Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Asılında evet demek istiyordum. Ama ne de olsa daha yeni sevgilimden ayrılmıştım. Ben de sana aşkla bakıyorum demek istiyordum ama... Elimi elinden çektim. "Can, sen... Sen gerçekten çok iyi birisin, hoşsun. Ama..." cümlem yarıda kesilmişti. Olduğun yerde dona kalmıştım. Hay aksi yine mi? Gözlerim yavaş yavaş karardı ve devamını hatırlamıyorum. Gözlerimi açtığımda hastanedeydik. Başımda Can duruyordu. "Bayıldın." dedi. Heyecanlandığımda her zaman bayılırdım. Başımı evet manasında salladım. Heyecanla birden yerimden kalktım. "Saat kaç? Eyvah sınava geç kaldık." Derken Cemre elinde çaylar ile girdi. "Uyandın mı kuzu?" dedi ve yüzüme gülümsedi. Can "Ben en iyisi okula gideyim de sınava gireyim" dedi. "Peki ben ne yapıcam?" dedim. Bana serumum bitmeden çıkamayacağımı ve doktorların rapor vereceğini söyledi. Can odadan çıktı. Cemre bana sorgular gözlerle baktı ve güldü. "Kim bu çocuk?" dedi. Dün olanları bir bir anlattım. Bana eğer benim yerimde olsaydı kesin onu sevdiğini söyleyeceğini söyledi ve ekledi "Sude evden ayrıldı." Heh bir de o mesele vardı. Demek ki halledildi. "İyi olmuş." dedim. Serumum bitince hastaneden çıktık ve eve gittik. Cemre bana anneannesinin tarifinden içli köfte yaptı. Bir güzel yedik. Sonra yorulmamam gerektiğini söyleyerek beni odama götürdü. Odaya girince aklıma o manzara geldi. Ama ne yalan söyleyeyim umrumda da değildi. Yatağıma yattım ve zaman geçmeden gözlerim kapandı ve uyudum.