"yıldızlar çok güzel görünüyor."
elleri gökyüzüne uzanıyor. kim taehyung sadece bir göktaşına hayran, bilmiyor ki ruhu çok daha parlak.
sırtı göğsüme yaslı, bacaklarımın arasına yerleşiyor sevgilim. yorgun gözüküyor, bunu dün gece uykusuz kalmış olmasına yoruyorum. durmadan bir şeyler yazıyor, yazmayı çok seviyor ve uykusundan olsa da bu onu rahatsız etmiyor. aksine, masanın başında uyuyakaldığı zaman onu kucaklayıp yatağımıza götürmemi seviyor. bir keresinde ağzından kaçırmıştı bunu, yüzünün aldığı şekli ve utangaçlığını unutamıyorum. o hep güzeldi, hep güzel.
yüzü biraz çökük bugün, gülümsüyor, bana gülümsüyor ama yorgun bir gülümseme bu. gözleri yine güzel bakıyor fakat ışığını yitirmiş gibi, ay ışığından çalıyor biraz.
farkında olmadan dalıp gidiyorum yüzüne, o da bunu hissetmişcesine gizliyor gözlerini benden. utanıyor, göğsüme sokuluyor iyice. kıkırtılarını duyabiliyorum. en güzel melodim bu, duyabiliyorum. dalgalara karışan sesi kahkahalarıyla birleşiyor. gülüşlerimiz birbirine karışıyor. gülüyoruz, niye bilmiyoruz. sebeplere ihtiyacımız yok.
eğer birlikteysek,
gülüyoruz.
gülümsüyoruz.
birkaç saat önce masanın üzerine bıraktığı şarap şişesini sarıyor elleri, önce bir yudum alıyor, sonra bana uzatıyor. kollarımı ona sıkıca sarmaya devam ediyorum, bir elimle de yıllanmış şişeyi kavrıyorum, dudaklarımı kızartan koyu renkli şaraptan birkaç yudum da ben alıyorum. radyomuzdan çalan şarkılar, sarhoş nefeslerimize karışıyor. sarılıyoruz, taehyung çenemin altından öpüyor. konuşmuyoruz. konuşmaya, kelimelere ihtiyacımız yok. biz birbirimizi anlıyoruz. bizim kelimelerimiz belki de çalan şarkının ritminde, şarap şişesinin dibinde, taehyung'un kırışık göz kuytularında gizli.
bugün busan soğuk, biraz üşüyoruz. omuzlarımda ikimizi de saran kalın bir battaniye var. bunu birlikte aldığımızı hatırlıyorum. taehyung, desenleri, ilginç motifleri seviyor. üzerimizdeki battaniyenin karmaşık desenlerini gördüğünde vitrinden kaparak kasaya koştuğunu hatırlıyorum.
bugün busan soğuk. kollarımın arasında kim taehyung var. sıkıca sarılıyoruz.
artık üşümüyoruz.
gecenin bir yarısı, küçük evimizin balkonunda, sabaha karşı oturuyoruz. denizi izliyoruz. sarılıyoruz, savruluyoruz, öpüşüyoruz ve seviyoruz.
bize en yakışanı bu, çok seviyoruz.