Oylamalar +10 olmadan yeni bölüm gelmeyecek ve iyi kötü yorumlarınızı bekliyorum.
İyi Okumalar...
Maria'nın Ağzından....
Kırmızı şarabı andıran kan dolu bardağıma bakıp iç çektim. Hayatımın bu kadar değiştiğine bazen inanamıyordum. Vampirler ile tanışmış, birisine aşık olmuş, melez bir kız çocuğu doğurmuş, bir ablam olduğunu öğrenmiştim ve vampir olmuştum. Bundan şikayetçi miydim? Hayır, kesinlikle hayır. Hayatımın en güzel anlarıydı. Korkmuştum, endişelenmiştim, kırılmıştım, aşık olmuştum, dostuklar kazanmıştım.
Alexis gittiğinden beri kalbimdeki sancı gün yüzüne çıkmıştı. Bu duyguyu tatmayalı ne kadar olmuştu? Bir yıl? Belki de daha fazla.
David'i bu kadar sinirli nadir görüyordum. Onu anlıyordum da. Alexis'i benim kadar çok seviyordu. Bundan memnundum ama kızımıza biraz güvenmesi lazımdı. Her zaman biz yanında olamayabilirdik.
Kapının sertçe kapanmasıyla derin bir iç çektim. Çoktan bitmiş olan kan dolu bardağı masanın üzerine koydum ve mutfaktan çıktım.
Salona girdiğim de David'in çatık kaşlarını ve alev saçan gözleriyle karşılaştım. Bunlar beni korkutmuyordu. Alışkındım ne de olsa. Daha kötülerini de görmüştüm.
Koltuklardan birine oturduğumda gözleri bana kaydı. ''Bu kadar sakin nasıl olabilirsin?! O piç ona bir şey yaparsa ya da orada ona bir şey olursa? Bu ihtimalleri nasıl düşünemezsin?''
Derin bir nefes aldım. Halbu ki buna ihtiyacım yoktu ama vampirliğe hala alışamamıştım. ''Biraz kızımıza güven David. O artık küçük bir kız çocuğu değil. Kendi başının çağresine bakabilir. O senin ve benim kızım. Ne kadar inatçı ve güçlü olduğunu biliyorsun.''
Ayağa kalktım ve yanına geldim. Omzuna tutunarak sakinliğimi korudum. David'in düşündüğü belliydi. ''Onu çok iyi eğittik, sevgilim. Biraz kızımıa güven. Zaten adamların onu izlemiyor mu?''
David'in kaşları kalktı ve bakışları beni buldu. ''Sen nereden biliyorsun?''
Kıkırdadım ve geriye doğru bir adım attım. ''Seni tanıyorum David. Eğer oraya adam göndermemiş olsaydın kendin gitmiştin.''
David gözlerini devirdiğinde güldüm. Bir adım atarak aramızdaki mesafeyi kapattım. Dudaklarına küçük bir öpücük bırakmaktı amacım ama o belimden tuttup beni kendine çekince öpüşmemiz daha da alevlendi.
Eğildi ve dizlerimin altından tutarak beni kaldırdı. Bacaklarımı beline doladım ve nefes almama gibi bir özelliğim olduğu için içimden Tanrı'ya sayısız dua ettim.
David beni merdivenlerden çıkarırken gülümsedim ama içimdeki endişe azalmadı. David'i sakinleştirmek için endişelenmiyormuş gibi yapıyordum ama aslında oldukça endişeliydim.
David beni yatağa bırakıp üzerime çıkınca hala öpmeye devam ediyordu. İkimizin de kafamızı dağıtmaya ihtiyacımız vardı. David üzerimdeki tişörtü çıkarırken ona odaklanmaya çalıştım.
...
Yataktan doğruldum ve üzerimdeki örtüyü göğsümün biraz üstüne çektim. David ise derin nefes almış yatakta uzanıyordu.
Saçlarımın dağıldığına ve dolaştığına emindim. Vampir olduktan sonra bundan daha az zevk alacağımı düşünüyordum ama düşüncemin aksi gerçekleşti. Belki de bunu David ile yaptığım için böyleydi.
Önüme düşen turuncu, kıvırcık saç parçasını kulağımın arkasına sıkıştırdım ve David'in yırttığı iç çamaşırlarıma üzüntüyle baktım. ''İç çamaşırlarımdan alıp veremediğin nedir? Hep bunu yapıyorsun. Her sefer yenisini almaktan bıktım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI GÜL (DB 2)
VampirDibe Batmış serisinin ikinci kitabıdır... Burunlarımız birbirine değerken ''Sana yaptığım etkiye bir bak. Nefesini kesiyorum. Bunu sevdim.'' dedi dudaklarını yalayarak. İstemsizce gözlerim dudaklarına kayınca titreyerek nefesimi dışarıya bıraktım. N...