OKUL

320 20 3
                                        

Dün olanlardan sonra cadı grubuyla karşılaşmamak için her şeyi yapmıştım. Resmen kaçıyordum onlardan ama ne yapabilirim? Karkaşa çıkmasını istemiyordum.

Okulun koridorunda gezerken okulun tarihini gizleyen kapının önünde durup derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Cadıların neden buraya geldiğini bilmem lazdımdı. Yoksa bu içimde kalır ve beni rahatsız ederdi. Ben meraklı bir kızım. Bu huyumu annemden almışım sanırım.

Uzun ve sessiz koridorda yürürken okul müdürlerinin potrelerinin bulunduğu duvarlara bakıyordum. Resimlerin altında görev yaptığı yıllar yazıyordu. Sonunda okulun tarihini yazan duvara gelince derin bir nefes alıp okumaya başladım

Mislay Melez Lisesi

-Tarihi

Uzun yıllar melez vampirlere eğitim veren Mislay Lisesi MS. 1425 yılında kuruldu. Oliv Peslow tarafından kurulan lise yarı vampirlerin insan eğitim alarak insanları daha yakından tanımalarını sağlamak.

1786 yılında Hector Yeslov üvey ailesi cadı olduğu için her dört yılda bir okula beş kişilik cadı grubunun gelmesini sağladı. Grup bir yıl Mislay Lisesi'nde eğitim gördükten sonra eski okullarına geri döneceklerdir. 

Bu böyle devam ediyordu. Ama beni ilgilendiren bölümü okuduğum için geri kalanını okumamıştım. Yani bir yıl sonra gideceklerdi. Bu güzeldi. Gülümseyerek koridordan çıktım.

Koridorda öğrencilerin arasından gülümseyerek giderken ''Ne o? Pek mutlusun.'' diye sordu bir ses.

Arkamı döndüğümde Andrea'yı görünce şaşkınlıkla sarsıldım. ''Bundan sana ne?'' 

Kaşlarımı çatmıştım. Cidden onunla konuşmak kalbim için iyi değildi. Kötü olduğunu biliyordum ve uzak durmam gerekliydi. 

Andrea bana yaklaşınca şaşkınlıkla nefesimi tuttum. Kalbim tekleyince ne yapacağımı bilemiyordum. 

Burunlarımız birbirine değerken ''Sana yaptığım etkiye bir bak. Nefesini kesiyorum. Bunu sevdim.'' dedi dudaklarını yalayarak.

İstemsizce gözlerim dudaklarına kayınca titreyerek nefesimi dışarıya bıraktım. Nerede olduğumuzu çokten unutmuştum. Sadece o ve ben vardık. Bu yanlıştı. Biz yanlıştık. O kötü ben saf olandım. İyice hikayelere benzemişti hayatım. Kötü ve iyi hiçbir zaman birlikte olamazdı işte.

Kafamı iki yana sallayarak bir adım geri çekildim. Onun etkisinden çıkamayacaktım. Artık bu kesindi. Gözlerine bakmamaya çalıştım. Yoksa dayanamayıp beni öpmesini söylerdim. ''Ne yaptığını sanıyorsun?''

Kaşlarım çatılmış ve sinirlenmiştim. Ama kime sinirlenmiştim? Bana bu etkiyi yaptığı için ona mı, yoksa bana bu etkiyi yapmasına izin verdiğim için kendime mi? 

Andrea kendini bilmiş bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. ''Seni kendime aşık ediyorum.''

Şaşkınlıkla gözlerine bakarken göz kırpıp arkasına döndü ve yoluna devam etti. Hayır, hayır! Ona aşık falan olmuyorum ben.

Sinirle dudaklarım tek çizgi halini aldı. Ne kadar ayakta hareketsiz bir şekilde kaldım bilmiyorum ama bundna hemen kurtulmalıydım.

Arkamı dönüp bana şaşkınca bakan öğrencilerle göz göze gelmemek için başımı eğdim. Acilen Jessie'yi bulup kafamı dağıtmam lazım.

Sınıfa girdiğimde Jessie'nin yanında oturan Fred'i görünce gülümsemeye çalıştım. Yanlarına varınca Jessie'nin bakışları beni buldu. ''Ne oldu? Bir şey bulabildin mi?''

KANLI GÜL (DB 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin