Dazai onu çıktıkları bardan tenha bir yere götürdüğünde,Atsushi Dazai'yi duvara yapıştırdı.
Klasik bir "ben burda dominantım" hareketinden etkilenen Dazai gülümsedi.
Atsushi'de gülümsedi.
”Daha yeni tanışmamıza rağmen hiç vakit kaybetmiyorsun genç oğlan,hm?"Dazai kollarını Atsushi'nin boynuna sardığında Atsushi sırıtarak,
"Çünkü kaplanlar vahşidir." diye cevapladı.Altındaki sertliğini Dazai'ye bastırarak Dazai'nin inlemesine neden oldu.
”O içerideki ucube dediğin adam varya işte ben onunla tahmin edemeyeceğin kadar çok yattım.Yani beni lütfen ezik bir bakir olarak görme,Dazai-san.”
Dazai Atsushi'yi kendine daha çok çekerek dudaklarını birleştirdiğinde Atsushi sert bir biçimde karşılık verdi.
”Ah,sushi."dedi dudaklarının arasından nefes nefese kalan Dazai.
"Ne?Komik miydi?" Atsushi durdu.
Dazai güldü.
Beyaz saçlı adam kahverengi saçlının beline elini koyup okşamaya başlamıştı ama arkasında hissettiği rüzgarla durdu.Gözünü çevirdiğinde arkasındaki Gin'i farketti. "Bunu bir tehdit olarak algılama lakin sevgili abimi ağlatman hiç hoşuma gitmiyor."
Atsushi ve Dazai birbirlerinden ayrılarak karşılarındaki kadına baktılar.
"Gin?Ondan ayrıldığımı bilmiyor musun yoksa?" diye çıkıştı Atsushi.
"Biliyorum,biliyorum.Yalnız onu şu karşındaki pislik yüzünden ağlatmandan hoşlanmıyorum."
Atsushi Dazai'ye baktı.Kesinlikle Akutagawa ve Dazai'nin arasında bir şeyler yaşanmış olmalıydı.
"Bu adamın eski mafya lideri olduğunu bilmiyor muydun yoksa?
Her canı sıkıldığında hıncını benim sevgili abimden çıkaran bir sadist."
Gin'in gözleri koyulaştı.
"Önüme çıkmazsan onu öldürebilirim."
Atsushi Dazai'ye baktı.Dazai sessizdi.
"Ey,Atsushi-kun.Neden bunun gibi bir katile inanasın ki?Ben bir dedektifim."
Cebinden kimliğini çıkardı.
"Dazai Osamu.Özel yeteneği olanların çalıştığı bir dedektiflik bürosunda özel dedektifim.İstersen seni götürebilirim."Dazai masumca gülümsedi.
Gin sinirle tısladı.
Gin saliseler içinde gözden kaybolduğunda Atsushi Dazai'ye geri döndü.
"Senin bir bozuk para gibi bana karşı yazı ve tura oynamanı istemiyorum,Dazai-san.En nefret ettiğim insanlar sağı solu belli olmayan insanlardır."
Mesela Akutagawa.
Dazai kafasıyla onayladığında Atsushi onun elini tuttu.
"Off,çok yoruldum.Hadi gidelim.”
Dazai durdu.
" Nereye?"
Atsushi'de durdu.
"Senin evin yok mu?"
"Yok.Senin?"diye cevapladı Dazai.
"Benimde yok."
İkiside birbirlerine bakmaya başladılar.
"Bu kadar yoksul olunmaz ki."
"Boşver bir arkadaşım var onda kalırız." dedi Dazai.
"Bana uyar."
-------
"Akutagawa-kun,bıktık."
Mori sarhoş olan Akutagawa'yı arkasında sürüklüyordu.
Chuuya arkadan seslendiğinde durdu.
"Mori baba napıyorsun?" diye söylendi Chuuya.
"Hayır adam ipince bir şey.O kollarınla ve boyunla taşısana patron.Ayıp değil mi?"
Mori gözlerini kıstı.
"Adamın işi potansiyel katillik,potansiyel sarhoşluk değil." dedi.
Chuuya Akutagawa'yı tek bir hamlede kucağına aldığında Mori gülmeye başladı.
Chuuya sinirlendi.
"Niye gülüyorsun?"
Mori cevapladı.
"Güce bak,boya bak."
Chuuya gözlerini kıstı.
"Patronum olmasan sana gücümün sınırını gösterirdim."
Mori gülmeyi kesti.
"Herneyse,Nakahara-san."
Arabaya geldiklerinde Akutagawa uyuyakalmıştı.
Chuuya onu dikkatle arabaya yerleştirdiğinde Akutagawa gözlerini açarak onu Rashomon'la sarıp kendine çekti.
"Bana aşıksın değil mi,Nakahara-san?"
Chuuya altına yapacak kadar korkmuştu.Bu adam korku filminin ta kendisiydi.
"Beni öldüreceksen ve bunlar son saniyelerimse evet aşığım."
Akutagawa sırıttı.
"Sence ben 10 şişe vodka ile sarhoş olur muyum?"
Chuuya gülümsedi ve zaten yatar pozisyonda olan Akutagawa'nın üstüne çıktı.
"Ne kadar çıkarcı bir herifsin sen."
Akutagawa'nın sırıtması gülümsemeye döndü.
"Ama ben sana aşık değilim,Nakahara-san."Chuuya'nın cevap vermesine izin vermeden onu öpmeye başladı.
"Seninle sadece benim istediğim gibi Atsushi'yle düşmansın diye oynuyorum.Ama bunu bile bile göz yumuyorsun?"
Chuuya alt dudağını ısırdığında Akutagawa inledi.
"Bir katilden ne bekliyebilirim ki?" diye karşılık verdi Chuuya.
"Nakahara-san hiç kimseyi öldürmedi mi?"diye sordu Akutagawa.
"Mafya görevleri dışında canım sıkıldı diye kimseyi öldürmedim.Senin gibi."
Chuuya ne yaparsa yapsın Akutagawa'nın büyüsüne kapılacağını biliyordu zaten.Adamda tam onun istediği gibi zehirli bir ruh vardı.Acı çektirten ve çeken bir ruh.Chuuya böyle ruhların gidip kendisininki gibi bir ruh yerine piç gibi bir ruhu olan albino hastasının ruhunu seveceğini biliyordu.Kıskanmamıştı.Belki hetero yanını harekete geçirip şu Higuchi denen kızla yiyişmeliydi.Akutagawa'ya yaklaştıkça daha çok aşık oluyordu çünkü tıpkı şuanda olduğu gibi.
"Atsushi ile aranızda neler geçti?" diye sordu Chuuya.Ardından Akutagawa'nın gömleğinin düğmelerini çözdü.
"Onunla ilk yattığımız gece böyle bir kış günüydü.Kendisi dışarıda uyuyordu.Gerçi onun bir beyaz kaplan olduğunu bilmiyordum,kara keyfinden yattığınıda bilmiyordum.Ona yardım ettim.Gerçi çok önceleri ona aşıktım." Chuuya sinirle göğsünü çekiştirdiğinde inledi.
"Nakahara-san lütfen."
"Ve o da sana aşık oldu?" dedi Chuuya.
"Evet."Chuuya pantolonunun düğmelerini çözdüğünde bacaklarını iki yana açarak doğruldu.Chuuya'nın parmaklarını yaladıktan sonra onu kendine çekip öptü.Chuuya'nın elinin sinirden titrediğini farkettiğinde elini tutup onu dahada öptü.
"Sinir krizi geçirmeni istiyorum,babacık.Lütfen sert ol." Chuuya Akutagawa'nın ona bastırdığı kalçasını hissetti.
Chuuya sırıttı.
"Sen çok yaramazsın."
---------
B.B'den not:
Şu animeye türk yazar gelsede gururumuz olarak fanfic yazsam aq
