3.Bölüm

560 38 2
                                    

Toxic Addiction

3.Bölüm

"Sadistçe oyunlarla sana acı vermek istiyorum...Şimdilik güvendesin.Sana zarar vermeyeceğim.Bana minnettar olmalısın.." Jong In altı çizilmiş kelimelerle ortaya çıkardığı cümlelere tekrar göz gezdirip kurumuş dudakları arasından bir kez daha mırıldandı. Arkasındaki son derece rahat olan koltuğa doğru yaslanıp , akciğerlerini normalden fazlası bir havayla doldurup ses çıkartacak bir şekilde nefesini dışarı doğru bıraktı. Başta bu bir kaç kelimenin içini ürperttiğini inkar edemezdi . Ama şimdiyse bedeninde bu hissi taşımıyordu.İlgi çekmek için garip yollar denemiş bir fanının olduğuna emindi. Aklını karıştıran tek kelimeyse -sadistçeydi-. Sonuçta hayat felsefesini sadistlik üzerine kurmuşken bunu bir fanının ilginç bir şekilde yüzüne vurması hafif bir şekilde sarsıntı yaratsada , kısa süre sonra bunu önemsememeyi tercih etti.

'' Sadistçe şeyler , bunu sevdim dostum.''

Aslında düşünülürse elinde tuttuğu mektup kağıdında , sıradan bir mektupta olmayan her şey vardı. Kendisinden emin bir hava ile yazılmış yazılar ,korkutucu bir kaç söz ve arasına serpiştirilmiş kan damlaları. Ama bütün bu ürkünç şeylere nazaran Jong In'de alaycı bir hava hakimdi. Tuttuğu mektubu, oturduğu yerden odayı aydınlatan parıltılı avizedeki lambaya doğru uzattı. 

Parlak ışık altında , kağıttaki kırmızı leke daha belirgin bir şekilde kendini gösteriyordu.

'' Kan ? ''

Küçük bir kıkırdama bırakıp oturduğu koltukta kıpırdandı.

' Vuah.. ne gerçekçi ama . Bir dahakine daha fazla kan istiyorum Lee Jung Min, Kim Sung Jae ..ve ya her kimseniz işte. Cidden.. kaç kişisiniz ? Belkide bi ara toplanıp ayin düzenlemeliyiz çocuklar. Kanlarınız mektuplar yerine geçen sene Paris müzayeresinden aldığım değerli şarap bardaklarını doldurabilir.. eğleniriz huh ? '

Ayağı kalkıp elinde tuttuğu cinayet romanlarından fırlamış şüpheli mektubu arkasına doğru savurdu. Ayağına dolanan kalpli mektupları da bir kez daha ezip , mutfağa doğru ilerledi. Biraz susamış hissediyordu. Kan .. ? Vişne suyunu anımsattığını inkar edemezdi. Bu favorisiydi . Ve mektubu dolduran o kırmızı renginde %100 doğal , şu katkı maddesi içermeyen vişne suyuyla o hale geldiğini düşünüyordu. Gerçi kan olduğunu düşünsede durum değişmezdi. Şu dünya üzerinde birilerinin mazoşişt bir şekilde kendisi için acı çekmesi fazlasıyla mükemmel değil miydi ? Bir yerlerde sana tapan insanların olduğunu bilmek.. Bunlar dışarı çıkmak için can atan egonun kabarmasını sağlayan şeylerdi.

Dolaptan çıkardığı vişne suyu kutusundan uzun boy bardağına doldurup , büyük bir yudum aldı. Ardından sol kolunu görüş açısına getirip saatine bakındı. Henüz erkendi ve yapacağı siktiri boktan hiç bir şey yoktu.Ah hayır aslında evde kalıp şu sadistlik mesajını barındıran mektupları okuyabilirdi.. Ama bu mektuplar dışında daha ilgi çekicisini bulacağına inanmıyordu. Geri kalanının - Oppa seni seviyorum , sen benim parlayan yıldızımsın ..- misali mektuplar olduğuna emindi.Bu yüzden işin esprisi kaçmış gibi hissediyordu.

Belkide uzun bir aradan sonra -ünlü yıldız gecelerde - başlıklı bir gazete manşetine kapak olmanın zamanı gelmişti. Yorucu programı dolayısıyla uzun süredir kendine vakit ayıramıyordu. Şimdi bu fırsatı değerlendirebilirdi. Çıkıp tüm bu absürtlükleri kenara atarak eğlenip, iki dudağının arasından soğuk bir içkinin iliklerine işlemesine izin verebilirdi.

Ve kimbilir belkide şu parlak sahne dünyasından gizleyeceği bir bedeni bir geceliğine kendinin yapabilirdi.

En son acı bıraktığı beyaz tenli vampirleri anımsatan o duru bedenin üzerinden çoktan 2 gün geçmişti.. ve bu fazlasıyla uzun bir süreydi.

Toxic AddictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin