Tony'e hak ettiği kucaklamaları verirken Kaptan'ın kalkanını çalıyoruz. Wanda ve Pietro ile ders çalışırken, Peter ile okulu asıyoruz. Loki ile Asgard da uzun bir yolculuğa çıkmışken, Clint ile kahve içiyoruz.
Ve daha birçok şey,,
×Dikkat×
×Fazla h...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi Okumalar ! ♡
Bahçede yüzündeki tebessüm ile dolaşırken buradaki canlı olan herşeyi ve tüm ruhları hissediyordun.
Boynunda parlayan Ruh Taşına baktın. Tapınak üyeleri sana güvenip ruh taşını sana emanet etmişlerdi ve koruyucu sendin. Bu sana biraz kafayı yedirtmiyor değil, canlı olan herşeyin ruhlarını hissetmek pek sağlıklı değildi. Ama buna gittikçe alışıyor ve benimsiyordun.
Yavaş adımlarla ilerlerken ileriden bir adam bağırışları duydun.İlk önce umursamadın ve yanlış duyduğunu düşündün . Ama bunlar gerçekten acı dolu bağrışlardı.
Önünden kırmızı bir şeyin uçtuğunu görünce görünce gözlerini kırpıştırdın. Pelerin miydi o ?
Az önce önünden uçan kırmızı pelerin ayaklarına dolanıp seni sürüklemeye başladı
''NE OLUYOR BE ?!''
Aklından binlerce cinayet ve ölüm senaryosu geçerken istemsizce çığlık attın. Pelerin seni bir süre sürükledikten sonra durduğunda önünde kanlar içinde bir adam yatıyordu.
Hemen adamın yanına dizlerinin üzerine çöktün.Sen doktor değildin ve ne yapacağını bilmiyordun.
''Dokun ona .''
Nereden geldiğini bilmediğin sesi duyunca iyice ürktün. Adamın ağzından kan gelmeye başlayınca fazla zamanının olmadığını anladın ve sesi dinledin.
Elini adamın kalbinin üstüne koydun ve bekledin.Hiçbir şey olmuyordu ve sen delirmek üzereydin çünkü ayak ucunda ki adam ölüyordu!
Bir kaç saniye sonra sen ağlarken boynundaki ruh taşı parlamaya başladı.Elin karıncalanırken tanımadığın adamın yavaşça gözlerini açtığını görünce göz yaşlarınla deli gibi gülmeye başladın.
Kırmızı pelerin adamın omzuna yerleşirken adam hafifçe doğruldu.
''Neler oldu burada ? Beni öptün mü ?''
Yüzünü buruşturdun''Hayır.''
''Yazık olmuş.''
Adamın dediğini takmadın çünkü o anda adamın boynundaki Zaman Taşını fark etmiştin
Yutkundun.''Strange ?''
Yarasını sararken kafasını kaldırıp sana baktı .''Beni tanıyor musun ?''
Ruh taşını hırkanın içinden çıkardın.''Sen beni tanımıyor musun ?''
Şaşkınca sana baktı.''Sen Y/N olmalısın !Tapınakdakiler ruh taşının yeni koruyucusundan bahsedince ben senin gibi birisi olabileceğini sanmamıştım .''
''Hayır,ölmek üzereyken bile egosunu konuşturan bir egoist''
''Stark'a haksızlık etme .''
O da ayağı kalktı ve seninle beraber yürümeye başladı.Yarası neredeyse yok olmak üzereydi . Hala ona ne yaptığını bilmiyordun ama büyük ihtimalle ruh taşı ile onu iyileştirmiştin.
''Bir kahve içmeye ne dersin ?''
Gülümsedin.''İhtiyar ve yaralı bir adamı kıracak değilim.''
