O sigarasına odaklanmışken bende ona odaklanmıştım. Cidden her kızın hayalindeki biriydi. Ona baktığımı farkedince kafasını omzunun üzerinden bana çevırdi. Bukadar yakınımda olduğunu farketmemiştim bi anda afalladım. Ama daha önemlisi vardı ona bakarken yakalanmıştım. Bu durum yüzüme hafif bir pembelik katarken gözlerimi kaçırdım. O bu halime alayla sırıtırken ne yapacağımı şaşırdım. Şuan küçük bir çocuk gibi ellerimle yüzümü kapatmamak için baya direniyordum. Mert;
"Utanınca baya sevimli oluyosun" dedi.
Bunu demesi biraz daha kizarmama sebep oldu. Zaten açık bir tene sahip olduğum için kizarınca çok belli oluyodum.
Mertin kıkırtısını işittim ona döndüm ve koluna sert olmayacak bir şekilde vurduğumda yosun yeşili gözlerinin anvean karardığına sahit oldum. Galiba bu hareketim onu biraz sinirlenmişti. Önüme dondüm ve "özür dilerim" dedim. Ağzından garip bir homurtu çikardı. Bu hareketine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdim ve yanağımın içini ısırdım.Mertle biraz daha oturduktan sonra hastaneye gitmem gerektiğini hatırlayarak ayaklandım. Mert beni eve bırakmayı teklif etsede hastaneye gideceğim için kabul etmedim. Oda fazla zorlamayarak arabasıyla geri dönmüştü. Bi taksi çevirip hastaneye geri döndüm. Hastanede beklerken saat epey bi geç olmuştu. Babam;
"Nilaycım saat çok geç oldu sen eve git hem yarın okulun var" dedi. itiraz edemezdim okula gitmiyicem diyemezdim. Zaten yeterince devamsızlığım vardı. Konuşmaya mecalim yoktu kafamı sallamakla yetindim. Yaklaşık 20 dk sonra eve varmıştım. Saate baktığımda saatin 3.48 olduğunu gördüm. Ilık bir duşun bana iyi gelebileceğini düşünerek duşa girdim. Kısa bir duşun ardından üzerimi giyinip yatağa yattım ve gözlerimi kapattım.Sabah alarmın melodik sesiyle gözlerimi araladım. Çok uykum vardı. Sadece birkaç saatlik uykuyla duruyordum. Banyoya girip rutin işlerimi yaptıktan sonra aynada kendime baktım. Cidden kötü görünüyordum. Pekde umursadığım söylenemezdi. Hemen evden cıkıp durağa doğru yürümeye başladım. 7-8 dk sonra dolmuş geldi. En arkalarda bi yere geçip kulaklıklarımı taktım. Nihayet okula geldiğimde bahçe herzamanki gibi gene kalabalıktı. Merdivenlere yönelip sınıfa doğru yol aldım. Tabii bu sırada 2-3 kişinin aşağılamalarını es geçtim.
Nihayet 3 dersi arkamızda bıraktık. Tenefüste tuvalete gitmeye karar verdim. Tuvalete gidip işimi hallettikten sonra aynanın karşısına geçtim o sırada içeri Burcu girdi.
Burcu kim mi bizim sınıfın en gıcık, tiki, süslü ve güzel kızı.
Aynanın karşısına geçip ruj sürerken bana döndü. Burcu;
"Sende istermisin tatlım biraz ihtiyacın var gibi duruyor. Gerçi bu güzü bi ruj kapatamazda neyse" deyip kıkırdamaya başladı. Bende " senin yüzünüde bi rujun kapatmadığı anlaşıldı maşallah boya badana yapmışsin" diyerek tuvaletten çıktım.
Bu kız çok sinirlerimi bozuyodu. Sınıfa girip sıraya yerlestim. Benden 5 dk sonra içeri Burcu girdi bana iğneleğici bakışlar atarak yerine geçti.
Mert bugün okula gelmemişti açıkçası merakta etmiyordum.
Öğle arası eceyle birlikte yemekhaneye inip yemeğimizi yerken Ece;
"Kızım sencede şu bizim sınıftaki mert varya çok taş çocuk değil mi? "
Dediklerinde haklıydı ama bunlari ondan duymak nedense kalbimi kırdı. Ona pek aldırış etmedim.Saat 8.30 sıralarıydı okuldan çıkıp eve gelmiş şuan film izliyordum. Kapı çaldı açma gereksinimi duymadım. Zaten babamın anahtarı vardı o olsa kapıyı çalmazdı. Kapı yaklaşık 5 kez çalınmıştı anlaşılan gitmiycekti. Büyük bir üşengeçlikle koltuktan kalktım kapıyı açtım. Kapıyı açar açmaz ahtopot misali bana yapışan bir Eceyle karşılaştım. Ece;
"Kızım neden açmıyon kapıyı ya senin yüzünden geç kaldık." Daha nereye geç kaldığımızı bile soramadan bemi kolumdan tuttuğu gibi odama çekiştirdi. Dolabımin içinden geçen yıl aldığım siyah bir elbise çıkarıp (multi) kafama fırlattı "hemen giyiyozun bunu çıkıyoruz babanı sorma ben izin aldım" diyerek odadan çıktı. Hemen üzerimi giyinip saçlarımı dağınık bir topuz yaptım. Normalde gerek duymazdım ama anlaşılan bi yere gidecektik bende bu yüzle gitmek yerine Ece'nin getirdiği makyaj malzemelerimden bir kaçıyla hafif elbiseme uygun siyah-gri tonlari bir makyaj yaptıktan sonra odadan çıktım. Gercekten kendimi guzel hissettigim cok az anlardan biriydi. Ece salonda benim yarıda bıraktığım filmi izliyordu. Beni görünce hemen filmi durdurup "sonunda hazırlandın hadi çikalım" dedi. Bi taksi durdurup hemen bindik. 20 dk'lık bir yol sonunda pekte tekin olduğunu düşünmediğim bir yere geldik. Kapıda iki tane adam vardı. Bizden kimlik istediklerinde Ece adamın kulağına eğilip birseyler söyledi. Adan kafasiyla onayliyip geçmemize izin verdi. Ben hayretler içerisinde Eceye bakarken Ece; bi masaya oturalım herşeyi anlatıcam dedi. İçeri girdiğimizde içerisi baya kalabalıktı ve aşırı müzik beni rahatsız etmedi diyemem. Gürültünün daha az geldiği bir masaya oturduk. Ben daha sormadan Ece konuşmaya başladı.
"Bugün okuldan çıktım eve doğru yürürken Emre diye bi çocukla tanıştım neyse onun evide bizim evin oralardaymış birlikte yürürken buranın adını verdi onunmuş burası. Bende dedim buraya benle kim gelir sonra aklıma tabiki sen geldin sonra bende seni alıp geldim."
Aslında benim içinde iyi olmuştu biraz kafamı dağıtmak iyi gelebilirdi.
Sessizce önüme döndüm garson geldi ben alkolsüz kokteyli aldım. Ecede bira söyledi. Ben küçük yudumlarla içeceğimi içerken yanımıza doğru yürüyen 2 çokcuk gördüm. Ece kolumu dürtüp "ahh bizimkiler geliyor" dedi. Kafamı sallamakla yetindim. Biri gelip benim yanıma diğeri Ece'nin yanına oturdu. Muhtemelen Ecenin yanına oturan Emreydi. Yanıma oturan çocuk elini uzatarak "ben Hakan" dedi. Açıkçası çok sempatik birine benziyordu. Hemen kanım ısınmıştı. Ama Emre için aynı şeyleri söyleyemiyecektim. Bana sürekli iğneleğici bakışlar atıp duruyordu. Rahatsız bir şekilde lavaboya gideceğimi söyleyip kalktım. Lavabonun olduğunu tahmin ettiğim oraya göre sessiz ve karanlık bir koridora girdim. İçimde tuhaf bir his vardı. Sanki takip ediliyor gibiydi. Arkamı kolacan etmek için arkama bakacaktım ki ağzıma kapanan bir elle neye uğradığımı şaşırdım.Bu bölüm biraz gecikti özür dilerim umarım beğenirsiniz..
Lütfen vote ve yorumlarınızı unutmayın..
😘Sizi seviyorum😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNLÜK
Teen FictionAnnesinin hastalığı yüzünden kendine pek zaman ayıramayan Nilay okula sürekli bakımsız ve dağınık gittiği için çoğu kişinin onu aşağılamalasına maruz kalmıştır. Peki ya onun sabrı nereye kadar. Nilayın dönüm noktası ne zaman olucak.. Gelin Nilayın d...