Keşke sevdiğin kadar sevilsen tatlı gelincik. Lakin onun cenneti yok kiseni cennetine alsın. O gün geldiğinde senin cennetinin yeşili bile kalmayacak...
Nikahı izlerken "uzaklara dalıp gitme gözlerin dolmasın. Kimse böyle yalnız olmasın." Şarkısını aklına getiren BelarusluTavita o kadar hayat dolu bir kızın bu kadar yalnız görüneceği aklına gelmemişti. Hele damattan hiç hoşlanmamıştı. Kadınsal iç güdüleri bu deliliğe son vermesini söylüyordu. Arkadaşı için onca yolu geldikten sonra onun sonbaharda düşen bir yaprak gibi sararıp solacağı hissi içinden bir türlü gitmiyordu.
Memurun gelişiyle salon sessizliğe bürünmüştü ve Belaruslu Tavita inleyen yüreği ile geline bakıyordu. Nikah memurunun sorusuyla yüzüne hüzün çöktüğünü gören Tavita "Evet" derken gülümseyen yüzü de dikkatinden kaçmamıştı. Sıra damada gelmişti ve yine Tavita gözlerini damada dikmişti.. Damat kendinden emin ve gür sesiyle "Evet" demişti. Şahitlerin onayı ile her şey bir anda olup bitivermişti. Alkışlar eşliğinde gülümseyen gelini; bahçenin en nadide çiçeğini koklayan bahçıvan edasıyla alnından öptüğünü düşünen Tavita salondan gitmek için hazırlanmaya başlamıştı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu zamana kadar yüzünü saklı tuttuğum İsmail. Bu bölüme nasip oldu. Yorumlarınızı bekliyorum.
Tavita hediyesini vermek üzere çiftlerin yanına doğru giderken ayakları geri çekerek yürümüştü. Nedense yanında koca diye taşıdığı adam onun celladıymış gibi bakıyordu. Tavita kafasını hızlıca sallayıp kötü düşüncelerinden sıyrılmaya çalışmıştı.
Çiğdem'in göz hizasına geldiğinde en güzel gülüşünü takınıp yanağına bir öpücük kondurmuştu. Özel tasarım bilekliği elleri titreyerek narin bileğine takmıştı. Üzerinde pırlantadan mektup zarfı vardı. Yıllarca mektuplaşarak sürdürdükleri arkadaşlıklarını ona hatırlatsın istemişti. Yanağını okşayıp belki yine yazarsın demişti. Çiğ dem'in gözlerinin içi gülerek "ilk fırsatta" demişti. Belaruslu kadın çiftlerin yanından uzaklaşmak için dönmüştü ki damadın en yakın arkadaşı olduğunu düşündüğü, aynı zamanda nikah şahidi olan bu adamla burun buruna gelmişlerdi. Gözlerinde kendisine benzeyen memnuniyetsizlik ifadesini görmüştü. Aklını okusaydı aynı endişeleri taşıdığını okuyacağından emin idi. Müsade isteyip hızlıca çıkışa doğru gitmişti. Tavita son kez dönüp Çiğdem'e bakmıştı ve gördüğü tek şey; bir hayatın nasıl söndürülebileceğinin somut kanıtı tam karşısında idi...
Çiğdem'in nikah şahidi olan Tamara hızlıca gerçekleşen nikaha aklı ermemişti. Yiğit ve Tamara gelin ile güveyin yanına gidip Tamara Çiğdem'e "Allah bir yastıkta kocatsın inşallah, sandıkta bizim yörelerden esvaplar, elbiseler var. Sana pek yakışacaktır."dedi.
