►1.Bölüm◄

2.8K 66 15
                                    

Heeeyooo :) ilk hikayeme hoşgeldiniz. Belli bir kurgu var ama yok gibide :)) yani heran her şey değişebilir. Bu bölümü kısa kısa ayrıntısız yazdım ki sıkılmayın diye. Yoksa ben bile yazarken sıkılıyordum. Nolur beğenin çünkü bu hikayeye karşı çok şey hissediyorum. Mesaj atmaktan çekinmeyin cevap veririm :) Oylarınızı kullanın lütfeen sizi seviyorum kafa dengim insanlar :)))) Görüşürüz :) <3

.......

Ellerimle gözlerimi ovuşturup açtığımda kendimi koridorun sonunda merdiven köşesinde bulmuştum. Yine o aptal uyurgezerlik saçmalıginin birindeydim. Tekrar odama gidip uykuya daldım.

...

Erteleyip durduğum alarmı onuncu kez kapatıp kalktım. Destiny'nin attığı mesaja olumsuz cevap verip, banyoya girdim ılık bir duş aldım.

Saçlarını kurutup kendimi bildim bileli pırasa olan sarı saçlarımi at kuyruğu yapıp uçlarıni saç tebesiriyle maviye boyadım. Mavi gözlerime rimel sürüp, dudak parlatıcım yardımıyla hafif makyajımı tamamladım. Bacaklarımı kavrayan mavi kotu geçirip üstüne de çiçekli bluz giyim.

Aşağı inip mutfağa gittim ve biricik Daphne'me ''böh'' yaptım. Sıçrayarak ''Ayh, sen beni kalpten götürecek misin deli kız.'' diyerek gülümsedi ''daha dur güzelim, sırada biz varız'' dediğim anda kafamın sağ tarafında bir ağri hissettim. Kafama KAŞIK yedim evet. Buna alışığım ama onunda buna alışması lazimdi. Ben bile kabullenip hayatımı yaşıyorum.

Ben bunları düşünürken o tabiki birsürü şey saymış ve ben sonuna yetişmiştim.

''... artık kendine çeki düzen vermelisin küçük hanim. ''

Neden bahsettiğini zaten biliyordum hep aynı şeyler, 17 olmuşum daha odamı toplamıyormuşum, ev işlerini öğrenmek falan tamam bir yerde haklı ama yemeği çok güzel yaparım mesela kimse yediğinde suratını ekşitmez veya yemiş gibi yapıp masanın altından köpeğe vermez, tarif sorar.. Cevap vericektim ama kafam halâ zonkluyor. İnsan korkuyor canım.

Dişlerimi fırçaladıktan sonra Daphne'ye öpücük verip evden çıktım.

Haftaya bir balo var. Yıl sonu balosu, liseden kurtulup üniversiteli olma vakti gelmişti. Bunun için kıyafet almalıydım.

Beyaz lamborgini'me binip Oxford caddesine doğru sürdüm. Arabayı parkedip, en sevdiğim mağazalardan biri olan SELFRIDGE'S mağazasına girdim.

Birçok elbise giydim çok kararsız kaldım aklım maviden gidiyordu ama çok olgun gösteriyordu. Gözüm vitrinde olan tüllü, ışıl ışıl taşlarla süslenmiş abiyedeydi. Görevli kadın getirdiğinde kabine girdim. Aynaya baktığımda gerçekten çok güzel oldu ve vücudumla uyum içindeydi. Çanta ve ayakkabıyla 700$ verip mağazadan çıktım.

Birkaç mağaza daha gezip arabaya on poşet daha koydum. Birazda yürüyüp gezdim.

Hava kararmıştı, saat on iki'ye geliyordu. Eve gitmek hiç içimden gelmiyordu, Destiny'nin sabah attığı mesaj aklıma geldiğinde hemen Destiny'i aradım.

'Alo' sesi gelince 'Des, nerdesiniz?'

'Anabel yoksa geliyor musun?' Dediğinde sesi hem heyecanlı hemde endişe gibi geliyordu 'Evet, parti devam ediyor mu' deyip arabayı Des'in evine sürdüm. Destiny, yakın arkadaşlarımdan birisidir.

Arabayı park ettiğimde evdeki ses, yanan ışıklar ve kapıdaki öpüşen çiftler partiyi gösteriyordu. İçeri girdiğimde Stefan, Ryan ve Destiny'i gördüm. Sohbet koyulaşınca etrafa bakarak 'Robert nerede?'

Diye sordum üçününde yüzü bozulduğunda Des 'Aauuf--Tatlım sanırım bunu görmelisin.' beni yukarı koridorun solundaki odanın kapısına getirdiğinde sorar gözlerle baktım 'Anabel parti başında söyliy-' kapıyı açtığımda Robert'ı yanında bi kızla uyur- bi dakika o hayır o yapmaz ama burada değil geçen hafta new york'a git- hızlı adımlarla yatağın başına gelip Alexia'nın saçından tuttuğum gibi yatağın başlığına vurdum çığlık atarak gözlerini açtığında beni farkedip 'siktir' dedi çığlığa Robert da uyanıp o bakmaya kıyamadığım gözlerini beni görünce irileştirip 'Anabel b-ben açıklayabilirim.' dedi 'Neyi açıklıycaksın en yakın arkadaşımla nasıl öpüştüğünüzü, çığlıklarınızı ve aldığın zevkin neyini açıklayabilirsin? Sizden tiksiniyorum' dedim yüzümü ekşitip başı yarılan ağlayan Alexia'ya bakarak. Tükürüp 'Lanet olsun size' dedim. Hiddetle kapıya gittiğimde bayaabi topluluk bizi izliyordu durup 'Alın size canlı bir sürtük ve PİÇ'

KURBANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin