Bölüm 3 - Basketbol Topu

10 0 0
                                    

Ya onu kendime aşık ettikten sonra benim hayatıma başka birisi girerse ne olacaktı?

'Ben, emin değilim. Yani bunu yaptıktan sonra ne olacak? O bana aşık olduktan sonra ne olacak?' aklımdakileri Nahui'ye sordum. 'Eminim sen de Lian'a aşık olacaksın, bundan eminim. Sadece o asla aşık olamayacak birisi ve bunu ona hissettirmeni istiyorum. Sonrasında mutlu olacaksınız.' dedi kendinden emin bir şekilde ve hala intikam duygusu içindeki ses tonuyla.

Ben ona aşık olmayacağımdan öylesine emindim ki oysa ki.

Hem de öylesine çok.

'Lütfen, onu baştan çıkar.'
———————————
Nahui'ye emin olamadığımı söyleyip odama çıktım. Meichun çoktan uyumuştu. Rahatsız etmemek için ışığı bile açmadan direkt yatağıma gittim. Az önce tam olarak ne olmuştu? Lian da kimdi ve neden bu kadar iğrenç bir insandı? Nahui neden bunu başkasından istemek yerine benden istemişti? Çok fazla merak ettiğim şey vardı ama şu an için hiç birinin cevabı yoktu. Canımı sıkan da buydu zaten. Gözlerimi kapatıp Lian'ı çizmeye çalıştım. Nasıl bir yüz bu kadar çok kızı kendine çekebilirdi tam olarak? Fazlasıyla yakışıklı, biraz sevimli, uzun boylu ve tarzıyla ışıl ışıl parlayan bir çocuk çizdim kafamda. Lian eğer böyleyse, neden bu şekilde davrandığının sebebini anladım sanırım.
O sırada beni çağıran uykuya dayanamayıp gittim.

Uyandığımda odada Meichun yerine Nahui ile karşılaştım. İlk önce neden burada olduğuna anlam veremesem de kendime gelmeye başladığımda Lian ile ilgili olduğunu anladım. 'Tamam' dedim yatağımdan doğrulmak için hayat mücadelesi verirken 'Tamam, almamı istediğin intikamı alacağım.' Nahui sevinçle el çırpıp boynuma atladığında tepki veremedim. Tam olarak neye bulaştığımı bilmiyordum ama bulaştığım işi umarım batırmadan bitirebilirdim. 'Öncelikle onunla tanışmalısın. Ama basit bir tanışma olmadığından emin ol. Çünkü basit bir tanışma olursa basit biri gibi görünürsün.' dedi. Yurttan çıkıp okula doğru yürürken henüz uyanamamış olan bedenim, telefonun zil sesiyle kendine geldi.

Park Jimin

Telefonu açar açmaz sevinçli bir sesle 'Bugün okula geliyorsun değil mi? Sıramda sıra arkadaşım olmadan oturmak istemiyorum da.' dedi. Çocuksu bir ses tonuyla söylediği bu sözler beni güldürdü. 'Ya neden gülüyorsun? Geliyor musun gelmiyor musun söylesene!' 'Geliyorum merak etme.' dedikten sonra Jimin'in sevinç çığlıklarıyla telefon görüşmemiz son buldu. Okula geldiğimizde Nahui ilk önce Lian'ı gösterdi. Açıkçası tam da aklımda çizdiğim gibi yakışıklı, güzel yüzlü, gür siyah saçlı, uzun boylu ve havalı tarzı olan bir çocuktu. 'Etkilendim.' dedim gülerek, 'Ama onun benden etkileneceği kadar çok değil.' Nahui de güldü 'Bundan fazlasıyla eminim.'
Arkamdan bağıran bir adet Park Jimin olmasaydı belki de fazlasıyla havalı bir an yaşayabilirdik. 'Elçiiiin!' Elimle sus işareti yaparak susturmaya çalışsam da, bu susturma girişimimin pek de başarılı olduğu söylenemez. 'Sus, sana bir şey anlatacağım. Gel hadi bahçeye çıkalım.' Nahui sınıfa gittikten sonra Jimin'le birlikte bahçeye çıktık. Ben ona Nahui ile düşündüğümüz şeyleri anlatırken hiç sözümü kesmesi, sakince ve ilgiyle, her kelimemi özenle dinledi. Anlatacaklarım bittikten sonra 'Vay be!' diyerek gözlerini getirebileceği en büyük hale getirdi. Tam bir şeyler söylemek için ağzını aralamıştı ki kafasına bir basketbol topu fırlatıldı. 'Koridoru inleten sen miydin?' Kafamı kaldırdığımda, Lian görmeyi beklediğim en son kişiydi o anda. Jimin'i yakasından tutup ayağa kaldırdı, 'Sen miydin dedim!' Jimin'i tutmaya devam ederek onu sarsıyor, bağırarak iğrenç sözler sarfediyordu. Buna seyirci kalamayacağım için bir hışımla oturduğum yerden ayağa fırladım 'Tam olarak kim oluyorsun da gelip burada insanları hırpalayabileceğini sanıyorsun?' Jimin'in yakasını bırakıp bana döndü 'Asıl sen tam olarak kim oluyorsun da benim yaptığım şeyi sorguluyorsun?' Nefretle güldüm 'Az önce yakasını tuttuğun çocuğun arkadaşı ve insanları hırpalamana göz yummayacak birisi.' Artık ilgisi tamamen Jimin'den bana kaymıştı 'Görelim bakalım bunu ne kadar engelleyebileceksin.' Beni baştan aşağı süzdükten sonra ellerini cebine sokup arkadaşlarının yanına geri döndü. Jimin dönüp 'Gerçekten bunu mu kendine aşık etmeye çalışacaksın? Çok zor görünüyor.' Üzülerek başımı onaylarcasına salladım 'Maalesef ki evet Jimin, maalesef ki evet.' Elini omzuma koydu 'Başarılar, büyük bir mücadele vereceksin gibi görünüyor sevgili sıra arkadaşım.' Haklıydı. Özellikle şimdiki tartışmamızdan sonra daha da büyük bir mücadele vermem gerekeceğini düşünmeye başlıyorum. Ama iyi tarafından bakarsak, Nahui'nin istediği gibi oldu. Basit bir tanışma değildi bu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 17, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşık Etme SeansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin