Burak SARAR ağzından
" Onu buldum."
...............
Günlerden pazartesiydi. İşe başlayı beş gün olmutu. Artık birçok şeyi öğrenmiştim. Kendime ait düzenim vardı. Her klasörümün bir adı ve kodu vardı. Bunu güvenlik için yapmıştım ve Burak beyde beğenmişti.
Hukuk derslerine düzenli olarak giriyordum. Şirkete ise resmen gitmiyordum. bilgisayarım her an acık ve aktifti Burak bey ne isterse msj atıyor ben de ani olarak ekranımda görüntülüyordum. Bilgisayarlar birbirine bağlıydı sistem olarak, zaten bilgisayarda şirketindi.
e-postamdam bildirim ışığını görür görmez hemen girdim. Selim beyden gelmişti. Bu güne kadar hiç konuşmamıştık.
"Hemen şirkete gel"
Acaba bir hata mı yapmıştım. Hemen bir dolmuşa atlayıp bilgisayarımı açtım her veriye tek tek giriyordum. unuttuğum bir toplantı var mı diye elektironik not defterime bakıyordum hatta öyle bir sistem kurmuştum ki yaplacak olan her şeyi bilgisayara yüklediğim için bana en yakında olan etkinlik bildirim olarak geliyordu. Her şey normaldı peki neden Selim bey beni çağırmıştı şirkete.
-Burak' ın ağzından
Önemli bir toplantım vardı. tam olarak on dakika sonra başlayacaktı.
Tek sorun Deniz 'in bilgisayardan her şeye girmeydi. Ne iyler karıştırıyordu bu kız. Kurduğu sistem bir mucizeydi her şeyi rahatça yapıyordum.
Peki şimdi bunun derdi neydi?
e-postasına girip mesajlara baktım. Selim mesaj atmıştı. Benim sekreterimden ona neydi ki. sacma bir kıskanma girişimi yapmıştım. Kafamdan bu düşünceyi silip işime döndüm.
Sinirlenmiştim. Toplantıya selim de giricekti ama hala ortalıklarda da yoktu. Aşağıdaki güvenligi telefon açıp Denizin Şirkete girip girmediğini sordum. Tam olarak on dakika önce giriş yapmıştı. Bu da ne demekti şimdi?
Deniz' in ağzından
Şirkete girer girmez hemen selim beyin odasına gitmiştim. Elinde viski ile bana dönüp
"Bir sekreter her daim Şirkette olur ama ne zaman seni sorsam yoksun. Bildiğim kadarıyla hukuk okuyorsun. Bir Seçim yapman gerek. Ya Şirket Ya okul!"
söyledikleri çok saçmaydı elindende iki bardak ile bana yaklaşıp elime bardağı tutuşturdu.
"Ve mantıklı bir seçimle sende şirketi seçersin" dedi. gür sesi ile
"şerefe " dedi ve bir yudum aldı.
"Sen içmeyecekmisin. Aaa tabi sen daha 17 yaşındasın değil mi?"kahkaha atıp daha da sinirlerimi bozuyoridu.
"Ben sizin sekreteriniz değilim. Bir sorun olsaydı burak bey bana söylerdi."
Sertçe bana dönüp
"Burak Burak Burak! ne buluyorsunuz bu adamda" sesi odayı doldurmuştu. Korkumdan yan masaya sinmiştim.
" Burak Bey benim patronum!" Bana anlamsız bir bakış atıp
"Onun sana bakışını gördüm Senden hoşlanıyor. Ama ne kötüdür ki bende hoşlanıyorum. Bundan 2 yıl önce benim aşık olduğum kadın da burakı seviyordu ve ben onu öldürdüm."
gözlerimi kocaman açmıştım. Mavillerim büyümüş göz bebegim ise korkudan küçülmüştü.
"Evet öldürdüm ve onu gömdüm. Evimin arkasında, hala aranıyor." dedi ve kahkaha atmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMUN VAVEYLASI
Romantiek"Senin oğlun böyle mi koruyor namusumuzu kız kardeşini kumar masasında harcayarak mı." *** Anneme söylediğim söz ile oğlundan utandı ama belli etmeyerek bana çıkışmaya devam etti. Sanki oğlunun yaptığı normal bir şeymiş gibi. "Kes sesini de otur, di...
