/Akyel/
Alaz
AkyelBazı alışkanlıklarımız vardır yanlış bile olsa bizimle bütünleştiği için bırakmak istemeyiz, bazıları gelip doğru olanı gösterir ama biz inatla yanlışın peşinden gideriz hatta neden böyle yaptığımız soranlara da "Yolun sonu kötü bitse de ben manzarayı seviyorum." deriz. Bu acizlik değil de nedir? İşte benim de yanlış yolum şu an bilardo masasının diğer ucunda elinde ısteka ile duran adamdı. Şimdi diyeceksiniz ki sen bu herife kör kütük değil misin? Öyleyim hatta daha bile fazlası lakin onun kör kütük olduğu da bir başkası.
Düşüncelere dalmışken onun yaptığı vuruşla topları deliğe sokmasını görememiştim bile, güzelliği bana yasak cennetin kapılarını aralıyor ve beni günahlara cezbediyordu mesela sevincini göstermek için ısırdığı dudaklarını kanatırcasına öpmek istiyordum, beyaz teninde hayat bulmak belki de yasak elmayı boğazından içip kendimi o boğaza dar etmek istiyordum, tek yapabildiğim ise yüzüme yerleştirdiğim hüzünlü bir gülümseme eşliğinde onu izlemekti."Atış yapmak için daha neyi bekliyorsun Akyel?"
"Beni öpmeni."
"Anlamadım?"
"Ha şey pardon, ben böyle iyiyim ya sen oyna."
"Hadi ama tek başıma mı oynayacağım? Hem de buraya gelmek senin fikrinken?"
"Dimi doğru atış yapayım o zaman ben."
Onun yanında en son yedi yaşındayken böyle acizdim, o kadar çok zaman geçmişti ki ama ben değişen tek şeyin zaman olduğunu unutmuştum. Ona kol kanat olmak isterken o beni her geri ittiğinde bir parçamı kaybediyordum sanki, o geceden-ona ilanı aşk ettiğim gece- bu yana cevap vermemiş ama beni de yanından ayırmamıştı. Biliyordum beni şu an sevmezdi sevemezdi, yarası daha çok tazeydi üstelik başında bir sürü dert vardı zaten beni sevmesini beklemek de saçmalıktan başka bir şey değildi, beni unutmuş ve büyüyüp aşık olmuştu şimdiyse hem en değerlisini kaybetmiş hem de ailesi ve çevresi tarafından katil damgası yemişti lakin ben artık beni sevmesini değil de yeniden hayata dönmesini istiyordum benle ya da bensiz yeter ki o ilahi yüzü bir kez gerçek bir gülümsemeye ev sahipliği yapsındı. On yıl önceki gibi.
"Birileri yine daldı gitti, oyna artık şu oyunu."
"Ah pardon dalmışım."
"Akyel."
"Alaz."
"Sen bana yasaksın, biliyorum günlerdir benden bir ses bir soluk bekliyorsun ama yapamam. Bunun sonunda hem bana hem de sana yazık olur, hani bir şair demişti ya "canım çekiyor diye öpemem seni çocuk." benimki de öyle bir şey. Bak seni anlıyorum ama o sözü verdiğimde daha çocuktum, şimdi ise kocaman adam oldum ve en değerlimi kaybettim, benden bazı şeyleri beklemek duvarların konuşmasını beklemek kadar saçma olur o yüzden altından kalkamayacağın işlere girme çok üzülürsün sonra."
Buruk bir gülümsemeyle ona bakmaya başladım, canım acıyordu öyle ki kalbim onun elleri tarafından koparılıp parçalanmıştı sanki ama yapmadım onun gitmemi istediğini yol yakından dönmemi istediğini biliyordum lakin ayaklarım gitmek için çırpınsa bile gözümden akmaya yer arayan yaşlarla önümde duran toplara vurdum. Deliğe girdi ya da girmedi, o beni umursadı ya da umursamadı umurumda değildi yaşadığım sürece onun yanında olacaktım daha fazla kendisini yalnız hissetmesine göz yumamazdım. Kanayacaktım, belki de her yeni güne büyük ızdırapla uyanacaktım ama başta da dediğim gibi ben manzaramı çok seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Hate You // bxb
Kurgu OlmayanSadece kurgu değil. Bolca dram ve hüzün içerir. "Aşk bir Temmuz gecesinde uğradı bana, henüz yedi yaşındayken. O gece gözlerindeki yakamoza düştüğümü anlayamayacak kadar küçüktüm." "İnsanın yalnızca bir kez aşık olmayacağını kanıtladın bana bir hazi...