junghyun

42 4 0
                                    

Junghyun 2 aylık olmuştu ve kook bunu bilmiyordu. Ve yaptığım çok kötüydü.

Arkadaşlarla etkinlik yapmak için bir parka gittik. Ve yanımda kook dan bir parçam vardı. Salıncak a bindik. Yani sadece oturduk ve eski anılarımızı konuştuk. Küçükken bu parksa çok eğlenirdik.
O kadar eylenceliydiki kimse sana karışamıyordu. Dünya senin için dokunulmazdı. Sanki sallanırken bir kapı açılcak ve başka bir dünyaya uçucaz gibi hissederdik.
Oğluma çok haksızlık yapıyordum sanırım. Ama başka bir çağrem yoktu.
Koreye geri dönmek istedim bir süreliğine. Akşam biri beni aradı.
-alo
- HANİ ALDIRCAKTIN!
- Kook aldırdım.
- YA SEN PIS BIR YALANCISIN . SENLE BOŞANDIĞIMIZDAN BERI PEŞINDE BIR ADAMIM VARDI.

Sustum ve telefonu kapatıp ağladı. Ne diyeceğimi bilemedim. Onu babasız bıraktım. Bu haksızlıktı...
Koreye döndüm ve bir arkadaşımda kaldım. Kook sürekli mesaj atıyordu.

Ve hep benden nefret ettiğini söylüyordu. Ama ben herşeyi onun için yaptım. Ve yine gittim.....
Bu sefer kesindi benden nefret ediyordu.
Birden bir mesaj daha geldi. Busefer arkadaşımdandı.
-kızlar koredeymişsiniz. Hadi bir araya gelelim. Saat 20 de ...... restorantta buluşuruz.
-çok iyi olur. Saat 20 de ordayım.

Kendimi fazla kötü hissediyordum. Bu nedenden dolayı biraz dışarı çıkmak istedim.
Hazırlandım. Üzerimde kısa bir etek, bulüz ve topuklu ayakkabı vardı.
Hyun evde kalıcaktı ve ona bakıcısı bakıcaktı. Restoranta gittik. lüks bir restoranttı. Kızlarla sarılıp oturduk. Ve etrafa bakarken gözüme takılan bir maşa oldu. Ve inanamiycaksiniz o masada V, JIMIN, RM, JIN vardı. V de bana kızgındı. Ama olayın benden tarafa kısmını bilmiyordu.

V beni gördü. Ve kook a söyledi. Kook sürekli bizim masaya baktı.  Biz çaktırmadık. Yemekler geldi. Biraz yemekten sonra hafifçe o masaya baktım. Ve kook hala bakıyordu. Kızlardan müsade istedim ve restorantta çıktım. Kook sertce kolumu tuttu.
-Yürü bin arabama.
-bırak kolumu!
-yürü!!

Zorla arabaya bindim. Ve ilerledik.

- YA bırak beni ne istiyorsun?
- korkma seni deyil çocuğumu.
-çocuğumu deyil çocuğumuzu.
- onu kariyerin için ayrılmadan, çocuğumuzu benden çalmadan   önce
Düşünceksi.

-indir beni arabadan!!
-sus bağırma!!
-indiiirr!
-Tamam

Arabadan indik .yol kenarında karanlık sokak lambasının olmadığı bir yede ikimiz birbirimize sinirle baktık.

- şimdi mia çocuğum nerde?
- YA bak çocuk evde .  sakın ol.
- tamam sakinim. Adı ne?
-bak benim senden çocuğunu ayırmaya çalıştığım felan yok.
-sen şimdi farklı bir isim koymuşsundur.
-hayır! Beni bi dinle.
- ben seni dinlesemde dinlemesemde sonuç deyişmiycek.
-bak ben sadece senin mesleğinden ayırmak istemedim!
- ne!
-bak kook bana söylemesende ben sizi duydum. Sen benden boşanmazsan bts dağılır!
- tabi ya V söyledi deme. Sende bahane olarak kullandın. E ay geçti diye çocuğu da aldıramadın.
- ya ne saçmalıyorsun! Ben senden bir parça taşıdım diye hep mutlu oldum.

Beni arabaya sertce yaslayıp elleriyle bileklerimden tuttu.

-bak mia  ben yoruldum. Çok yoruldum. BIKTIM sizin yalanlarınızdan. Bana artık rol yapmayın. Benim kalbimi incitmeyin!

- BEN SENI HEP SEVDIM.SEN BENI SEVMESENDE BEN SENI SEVICEM.
-  Bende seni sevdiğimi söylemek isterdim ama sayende aşk nedir onu bile unuttum.
Şimdi beni çocuğuma götürüyorsun.
- Tamam seni oğluna götürcem ama bunu asla unutma ben sadece sen mesleğini terk etme diye böyle bir saçmalığın içine düştüm.
- erkek mi? Adı ne?
-junghyun..

Birşey dedemedi bileklerimi bırakıp arabaya bindik. Farkettirmesede gözleri doldu. Ben zaaten ağlıyordum.

Yolda biraz uyudum. Çocuğu görmeye bize gidiyorduk. Bir süre sonra kook beni uyandırdı.

- mia geldik.
- hım? Tamam.

İnmiştik arabadan. Eve girdik. Herkez bizi görmüş ve korudan beni evde bekliyorlardı. Jungkook önden girdi. Herkez ağzı açık bize bakıyorlardı.
Kook a merdivenleri gösterip
-Bu taraftan.
Diğerlerine elimle kalmaları gerektiğini söyledim.
Yukarı çıktım ve odanın kapısında bekledik. Kapının kolunu yavaşça çevirdi. Içeri girdik hyun uyuyordu. Kook ağlamaya başladı.

- eğer bir gün yine bulamazsam seni oğlum. Ömrümün sonuna kadar seni ararım.

Arkasından tekrarladım.

- birdaha hiç sevmesen bile Ömrümün sonuna kadar seni severim.

Kook bana baktı. Dayanamadım gözlerimi kaçırdım. Hyun u beşikten kucaklayıp yatağa götürdüm. Ve yanına kıvrıldım.
Kook ise diyer yanına. Ikimizde hyuna bakıyorduk. O kadar masumdu ki anlatamam.
Bana hiç benzemiyordu. Tamamiyle babasına benziyordu.
Kısık sesle
- Kook..
Bana baktı.
- sana benziyor.
Gülümsedi. Ve yaklaşıp oğlumuzun elini öptü.
Ve uykuya daldık. Sabah saat 8 gibi oğlumuzun sesiyle uyandım.
Kook oğlumuza öpüyordu. Ve oğlumun hoşuna gitmişti. Onları seyrettim.... Ve onların mutluluğunu gördükçe kendime bir kez daha kızdım. Oğlumu kook tan uzak tuttum diye.

Çok eğlenmiyorlardı.
- çokmu erken uyandırdı seni?
Cevap vermedi sadece bana bakıp kafasını salladı.
Kalkıp üstümü deyiştirdim Ve kahvaltıya indim.
Kook salonda oğluyla özlem gidermeye devam ediyordu.
- mia ben gidiyorum. Akşam çocuğu almaya gelicem.
- neden? Yani nereye?
- big hit e.
- Tamam bende geliyorum.
-sen nereye?
- Kook çocuk henüz iki aylık. Annesinden ayrı kalamaz.
Gıcık bir gülümsemeyle  .
-ama babasından kalır deme.
-kook!
- Tamam. Tamam. Ben sen gibi vicdansız deyilim. Akşama hazır olun. Big hite gitmiycez. Başka bir yere gidicez.
-nereye?
-sınırlarını zorlama.
Evden tam çıkıcaktı minik kook ağladı. Kook arkasına döndü.
Ve ben ise çocuğa baktım. Ateşi vardı. Hemde çok.
- Kook ateşi var! Napalım. Ya ama daha önce hiç böyle olmadı. Kook yardım et çıldırıcam.
Benim telaaşlı halime gülen kook
- Tamam. Tamam. Normal bu tür durumlar.
- ee napcaz.
-hastaneye götürmez. 
-hadi o zaman.
Çocuğu hastaneye götürdük. Ateşi düştü. Biraz ilaç alık ve eve döndük.
- kook tamam çocuk iyi. Sen gidebilirsin.
-hayır. Ben bugün çocuğuma vakit geçiricem.
- tamam.
Kahvaltı yaptık ve kook pikniğe gitmek istedi. Hazırlanıp pikniğe gittik. Ben eşyaları hazırlarken kook oğlunu gölün kenarlarına götürdü.
Burana biz daha önce gelmiştik. Sevgiliyken.
Birden bir kaç fan kook u farkedip yanına geldi. Ve fotoğraf çekilip hyun ile oynuyordu.  Sinirlendim. Onlar benim oğlumla oynuyamaz.
Hızlıca yanlarına gidip.
- Merhaba ben annesiyim.
-mia ne yapıyorsun?
-hiç çocuğumu koruyorum.
-kimden?kısık sesle
-fanlardan.
- ne😏 kızım sen manyakmısın? Yürü gidelim.

Piknik yerimize gittik. Ve uzun zamandan sonra tekrar sevdiğim kişiyle yan yanaydım.
O an kook a dalmış bir şekilde bakıyordum. Kook bunu farketti. Ve gözlerimin içine baktı.

-mia herşey bukadar kötü olmak zorundamı?
- hım?
-yok birşey mırıldanıyordum sadece.

Küçük kook uykuya dalmıştı bile.
Biz ise başında uzanıyorduk. Her şey dışardan o kadar güzel görünuyördu ki kimse içimizdeki fırtınayı bilmiyordu.
Kook bana bakıp kısık sesle sanki zorla soruyor gibi.
- sen benle küçük yaşta evlendiğine mutlu olduğunu söylemiştin.
- Evet.
-ama mutlu değildin.
- mutluydum.
- tabi ya. Kim zengin bir adamla mutlu olmazki.

BANA ROL YAPMA (Düzenlenmekte)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin