İsmail, Çiğdem'den gelen bu ani evlenme teklifiyle yüzündeki sinsi ifadeyi saklamaya çalıştı. Yıllarca yaptığı ince hesaplar tutmaya başlamıştı. Kızın zayıf noktasını keşfetmiş ve kısa zamanda kendine aşık etmeyi başarmıştı. Kıza karşı korumacı tavrı yaklaştığı sürece ona yaptıramayacağı hiçbir şey olamayacağını düşündü. İsmail'in kalbindeki intikam duygusu vücudunun en ince damarlarına kadar işlemeye başlamıştı.
Çiğdem kırılgan ve hassas bir yapıya sahipti. Adamın ona yumuşak dokunuşları, güzel söylemleriyle Çiğdem her defasında İsmail'e bir kere daha aşık oluyor, onu görmeden yapamıyordu. Onu hep yanından istiyor, kaybetmekten çok korkuyor ve onunla bir an önce evlenmek istiyordu. Aşıktı ve gözü hiçbir şeyi görmüyordu.
Kız heyecanla çarpan kalbi ve terleyen avuç içleriyle adamın gözlerinin içine bakarak teklifinin cevabını bekliyordu. Adam Çiğdem'in bu halini görünce keyfi yerine gelmişti. Alaycı gülümsemesiyle yavaşça kızın ellerini tutup, alnından öperek Çiğdem'in gözlerinin içine bakarak ona şu mısraları okudu:
"Gülüm seni alır dağa kaçarım
Yüce dağ başında çadır açarım
Kahve bulamazsam kenger içerim
Nasıl olsa gülüm seni beslerim
Haydi nazlı yarim kölen olayım"
-Senin kölen olayım gülüm!
Çiğdem aşkla yanan yüreğiyle:
-İsmail beni hiç bırakma seninle her şeye razıyım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Hemen evlenelim gülüm şöyle yanıma gel gülüm sen isminin hikayesini bilir misin?...
Adam Çiğdem'in başını kendi göğsünün üstüne koyarak isminin hikayesini anlatmaya başladı...
