Ayak üstü böyle hikaye yazan abime saygılar, sevgiler :*
İyi okumalar! x
**
“Liam, karidesli makarna mı?”
“Evet abi, deneyelim.”
“Hadi deneyelim koçum.”
Önümüze karidesli makarnalarımız geldiğinde büyük bir iştahla yemeye başlamıştık. Yemeğimizi yerken ağzındaki yemeği yutmaya çalışan ve başarılı olamayan Niall bir anda öksürmeye başladı. Ben arkasından ona vururken Liam bardağa su doldurup ona içirmeye çalıştı.
“İyi misin?”
“İyiyim abi. Sağolun.”
Yemeklerimize yeniden döndüğümüzde hafifçe öksüren Niall dikkatimizi dağıtmıştı bile.
“Abi bugün rakı-balık mı yapsak?”
“Olur.”
Rakı-balık âdetini de onlara ben alıştırmıştım.
**
Akşam evde rakı-balık yapıyorduk ve çocukların kız arkadaşları da gelmişti. Birlikte balık kızartıp rakı içecektik. Balık kızartmayı üstlenen Zayn ve Louis’i kontrol amaçlı mutfağa gidip kapıyı açtım.
“Burada neler oldu?” diye dedim bağırarak.
“Ufak bir kaza.”
“Ufak mı?” demiştim alayca. Etrafa saçılan unlarla birlikte Louis ve Zayn’in de üstü başı un olmuştu.
“Balığı yapmayı beceremediniz. Çekilin, ben yapacağım. Siz gidin üstünüzü değiştirin. Duş alın.”
İkisi de bana kafasını salladıktan sonra mutfağı terk etmişlerdi. Etrafa saçılan unu temizleyip unu aldığım tavanın yanına gitmiştim.
Balığı kızarttıktan sonra sofrayı kurmaya başlamıştık. Louis ve Zayn üstünü değiştirmişti ve aşağı çoktan inmişlerdi. Kızlarla birlikte sofrayı hazırlamamıza yardım ediyorlardı.
Kızlar rakı sevmediği için şarapla takılacaklardı.
Sofrayı kurduktan sonra masaya kurulup içkilerimizi bardaklarımıza koymuştuk. Tam karşımda oturan Liam çoktan içmeye başlamış, dertlenmeye başlamıştı.
“Ah Bridgit! Sensiz olmuyor.”
Liam Bridgit ile, Liam ile Sophia bir ara ayrıldığında konuşmuştu. Onunla görüşüp, ondan hoşlanmıştı. Sonraysa Sophia ile barışmıştı.
“Ah Bridgit!”
Konuyu biliyordum ve Sophia bu konuyu bilmiyordu.
Liam’a kaş-göz işareti yapacakken beni durduran şey Sophia’nın işaretleriydi.
“Sophia bana senin gibi davranmıyor Bridgit!”
Liam bir süre Bridgit üzerinde dertlendikten sonra yakınımızda duyulan sesle yerimizde sıçramıştık.
“Yeter! Senin Bridgit dertlerini dinlemeyeceğim Liam.”
Sophia bir bardak soğuk suyu Liam’ın üstüne dökmüştü ve ardından da ıslak yüzüne tokat atmıştı. Gözlerinden akan yaşları görmüştüm ve o gözyaşları ile evden çıkıp gitmişti.
Evde sadece çocuklar ve ben kalmıştık. Liam hala ayılmamıştı ve onu ayıltmaya çalışıyordum. Onu sürükleyerek banyoya götürdüm ve soğuk suyu açtım. Yavaştan ayılmaya başlayan Liam’ı banyoda yalnız bırakıp banyodan çıktım.
**
Çocukların bugün konseri vardı ve her biri konser için hazırlanacaktı. Hazırlanmak üzere Niall, Louis, Zayn ve Harry ile birlikte evden çıkıp konser alanına gittik.
Kuliste hazırlanırken kulise yavaşça giren Liam’a dönüp nerede kaldığını sorduk.
“Konuşsana Liam. Dilini mi yuttun?”
Başını sallamıştı. Hem de olumlu anlamda.
Çocuklar birbirlerine bakıp oldukları yere çökmüştü. Liam’ın sesleri kısılmıştı ve hasta olmuştu. Dört kişi One Dİrection olmazdı. Olacaksa beş kişi olacaktı. Ama Liam’sız olmazdı.
“Sözleşme imzaladık. Eğer konseri iptal edersek tazminat ödeyeceğiz.”
“Liam’sız One Direction olmaz Harry. Konseri iptal etmek zorundayız. Çocuk hasta.”
“Durun, durun!”
Çocukların hepsi bir anda bana baktığında olduğum yere oturmuştum.
“Bu konsere kostümle çıksanız hiç kimse sizi tanımaz değil mi?”
“Tanımaz herhalde abi.”
“Güzel. Konsere ben çıkacağım.”
Çocuklarla plan yapıp Liam’ı kuliste bırakmıştık. Bizi tanımayacak şekilde kostüm giyip başlangıç yerlerimize geçtik. Liam olmadığı için playback yapacaktık. Yani arkadan çalacaklardı ve ben ağzımı oynatacaktım. Çare buydu.
“3,2,1… Başarılar ve iyi eğlenceler çocuklar!”
Çocuklarla birlikte sahneye çıktığımızda burada çok fazla hayran olduğunu görmüştüm.
Niall ile bol bol zıplama vakti!