Bölüm 3 (:::DEVAM:::)

60 15 9
                                    

Kahrolsun.Kahrolmamış. Kahrolması gereken. Kahrolasıca şeyler. (:::56. kişi:::) iyi okumalar diler.

Halit ve Sezer karşı karşıyadırlar. Halit Sezer'e bakakalmış. Daha sonrada gülmüş. İçinden adam delirince bile benim söylediklerimi yapacağını söylüyor o halde ben ne dersem onu yapacaktır.

Halit Sezer'e:

-ayağı kalk. Der demez Sezer o vahşet haliyle ayağı kalkıp:

-Halit ne derse o. Halit ne derse o. diye sayıklamaya başladı.

Halit:

-Artık bu söylediklerini içinden tekrar edeceksen anladın mı??

sezer:

-Anladım.

Halit:

-Şimdi kalk toparlan bana lazımsın. Bu arada derini koparmak kendine zarar vermek yok anlaşıldı mı?

Sezer:

-Anlaşıldı.

Halit arkasına dönüp:

-Güzel. dedi.

Telefonunu açıp rehberden birini aradı.

Halit:

-Alo.Mekandayım.Ufak bir işim var. Tabi ki senden daha önemli değil ama uğraşmam lazım anlıyor musun?Benim için önemli.Tamam görüşürüz.

Deyip telefonu kapattı. Ve başka birini arayıp kalın bir ses tonuyla:

-Alo.Hemen mekana gel.Yanında da su getir. Manyak mısın oğlum ne hortumu. Hımmm yok başka bir şey için istemiştim ama neyse hortumu getir sen.Tamam.Görüşürüz.

Halit Sezer'e:

-Sezer bu adam benim sağ kolum anlıyor musun. Benim hakkımda çok fazla şey biliyormuş.Senin yapman gereken adamı etkisiz hale getirmek.Ama dikkat et en tehlikeli adamlarımdan bir tanesidir.Belinde silah çorabının arka yüzünde bıçak ve kemeri'de demirden haberin olsun.Bu adamı devirir isen sağ kolum olursun yok deviremez isen...

Sezer Halit'e:

-Halit ne derse o.

Dedikten kısa bir zaman sonra 

Sezer: 

-Kahrolsun.Kahrolmamış. Kahrolması gereken. Kahrolasıca şeyler. Deyip deli bir gülüş atmış.

Bu sırada merdivenlerden hızla aşağıya inen ayak sesleri duyuldu.

Halit bir köşeye çekilip:

-Görelim,marifetlerini.

Hasan aşağı inerken

-Abi dediğin gibi hortumu getirdim. dedi.

Aşağısı o kadar karanlıktı ki hiçbir şey göremiyordu.Ama bir hırlama sesi geliyordu karşısından. Bir elini yavaşça telefonuna atarken diğer elini de silahına atıyordu. önce telefonu çıkardı ve telefonu dik tuttu.Hırlama sesi kesildi.Telefonun fenerini açınca birden sezer'i o vahşet haliyle karşısında gördü.O kadar korkmuştu ki geri geri giderken yere düştü. telefonu yüz üstü düştüğü için hiçbir şey göremiyordu.Telefona uzanmaya cesaret edemeyip sağa sola ateş açmaya başladı.On iki kurşunu hızlıca harcamıştı.Tetiğe son basışı'nda ise silah ateş almadı.Hasan hızlı bir şekilde nefes alıp veriyordu.Yaklaşık on beş saniye boyunca ses gelmedi.Tam ayağa kalkmak için doğrulurken.Sezer'in hırlama sesini duydu hemen ayağının arka kısmındaki bıçağa doğruldu.Bıçağı alıp hızlı bir şekilde arkaya doğru giderek duvara yaslanmak istedi.Tam duvara yaslanacak iken arkasında bir el hissetti. Ve kıran kırana mücadele başladı.Hasan Sezer'in elini tutup kendi vücudunu ileri itince Sezer önüne düştü.Sezer hemen bir tekme atarak Hasan'dan kurtuldu. Hemen toparlanıp Hasan'ın üzerine atladı.Hasan yere çok sert bir şekilde düştü.Sezer Hasan'ın kafasını tutup adeta parçalarcasına yere vuruyordu. Hasan'ın kafası üçüncü defa yere çarpınca arkadan alkış sesi geldi.Halit Sezer'e doğru yaklaşıp sırtını sıvazlayıp:

-Yeter bu kadar. Hasan'ın kemerini çıkar ellerini bağla.Bizden kolay kolay kurtulamaz.

Sezer Hasan'ı kaldırıp ellerini bağladıktan sonra en öte köşeye bırakıp başında bekledi. Halit gelip:

-Sezer git şu hortumu bana getir suyu aç ve yanıma gel.dedi

Sezer hiç vakit kaybetmeden denileni yaptı.Halit musluğu Hasan'a doğrultup:

-Neden yaptın lan.Ben bunu mu hak ettim.Bana bunu mu layık gördün.Diye sert bir diller bağırdı.

Hasan titriye titriye :

-Ço ço çok.

Halit:

-Bir şey mi söylemek istiyorsun. 

Suyu bırakıp :

-Söyle. Dedi.

Hasan:

-Ço ço çok. Nefes aldıktan sonra:

-Çok soğuk.hııı.Çok soğuk.Dedi.

Halit:

-Ne yaptığını sen çok iyi biliyorsun.

Hasan tam konuşacakken Halit sanki bir şeyleri saklıyor gibi:

-Sakın.Sus konuşma.

Sezer'e dönüp.

Sezer bu senin.Öldürmek kaidesiyle her istediğini yapabilirsin. 

Yerdeki telefonu alıp:

-Bunu şimdilik kullan.Seninle buradan haberleşeceğiz.Dedikten sonra arkasını dönüp yavaş ve sakin adımlarla merdivenlere doğru gitti.Arkadan Hasan'ın çığlıkları gelmeye başladı. Halit gülümseyip merdivenlere adımını atıp ilerledi. Çıkışa varınca kendi kendine. Bu kötü oldu Hakkımdaki birçok şeyi öğrendiler.İyi ki Hasan beye güvenmedik yoksa tamamen batacaktık.Derken polis arabalarının sesi duyuldu.Evet kesinlikle polis arabalarının sesiydi bu.Halit hemen geldiği yere giderek:

-Sezer çabuk ol polis geldi. Kanlar içinde kalan Hasan kahkahalar atıp :

-Sürüneceksiniz. Bunun üzerine Halit silahını çıkarıp:

-Sen göremeyeceksin. Deyip kafasına sıkıp Sezer'e:

-Polismiş.Meğer en başından kuyumuzu kazmış.Ama ben göstereceğim bunlara Halit'in kim olduğunu gel benimle.

Halit önde Sezer arkada yaralı bir şekilde duvarın diğer köşesine ulaşıp:

-Sezer, bu çıkış yolunu ilk ve tek bilen sensin Hasan'a bile güvenmemiştim iyi ki de güvenmemişim baksana kuyumuzu kazmış. Elini en köşeye atıp küçük bir düğmeye bastı. duvar içeri doğru açıldı ilerledikten sonra düğmeye tekrar bastı polislerin sesi yaklaşmaya başlarken kapı kapandı. Kemal ve iş arkadaşları içeri girdi. Ellerinde silah üstlerinde çelik yeleklerle yaklaştılar. içerisi görünmez bir haldeyken herkes silahlarındaki feneri açtı. Hepsi aynı anda dört bir yana dağıldılar. Yerdeki kan izlerini meslektaşları Hasan'ın cesedini ve ayrıca akan musluğu gördüler. Kemal:

- Kimse yok mu.Burada olmaları gerekiyor bu kadar suç işleyip aynı anda buradan kaçmaları imkansız.Bana bulun onları.Diye delice bağırıyordu.

Kemal'in sağ kolu olan Ferit:

-Burada bir çıkıntı var içerisinde de küçük bir düğme.

Kemal:Sakın basma geri çekilin herkes çıksın. Tuzak olabilir.Deyince hepsi aynı anda arkaya doğru çekildiler.

Kemal:

-Bakalım ne olacak.Ama şunu iyi bil Halit Aslan. Buradan sağ çıkarsam seni sağ bırakmayacağım.

Deyip düğmeye bastı. Kapı yavaş yavaş açıldı.

Kemal kapı açılır açılmaz o denli koştu ki bütün ekip arkasında kaldı. Ama ne çare Kaçırmıştı Halit'i.

Sinirden boynundaki damar şişmişti. Ki genelde öyle olurdu sinirlenince boynundaki damar belirginleşirdi. Hızlı hızlı nefes alıp verirken. Arkasından bir ses :

-Hop nereye. dedi.

tam arkasına bakacak iken yüzünün sağ tarafına çok sert bir cisim çarptı. kendini kanlar içinde yerde bulurken üst üste yüzüne yediği ağır darbelerden bayılmıştı.

Bu arada alacağı felaket haberden habersizdi. Öyle bir haber alacaktı ki adeta beyni donacaktı.

  (:::56. kişi:::) iyi okumalar diler.  


56. KİŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin