MECBURUM

114 7 15
                                    

Merhaba arkadaşlar ilk olarak inşallah begenirsiniz hergün yayımlayamam ama yayımlamaya çalışırım bence beğenerek okuyacaksınız oldu ki beğenmediniz kötü de olsa yorum atın çünkü her türlü yoruma açığım
 

                      1. BÖLÜM

  BEN SEVDE DAĞHAN 20 yaşıma yeni girdim . Mardin'de doğdum ama suan istanbuldayım . Neden mi? Çünkü Mardin'in kuralları yüzünden koskoca hayatım elimden uçup gidecekti . Ya oturup babamgilin seçtiği kişiyi bekleyecektim ya da kendi hayatımı baştan yazıp kendi kurallarımı koyacaktır ben ikinci seçeneği seçip kaçtımAslında kaçmak sayılmaz çünkü tüm ailemle vedalaştı helallik istedim aksam olunca da ilk otobüse binip istanbula geldim .  abimler beni bulmuşlardı ama en küçük ve en inat kardeşleri olduğumdan dolayı saklama kararı aldılar. Ama her türlü yardımı yapmaktan sakınmadılar . Arasıra gelip beni görürler.  3 tane Abim var . Ömer , Ali , Fırat . Ömer Abim aldıkları sorumluluktan dolayı biraz otoriter hatta biraz değil fazlaca otoriter . Ali Abim ise hiç gülmeyen bir insan aslında hatırladığıma göre eskiden gülen,şakalaşan biriydi hatta ELİF diye bir kızı seviyordu . Peki şimdi o kıza ne oldu ? Ve ali Abim de hiç neden gülmüyor ?ben neden hiç birşey hatırlamıyorum. Aman sonra düşünürüm artık Fırat Abim ise

  "SEVDE EE poyraz seni bekliyor biraz acele edemez misin? "
     "Tmm tmm geliyorum " fırat abimi de başka sefere anlatırım . Hızlıca  kırmızı mini eteğimi ve siyah bir bistuyer ve sonra olarak beyaz sporlarımı giydimmi tamam saçlarım ve makyajım zaten güzel
Ve hazırım. Odadan çıktığımda sinirli bir irem ve bana 'insan misin' bakışını atan Öykü .
   "Kızım bir saattir nerdesin hayır biraz daha geç kalsan  müge anlı ya verecektim "ve saçma şakalarıyla üst komşumuz Zeynep 
     "Neyse saçma şakalarınızı başka sefere dinlerim şimdi çıkmam lazım " diyerek koşa koşa dışarı çıktım ve iremden hiç farkı olmayan poyraz ı gördüm. Onu görünce daha bir hizlandim ve sonunda yanına ulaştım. 
     " ooo sevde hanim hoş geldiniz hiç gelmeseydiniz  ne gerek vardı davetiye bastırıp gönderir dik "  gözlerimi devirerek
  "Birincisi çıktı fazla geç kalmadım, ikincisi neden bugün hepiniz saçma espiriler yapıyorsunuz? " sabır ister gibi başını sağ sola sallayıp arabaya bindi . Zaten ben artık biri benim kapımı açsın diye beklemiyorum ki yedi yirmidört odunlarla birlikte olduğum için, kendi kapımı açıp rahatça koltuğa yayıldım
  "Nereye gidiyoruz beyefendi "
  "Süpriz e gidiyoruz hanımefendi "  kafamı cama yasladım ve düşünmeye başladım Mardin'in istanbula geldikten sonra zaten iremi ve öykü yü  tanıyordum .  öylece birkac zaman onlarda kaldım sonra ailelerinin yardımıyla ve abimlerin destekleriyle güzel bir aparat dairesine yerleştik.  Aradan bir hafta falan geçemeden  Poyraz ,Kaan ve serhat karşımıza taşındılar . Tabi hale  hiçbirimizin ailelerinin haberleri yok . Zaten 
Abimgil öğrenirlerse bittim . Neyse iremgil hemen tanışmışlar falan eve davet etmişler o günde benden poğaça, tatlı falan yapmamı istediler . Bende kıyamadım ve yaptım.  Meğerse misafirler (!) İçinmiş . Akşam oldu geldiler derken hergün birbirimizden çıkmaz olduk.  Birgün poyraz bana çıkma teklifi etti bende kızların sayesinde kabul ettim.  Ama yani ben poyraz ı seviyorum ama sadece arkadaşça bunu dile getiriyorum çünkü poyraz ın duygularıyla oynamak istemiyorum . Poyraz da 'olsun benim sevgim ikimizde de yeter ' diyor . İremle de serhat sevgili oldular . Ve birbirini çok seviyorlar . Öykü ile de kaan oldu birbirini çok seviyorlar .
  " SEVDE EE dikkat et " diye bir ses değil bir çığlık duydum ve yola baktığımda büyük bir kamyon ve biz .
Sonra koskoca  karanlık.
      4 SAAT SONRA
   Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda beyaz bir tavanla karşılaştım ve gitgide çoğalan sesler kafamı oraya doğru çevirip gözü yaşlı iki dostum   ve bitap düşmüş iki arkadaşım ağzımı açmakta bile zorlanıyordum ve başım zonkluyordu sadece
  "Su "dedim ve öykü hemen bir bardak su verdi . Suyu içtikten sonra biraz kendime geldim ve sadece aklımda poyraz ın çığlığı vardı
  "Poyraz nerde ?" herkes birbirine bakarak gözlerini aşağı çevirdiler kaan boğazını temizleyerek
"Şimdii sevde şöyle  oldu yani kısa ve öz poyraz hala Yogunbakim da durumu kritik " dedi ve kafasını aşağı eğdi . Benimse aklımda hâlâ söyledikleri dönüyor derin nefes aldım ve serhat a bakarak
" hangi odada ve siz benim başımda bekliyor sunuz öyle mi "sonuna doğru sesimi yükselterek baktım ve hızlıca yerimden kalktım başım felaket bir şekilde dönüyor ama umursamadan devam ettim.  Kaan gili takip ederek Yogunbakim ın odasına geldim . Camdan poyraza baktığımda her tarafı kablolarla bağlı bir şekilde yatıyor.  Daha fazla dayanamadım ve yere çöktüm . Babannem öldükten sonra akmayan gözyaşlarım yani en Son 3 sene önce akan gözyaşlarım şuan da akıyor . Kimseye belli etmeden kafamı dizlerime gömdüm ve sessizce ağladım.  Oysa ki poyraz arabayı çok dikkatli süren bir insan . Beynim hiç bir şey kabul etmiyor.  Üstüme değen gölge ile gözyaşlarımı
Silerek kafamı kaldırdım.  Gelen iremdi.  Onun da ağladığı belliydi . Ne var dercesine gözlerine baktım o ise sadece
"Annen arıyor açmak istersen "diyerek telefonu uzattı aslında hiç açmak istemiyordum ama ayda yolda bir kez arardı. Onu da açmak olmazdı.  Derince nefes aldım ve açtım.
"Alo kızım "
"Efendim annecim "  Kızım dediğine göre kesin önemli birşey var .
" Kızım öncelikle bir buraya gelmen lazım "  sadece sessizliğimi koruyarak
"Neden" cevabını gerçekten çok merak ediyorum .
"Çünkü ömer abin ölümle kalım arasında savaş veriyor.  Ve bunu kurtaracak tek insansın "Ne demek hayır yalan söylüyordu kadar da olamaz değilmi
" saçmalama istersen anne  doğruyu söyler misiniz lütfen. "
"Kızım yeminle doğru bak aksam şekilde otobüsün kalkıyor baban aldı gel birkaç gün dur git " kelimelerin bittiği yerdeyim sadece ağzımdan
"Tmm geliyorum ." Dedim ve kapattım.  Kendime gelemem lazımdı.  Peki ben burda poyraz ı bırakarak nasıl gidecektim  . Ayağa kalktım poyraz ın doktorunun yanına gittim . Bir kaç dakika poyraz ı görmem gerektiğini soyledim ve gerekli açıklamayı yaptıktan sonra zorla da olsa doktor izin verdi . Bir hemşireler birlikte poyraz ın odasının önüne geldik hemşire gerekli açıklamayı yaparken ben bizimkiler bakıyordum ama ortalarda yoklar demek ki kentine indiler neyse hemşireye peki dedikten sonra içeriye girdim . Yanına oturdum ve gözyaşlarımı bırakarak
"Hadi poyraz uyansana bak ben gidiyorum hem daha kimsenin haberi yok . Belki aksama kadar uyanmıcan belki beni hiç göremeyecen Mardin'de gelememezsin hadi bak ne olur " daha fazla duramadım.  Tam kalkacakken bir an poyraz elimi sıktı.  Ona doğru döndüğümde gözlerini aralamış bir şekilde bakıyordu.  Galiba olanları hatırlamaya çalışıyordu.  Gidip hemşirelere ve bizimkilere haber verdim . Poyraz kısa sürede kendine geldi . Ama sadece bana bakıyor ve düşünüyordu acaba neyi düşünüyor diye kendime sorarken birde poyraz ın sesi ile kendime geldim.
"Neden gidiyorsun ?"bu soru sayesinde herkes bana bakıyordu.  Ben de olanların hepsini tek tek anlattım.  İlk tepki bizim kızlardan oldu . Sonra poyraz ve diğerlerinden ama el mecbur kabul etmem  lazım.  Saat yaklaşınca herkes odadan çıkıp benle poyraz ı tek bıraktı.  Poyraz lan biraz kaza hakkında konuştuk poyraz bana ne zaman geleceğimi sordu ben ise sadece bilmiyorum dedim yaralı gözleriyle bana bakıp sadece
"Gitme ne olur sadece iyileşene kadar yanımda kal gitme "dedi zorlukla ben ise tek kelimeyle
" MECBURUM " dedim
 

Güneşim olur musunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin