Selam. Bu bölümü adlı okuyucuma ithaf ediyorum! Vote+yorum bekliyorum.Bu bölümü ben çok sevdim,umarım bunu siz de seversiniz ^^ Öpüldünüz xoxo.
Bölüm parçası: Taylor Swift - Better Than Revenge
Bitince başa sarın.
Dediğim yerde başlatın~
Better Than Revenge'ı başlatın dediğim yere kadar 3.bölümdeki parçayı dinleyebilirsiniz.
Kelimeleri sindirmeye çalışıyordum. Şimdi korkusuzca konuşursan kıpkırmızı oluyorsun.
(Fearless-Speak Now-Red)
Bulunduğum konumu düzeltip tekrar banka oturdum.Alex geriden geliyordu.
Alex'e sarılma ihtiyacı duydum ama başımı sadece omzuna koydum.Birden içgüdüsel bir hareketle saatime baktım.
"Alex,saate bak! Yemek saati şu an başladı.Koş çabuk sıraya girmeliyiz."
"Tamam korkusuz kız."
Itiraf ediyorum böyle seslenmesi hoşuma gidiyordu. Ne? Itiraf etmem lazımdı!
Sıraya girdik.O önde ben arkasındaydım.Arkama saçları kıvırcık,mavi gözlü bir çocuk geldi.Tipsizin tekiydi. Sırıtıyordu.
Alex ağzını burnunu kıracak kıvırcık çocuk.
Benim de saçlarım kıvırcıktı.Ne diyorum ben? Neyse çocuk sırıtınca derin bir of çektim.Alex arkasına döndü ve bana boş bir şekilde baktı.
Hani "bir adam donmuş karısı da atlet" diye soğuk espri yapınca çocuk kahkahaya boğulurken ona öyle bakarsın ya,hahahaha çok komik bakışlarından.Benzetmelerim böyle beni böyle kabulleneceksiniz.
Sessizliği Alex bozdu.Arkada çocuk hala sırıtıyordu.Tövbe tövbe.Deli midir nedir? Çocuk pişmiş kelle gibi sırıtıyor.
"Bir şey mi oldu canım?" dedi sırıtan çocuğa.Bakışını benzeteceğim şimdi.Hani biriyle laf yarışına girersin yüzün düşer sonra o da ne oldu canım benim der ya,hah buldum alayla baktı.
"Güzel kızmış."
"Bana bak,o benim.Anladın mı? Ağzını burnunu kırarım tamam mı? Şimdi kaybol!"
"Güzel kızmış." dedi daha da sırıtarak.
Alex'in boynunda sinirden belirginleşen damarı gördüm.
Çocuk beni seviyor.
"Hastanede bir yıl yatmak istemiyorsan bulaşma."
Çocuk sırıtmayı kesti.Oh be.
"Hey sarışın güzel kızsın bu kas yığını pislikle değil benim gibi yakışıklı biriyle takılmak istersen Edward dersen beni bulursun.Kıvırcık Edward."
Alex öfkeli bakıyordu.Çocuğu öldürmesinden korktum.
Beni önemsiyor.
Gelen çocuğa gözlerimi devirdim. "Seninle takılacağıma çöp torbasıyla evlenirim daha iyi.Ayrıca yanımdaki centilmen erkek varken kimseye gitmem.Onun kasları olabilir bunu kıskanıyorsun çünkü sende yok bu yüzden ona kas yığını pislik diyorsun,ona senin bu lafı söylemen onu kas yığını pislik yapmaz ki ben onu her haliyle seviyorum dediğin gibi olsa bile ki değil.Ayrıca boşuna sırnaşma istersen o senin ağzını burnunu kırar ben de canını alma işlemini hallederim bir yıl karete eğitimi aldım pişmiş kelle haydi yoluna."
Amma konuştun Egyward.
Alex bana gülümseyerek baktı. Onu her haliyle seviyorum demiştim. O da öyleydi değil mi? O yüzden gülümsüyordu.
"Iyi iş çıkardın korkusuz meleğim."
Korkusuz.Meleğim.Vav.Çok cool.
Cool derken,everybody loves pretty everybody loves cool aklıma geldi.Ah,şarkı söyleyecektim.Ama ben bu şarkıyı söyleyeceğim yeri biliyordum.Düğünümüzde.Ne saçmalıyorsun Kris?
"Beraber aynı masaya oturalım mı?"
"Olur korkusuz,Justin ve Sky da gelsinler."
"Peki."
Bir günde bu kadar yakınlaşmıştık.Tanrı aklıma mukayyet olsun.
Birden sınıfta Alex'e kimsenin bakmadığını düşündüğümü hatırladım.Pardon ama o sadece sınıf için geçerliymiş.Şimdi bütün yemekhane -tabiki kızlar fesat düşünmeyin yani- bana ve Alex'e dönmüş öldürücü bakışlar atıyorlardı.
~Şarkıyı başlatın~
Bir tarafta da gözüme esmer,dümdüz saçları,kahverengi gözleri,oldukça güzel,zayıf bir kız takıldı.Hayranlıkla bakıyordu o da Alex'e.
Pardon canım da Alex benim.
Ne bu Alex hayranlığı? O kıza da bütün erkeklerin -Alex ve Justin hariç- hayran hayran baktığını gördüm.Alex bana sarılınca o kızın gözündeki öfke kıvılcımını gördüm. Kıskanç sürtük!
Alex lavaboya gideceğini söyleyince Justin de kalktı ve bizi Sky ile yalnız bıraktılar.
Sky kıkırdayarak kulağıma konuştu.
"Diğer kızların hepsi senden nefret ediyor."
"Senden de."
"Pardon da Justin burada önemsenmiyor.Alex popüler tek."
Tek Alex popüler. Popüleriçe mi oluyorum ben? Saçmaladım farkındayım.
Birden o bahsettiğim kız sinirle ayağa kalktı ve kıvırta kıvırta üstümüze yürümeye başladı.Kıvırtık sürtük.Gözlerimi devirdim.
Açık büfeye dalıp elinde koca tencere domates suyuyla geldi ve refleksimle kaçmaya kalmadan üstümden domates suyunu boşalttı.
Lanet olsun! Beceriksiz sürtük.
Kendi üstüne dökmüş yanlışıkla,yazık.Tanrı yukarıda.
Arkadan Elizabeth diye bağırdıklarını duydum.Saygı duyulan sürtük.
"Burası Barbie'deki prenses okulu değil,Nashville Üniversitesi.Erkek arkadaşımı istiyorsan daha çok beklersin." deyip tencereyi ıslak ayaklarının dibine fırlattım.
Suskun sürtük.
Zafer gülümsememle ilerlemeye başladım.
Çok uzun bir bölüm oldu okuyucularım çok yoruldum bol bol vote ve yorum bekliyorum.Bu bölüme en az 15 vote gelmesini bekliyorum.Lütfen gelsin! Yıldız işaretine basınca kıyamet kopmayacak ya da başına göktaşı falan düşmeyecek.Sadece bir saniyeni alıyor ben düşünüyorum ve yazıyorum bir saatimi alıyor emeğe saygı lütfen.Öpüldünüz xoxo.
Dipnot: Bölüm bitince şarkıyı kapatmayın dinleyin lütfen.Olayın özeti gibi düşünün.Zaten Türkçesine bakın tam olayla uyuyor.Kristen yani Taylor'ın şarkısı zaten ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkusuz
Fanfiction"Hayatta her zaman korkusuz olmak gerekir" Taylor Swift,Taylor Lautner,Selena Gomez,Justin Bieber gibi ünlülerin yer aldığı korkusuz bir kızın ağzından yaşam hikayesi. Başroller: Taylor Swift ve Taylor Lautner Nefes kesici bir fanfiction hikayesi!