o öldü, dört

52 5 1
                                    

Saate baktım, sabahın beşi olmuştu. Ben ise ona mektup yazmakla meşguldüm. Bu bir şeyi değiştirmese de en azından rahatlatıyordu.

"Gittin.
Öylece gittin. Ve ben bunu neden yaptığını bilmiyorum. Kendimi suçlamaktan bıktım. Benim yüzümden, engel olabilirdim. Ama keşke benim için kalsaydın. Seni çok seviyorum ve hiçbir şey için suçlamıyorum. Herkes kötü, bir sen iyisin. Ve ben onları kafamda öldürdüm.
Tek seni seviyorum Katharine.
Lauren."

Kağıda düşen birkaç damla, kağıdın ıslanmasına sebep oldu. Kağıdı bir defterin arasına koyup yatağıma uzandım. Yedi gün. Tam yedi gün geçmişti ölmesinin üzerinden. Yarın sekiz. Sonraki gün dokuz. On. On bir. Ve günler böyle akıp gidecekti, onsuz geçecekti günlerim. Yeryüzünde o yoktu. Parçacıklara ayrılmış, yok olmuş, silinmişti sanki dünyadan. Üstelik benim suçum hepsi, engel olabilirdim. Günler öylece geçip gidecek, onu göremeden. Bunun ne kadar acı verici olduğunu tahmin edebiliyor musunuz? Bağırmak istiyorsunuz, ama kimse duymuyor. Ve ağlayamayacak kadar yorgundum. Gözlerimi kapadım, geçecek dedim kendi kendime.

Yalan söyleme.

Yarın okula gidecek, onlarla aynı ortamda olacaktım. Değişik bakışlarının altında ezilecekti. Hepsi mutluydu, onlar kazanmıştı.

Yenilen yine bendim.

Şimdi uyuyacağım, her şeyi unutacağım.
Yarına dek altında ezildiğim acılarım yok olacak.

Ve ben onu düşünüp, onu düşüncelerimde yaşatacağım. Beynimde yaşayacak.

Bu, umudun varlığına beni inandırmıştı. Zorlukla da olsa gülümsedim. Onu düşünecektim, onu.

İyi geceler sevgilim.



"sheʼs died" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin