Başlamadan önce...
Merhaba, okumaya başlamadan önce birkaç dikkat edilmesi gereken şeyi söyleyip sizleri rahat bırakacağım:
İtalik yazılar geçmişteki bir olayı anlatmaktadır ve kişinin bir nevi iç sesidir.
Hikayenin başından sonuna kadar küçük ipuçları, metaforlar ve ironiler bıraktım, bunları bulmak da size kalmış :)
Bu hikayeyi bir solukta okumanızı tavsiye ederim, bu şekilde kişinin o ana yönelik duygu, his ve davranışları daha iyi anlam kazanacaktır aklınızda.
Her bölüme koyduğum şarkıyı okurken dinlemeseniz de daha sonra dinlemenizi isterim, olaylarla bağdaştırmanın daha hoş olacağını düşünerek koyduğum şarkılar hepsi :3
Polaroidlerdeki yabancı dilde olan notların anlamlarına bitirmeden bakmayın. Zaten hikayenin gidişatında, okurken bunları öğrenmiş olacaksınız.
Ayrıca polaroidlerdeki tarihler Kore'deki tarih biçimiyle yazılmıştır, yani yıl başta ay ortada ve gün en sondadır. Bu tarihlerin de bir bütünlüğü var takip etmeniz gereken.
Sanırım bu kadar, iyi okumalar!
Bölüm şarkısı: Ed Sheeran- Photograph
Genç kız etrafı kontrol edip gıcırdayan kapıyı ses çıkarmamaya özen göstererek kapattı. Koyu kahverengi kahküllerini gözlerinin önünden çekmek istercesine kafasını sağa sola salladı ve küçük adımlarla odada dolaşmaya başladı.
Hiperaktivite bedenini ele geçirmeye çalışırken kendine hâkim oldu ve gözleri parlayarak büyük açık kahverengi kitaplığa ilerledi. Aslında gizli bir şey yapmıyordu, fakat kendi kendine küçük maceralar yaratmaktan çok hoşlanırdı. 17 yıllık hayatında çok fazla damarlarındaki kanı heyecandan ve sevinçten donduracak şey yaşamamıştı ancak hep bunların peşinde koşmuştu.
Ellerini tatminlikle tozlanmaya başlamış meşe kitaplıkta gezdirdi ve parmaklarına yapışan tozları daha sonra kot tulumunun üstüne sildi. Bu odayı hep sevmişti çünkü ailesinin bu yaşlarına kadar okuduğu kitaplarla süslenmişti. Önünde durduğu kitaplığı baştan aşağı babasının okuduğu kitaplar oluşturuyordu ve bu Hae Ji'yi daha da heyecanlandırmıştı. Genç kız babasına çok düşkündü ve babasının okuduğu kitaplar, izlediği filmler ve dinlediği müzikler hep onun ilgisini çekmişti. Babasına ve zevklerine bir nevi hayrandı biricik kızı.
Gözlerini raflardaki kitaplarda gezdirirken ilgisini çeken kitapları kucaklamaya başladı. Biri –özellikle annesi- onun bu sevimli halini görse gözlerinden yaşlar gelene kadar gülerdi muhtemelen. Beş kalınca kitabı zorlukla taşıyarak camın kenarında duran küçük yuvarlak masaya koydu. Kapalı tüllerin ardından batan kış güneşin ışığı silikçe odaya ulaşıyordu. Karşılıklı konmuş olan açık mavi iki tekli koltuktan birine kendini bıraktı. Bacaklarını koltuğun bir kenarından sarkıtırken en üstte duran kitabı eline aldı ve üstünü herhangi bir toz faciasından kaçınmak için kendinden uzağa üfledi.
Kitap Hırsızı en sevdiği kitaplardandı ve babasının kitaplığında da gördüğünde bakmadan edememişti. Kitabı yanına bırakarak sıradakini inceledi. Bir İdam Mahkumunun Son Günü. Burnunun üstünde kayan gözlüğünü yerine iterek kitabın sayfalarını karıştırmaya başladı.
Bir sayfada takılı kaldığında kitabın arasını açtı ve karşısına bir polaroid fotoğraf çıktı. Fotoğrafta biri yeşil, biri turuncu iki kafa vardı. Bir kış gününde çekilmişti. Polaroidi sıkıştırıldığı sayfaların arasından alıp üstünde veya arkasında bir yazı olup olmadığına göz attı. Siyah tükenmez bir kalemle tarih atılmıştı ve güzel bir el yazısı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐬𝐨𝐧𝐬𝐮𝐳𝐮𝐦 𝐨𝐥 𝐢𝐬𝐭𝐞𝐝𝐢𝐦, 𝐲𝐦
Short Story[yoon.min] "Yoongi hyung! Neden böyle bir şey yaptın?" Park Jimin sitem ederek büyüğe sorarken Yoongi salladığı fotoğrafı işaret etti ve küçüğün kalbini heyecandan durduracak kelimeleri sıraladı: "Gülüşün hep benimle olsun diye." ⅁: skylerfictions ...