.
''Sizin gibi patron daha önce hiç görmedim'' diyor rahatlamış gibi.
''Ya'' diyorum az önce Will'in söylediği gibi. ''Dışarıda hiçbir çalışanımın patronu değilim.'' Daha iyi bir yalan uydurabilirdim .
Birkaç dakika konuşmuyoruz . Sonra ''İlk işin benimle mi?'' diye söze başlıyorum. ''Aslında Kanada'da da birkaç yerde çalıştım. Ama ilk ciddi işim seninle''''Kanada'lı mısın ?''
''Evet''
''Ne zamandan beri buradasın?''
''Bir hafta olmadı''
''Ne için geldin peki ?''
Biranda kasılıyor. Pencereden dışarı bakıp kafasını bana doğru çeviriyor. ''Annemi kaybettikten sonra ailem için değişiklik olsun'' derken. ''Sevdiğin birini kaybetmenin ne demek olduğunu biliyorum'' diyorum.
Bana soru sorarcasına bakıyor. ''Babamı 6 ay önce kaybettim.'' diyorum yüzüne bakmamaya çalışarak.
''Asma suratını'' diyorum gülerek. ''Bence gülmeyi hak ediyorsun''. Hafif gülüyor.
''Tamam'' diyor ellerini havaya kaldırarak. ''Biraz daha burada durursam patronum beni işten atacak.'' diyor ayağa kalkıp. Bende ayağa kalkıp ''Yapma ya'' diyorum.
✿ ✿ ✿ ✿ ✿
Masamda dosyalara bakarken Will aklıma takılıyor. Onunda ailesinde sorunları olduğuna seviniyorum çünkü birbirimizi daha iyi anlayabiliriz. Bana kendini daha yakın hissedebilir bende ona. Ama hayır böyle olmamalı ...ben ona yakınmış gibi davranmalıyım. Yakın değil. Sistemden Will'in bilgilerine bakıyorum.
25 yaşında
Boyu: 1.88
Kilosu: 75
''Hadi ama kiloyla,boy neden ?!! Sanki sekreter değil manken işe aldık.''
Nasıl ona yaklaşacağımı yada Edward'ı nasıl kıskandıracağımı düşünüyorum. Ama çok fazla zamanım yok. Edward'ın o kızı unutmasını sağlamak için ekten zamana ihtiyacım var. Bilgilerini gözden geçirmeye devam ediyorum.
Baba Adı:Peter Queten
Anne Adı: Clair Bennett
Gözlerimi kocaman açıp bilgileri okumaya devam ediyorum.Annesiyle babası ayrı? Kız kardeşinin adı okuduğu okullar falan. İçimden iyiki bu bilgileri almışız diye geçiriyorum. Yüzümü buruşturuyorum. Bir insanın iyi mi kötü mü olduğunu 2 günde anlayamayabilirsiniz ama herkes incinebilir ve Will'in saf,temiz biri olduğuna eminim. Ona bunu nasıl yapacağım ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Ağacı ✪
Teen FictionYıldızlara bakarak; ❝Yıldızlar bize ne kadar da yakın görünüyor değil mi ?❞ diyorum birden... ❝Ama aslında bizden milyonlarca ışık yılı uzaktalar...❞diye ekliyorum. Tıpkı insanlar gibi. Aldatılmış ,terk edilmiş ve acı çeken bir iş kadını, Kendi hal...