Kai uzun bir süre mesaja baktı.Sanki ekrandaki yazılı adresin neresi olduğunu çıkarmaya çalışıyor gibiydi.Gözlerini ekrandan çekip ayağa kalktığında hala oranın neresi olduğunu hatırlamaya çalışıyordu.
"Modong Bulvarı . Yeondang Otobanı. 26 /5."
Alt dudağını ısırıp gözlerini tekrar ekrana dikti.Çoğu zaman arabanın arka koltuğunda olduğu için nereden geçtiklerine pek dikkat etmez yol boyunca uyur,müzik dinler ya da kendini eğlendirecek bir şeylerle uğraşırdı.
Bunu dikkate almamaya karar verdi tıpkı şu mektuplar gibi.O kanlı mektup ona bir zarar olarak dönmemişti.Tabii Kris'i saymazsak.Onunla ne yaptığı hala meçhuldü.Aslında büyük bir kısmı o gece hotele tek başına gitmediğini Kris'in de yanında olduğu söylüyordu.Mantıklı açıklaması vardı elbet;Kris onu biraz hırpaladı ve sarhoş çocuk sersemlediğinde onu bırakıp kaçtı.Korktuğu için.Korku.
Kai'nin kendisinde aşina olmadığı tek şey buydu.O korkmazdı,korkuturdu.Acı çekmezdi,acı verirdi.Ama sanki işler değişmiş gibi görünüyordu.Mektubu dikkate almadığında Kris'i karşısında bulmuştu.
Kris...
Belki de mektupları yazan kişi oydu.Takma ad kullanan bir korkak,diye dalga geçti Kai.Ama daha sonra Kris'in bununla uğraşacak kadar çocuksu olmadığını hatırladı.O gece Kai'yle yüzleşen çocuk sahte adla mektup mu yollamıştı?.Ah,ne saçma.
Laptopunu kapatıp yavaşça yatağa uzandı.Sırtı yatağa değdiği anda kalın dudaklarının arasından tıslarcasına bir ses fırlamıştı.Sırtının Kris tarafından bir kedi gibi tırmalandığını düşündüğünde gülümsedi.Onun açığını yakalayacaktı.Ama şimdiki işi onunla değildi.Yatağın içinde yuvarlanıp yüzüstü yatmaya başladı.Belki de uyumaya ihtiyacı vardı.Hala midesi dün geceden kalma olduğunu belirterek yanıyordu.Başındaki ağrı azda olsa geçmişti ama çoğu zaman keskin bir şekilde geri geliyordu.Kai kısa bir süre sonra uykuya yenik düştü.
*
Saat 23:15
Kai gözlerini araladığında odasının zifiri karanlık olması nedeniyle bir şey görememişti.Sadece birkaç dakikalık bir uyku istemişti ama saatlerce uyumuştu.Üstelik öylesine derin uyumuştu ki telefonuna gelen aramaları bile duymamıştı
Elini sağa doğru uzatıp baş ucunda duran komodinin üzerinde bulunan gece lambasını açmaya çalıştı.Eli amaçsızca ahşap komodinin üzerinde çarparak ilerlerken parmakları yanlışlıkla anne ve babasının olduğu çerçeveye çarpıp yere düşmesine neden olmuştu."Siktir."
Kai sinirle kollarının üzerinde kalkıp karartısını görebildiği lambayı açmayı başarmıştı.Başını hemen yere çevirip ters duran çerçeveyi aldı.Onu kendisine çevirdiğinde çatlamış olan camı fark etmişti.Bu kalbinde tuhaf bir sızı meydana getirse bile genel olarak çerçeve sağlamdı.Hemen onu eski yerine koydu ve telefonunu alıp saate baktı.
23:20
"10 dakikam var."Kendi kendine söylendi.Gidecek miydi yani?.Ona mektup yollayan ve mail atan kişinin kim olduğunu öğrenmeyi bu kadar çok mu istiyordu?.Ya şu deli hayranlardan biriyse ve ona zarar verirse,o zaman ne yapacaktı?.Belki de onun dikkatini çekmeye çalışan sakin bir hayrandı.Kai ikinci seçeneğin olmasını diledi ve hızlıca yataktan kalkıp kırışmış kıyafetlerini değiştirmek için milyon dolarlık dolabına yöneldi.
Beyaz bir tişört,siyah dar bir pantolon ve siyah bir deri ceketi saniyeler içinde giyip cüzdanını,telefonunu ve arabasının anahtarını alarak evden çıktı.Belki de bunu yapmaması gerekiyordu.
**
Kai yanından geçip giden araçları izlerken arabasının tamponuna yaslandı.Hafif rüzgar saçlarını kabartırken telefonun ekranına baktı.