"Çok şık oldun! Ay, ağlayacağım şimdi! Küçük Baekhyun'um evleniyor!"
Nana dolu gözlerini silerek Baekhyun'un papyonunu düzeltti. Baekhyun da derin bir nefes aldı ve aynadaki kendine baktı.
"Evet, evleniyorum.""Hadi, oğlum! Herkes gelin ve damadı bekliyor!"
Babası kafasını odaya uzattı ve Baekhyun'u çağırdı. Baekhyun başını sallayarak dışarı bir adım attı. Bir sürü zengin iş adamı, sanatçılar, oyuncular... Hepsi gelmişti. Evlerinin kocaman bahçesine rahatça sığmışlardı.
Gelinin gelmesine biraz daha vardı. Baekhyun bu süreyi arkadaşlarını karşılayarak geçirmeye karar verdi. Sehun, Jongin, Kyungsoo, Jongdae... Hepsi gelmişti.
"Çok şık görünüyorsunuz beyler." Baekhyun gülümseyerek onlara sarılırken Sehun öksürdü. "Sen de öyle."
"Eh, bir zahmet öyle görüneyim. Damadım yani."
Jongin dudağını ısırarak Kyungsoo'ya baktı. "Damatlık senin üzerinde de çok güzel dururdu."
"Jongin, kıracağım kafanı." Kyungsoo sevgilisine kızgın bakışlar atarken diğerleri gülüştü.
"Sizin adınıza..." Baekhyun ikisini işaret etti. "Çok mutluyum."
"Ben olmasam bugün sevgili değildiniz!" Sehun kahkaha atarak kendini överken diğerleri ona hak verdi. Sehun o dağ tatilinde ikisinin arasını zorla yapmasaydı şimdi çıkıyor olmazlardı.
"Gelin geliyor!" herkes bağırmaya başladığında Baekhyun arkadaşlarından uzaklaştı ve bahçede gelinle damat için ayrılan çiçeklerle süslü alana gitti. Leila Nana'nın koluna girmiş, yavaş adımlarla ona doğru geliyordu. Arkadan yavaş bir müzik çalıyordu ve bu da Baekhyun'un sinirini bozuyordu.
Hadi gel, evlenelim ve bitsin artık.
Leila da onun yanına gelmeden önce tanıdıklarıyla kucaklaşıp sohbet etti. Sonunda karşı karşıya durduklarında herkes sevinçle bağırıp çağırıyordu.
Bir rahip ortalarına gelirken cübbesi yerde sürünüyordu. İnsanları selamladı ve elindeki kitabı yukarı kaldırdı.
"Bugün burada, bu iki genç insanın arasındaki sevgi bağını resmileştirmek üzere toplandık..."Uzun bir konuşma yaptı. Gerçekten fazla uzundu. Baekhyun dizlerinin ağrıdığını hissediyordu.
"Şimdi izin verirseniz, iki gencin yemin törenine başlayacağız."
Rahip elindeki kitaptan birkaç ayet okurken, Baekhyun'un dikkati bahçede koşturan şeyle dağıldı.
Büyük bahçe kapısından koşturarak giren bir köpek Baekhyun'un ayaklarının etrafında döndü.
Baekhyun birden kalbinin teklediğini hissetti. Rahip konuşmaya devam ederken o Leila'nın elini bıraktı ve köpeğe eğilip kafasını okşadı.
"I-Island?" köpek havlayarak onun elini yalarken Baekhyun kafasını kaldırdı. Island'ın hemen arkasından bahçede bir gölge belirdi. Gölge görünür hale geldiğinde Baekhyun dizlerinin titrediğini hissediyordu.
Chanyeol siyah bir takım elbise giymişti. Fazla ciddi görünüyordu. Sanki davetliymiş gibi aşırı rahat bir şekilde kenara bir sandalye çekti ve diğer misafirlerin arasına oturdu. Kısık sesli bir ıslık çalar çalmaz Island Baekhyun'un ellerinin arasından kaçtı ve Chanyeol'un hemen yanına giderek oturdu.
Baekhyun tekrar ayağa kalkarken güldü. Eğitmişsin.
"Siz, Kim Leila, Byun Baekhyun'u hastalıkta, sağlıkta, iyi günde..." Baekhyun bıkkınca gözlerini devirdi. "...Kocanız olarak kabul ediyor musunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Island ||Chanbaek
FanfictionÜlkelerinde ve dünyada ünlü beş kişinin bindiği uçak kaza yapar ve cehennemin dibindeki bir adaya düşerse ne olur? Evet, birbirlerini yerler, bazen de öperler...