Ne! Profesör Snape benim babam mıydı? Hayır buna inanmak çok zor.Sonra kapıdan içeri Snape'in girdiğini gördüm.
"Oturun Bayan Granger."
"Bayan Granger mı?!"
"Lütfen Oturun."
"Sen ne kadar acımasızsın! Sen benim babamsın babam! Bana iyi davranman lazım! Hangi baba çocuğuna bulanık yazdırır! Hangi baba çocuğunun Kolunu kırar! Bilerek! Sırf ceza olsun diye! Ha!"
"Kızım..."
"Neden bunu bana daha önce söylemedin? Senin Kızın olsam bile bana iyi davranmıycaksın değil mi?"
Ağlayarak ordan uzaklaşmaya başlarım.Arkamdan koşan ayak seslerini de duyabiliyordum.Hemen portre deliğinden içeri girdim ve Harry ve Ron'un direk Yanıma gelişlerini izledim.
"Noldu Herm?"
"Bişey olmadı."
Sesimin titremesini zor engelliyordum.
"Hermione ağlıyosun"
"Bişey olmadı dedim ya!" kullanabileceğim en yüksek ses tonunu kullanmaya çalışmıştım.
"Snape bir şey yaptı değilmi?" dediğinde sildiğim gözyaşlarımı tutamayıp daha da kötü ağlamaya başladım.
"Ah hayır Hermione seni üzmek istememiştim."
"Sen üzmedin Ron.Neyse yapmamız gereken bir sürü ödev var."
"Sen bu halinle ödev yapamazsın."
"Ben yapmazsam siz ne yapacaksınız? Sonuçta sizin ödevlerinizi de ben yapıyorum."
"Yarın yaparız nasıl olsa bu ödevler haftaya."
"İyi tamam.Ben yatmaya gidiyorum."
"İyi geceler. dedi ikiside aynı anda.
"Size de iyi geceler."
Yatağa gittiğimdeyse hala o mektup aklımdan çıkmıyordu ve Profesör Snape'in bana kızım demesi.Ben bu kadar kötü bi adamın kızı olamazdım.Ayrıca benim kolumu kırdırmıştı ve elime bulanık yazdırmıştı.Elinde olsa beni okuldan attırırdı bu adam.Ben açıkçası buna pek inanamıyordum.Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum bi baba bunu kızına nasıl yapabilirdi.Hiç acımadan.Aklım almıyordu.Bunu bilen tek ben Profesör Snape ve Dumbledore'du.Evet ona hala baba demiyordum.Bunu yapamazdım.O-o gerçekten benim babam olamazdı.Lütfen bu bi rüya olsun diye geçirdim içimden ve kendimi çimdikledim.Aslında acımıştı ve bu rüya değildi.Peki bu madem rüya falan değil o zaman ben neden bir ...Ah bunu söyleyeceğime inanamıyorum ama ben neden bir Snape değilim? Ayrıca annem kim.Profesör Snape'in sadece Lily'yi sevdiğini ve ondan başkasını azla gözünün görmediğini biliyordum.Bi ölüm yiyen bile olsa ondan vazgeçmemişti.Acaba Profesör Snape Lily'yle evlenip sonra ayrılmış olabilirler mi? Yoksa benim annem Lily... Ah ne saçmalıyordum ben.Aslında Harika olurdu Harry'nin kız kardeşi olmak falan mükemmel bi şey olurdu ama Lily neden James varken ve tamam artık yeter derin bir nefes aldım ve düşüncelerime devam ettim babam... ona bulanık demişken neden Lily babamı... seçsin ki? Her babamı deyişimde nefesim daralıyordu.Hala şoktaydım.Aman tanrım! Saat 4 olmuştu.Anlaşılan ben kafamı bu düşüncelerle bozmuştum.Yani bunca zaman sonra öğrenmem çok garip ve bunu öğrenmemden önce bana ölümüne kötü davranan babamı açıklayamıyorum bile.Salak gibiydim.Ve acaba babam şimdi ne durumdadır diye düşünmeden edemiyordum.Sonuçta babamdı ve bunu kabullenmem lazımdı.O kendini nasıl hissediyordu acaba.Saate yine baktım.Saat 4:58'di.Anlaşıldı ben artık hayatta uyuyamazdım.Uyusamda sabah kalkamazdım.Ve derslere geç kalmak en son isteyeceğim şey olurdu.Acaba bu babamın da en son istediği şey olur muydu? O da ben okul birincisi olsam benim gibi havalara uçar mıydı?
Ben mutlu olsam o da mutlu olur muydu? Ah Tabiki hayır.O benden uzak bi kişilikti ve şuan benim bunu düşünmem bile yanlıştı.Ama Sonuçta o benim babamdı bunu inkar edemezdim.Kafayı yine bozuyordum.Ama gerçekten babam Snape'se annem kimdi? En sonunda gözlerime yenik düşüp yatağa uzandım ve derin bir uykuya daldım.
"Herm! Herm! Hermione! Uyansana!"
Ginny'nin sesiyle irkildim.
"Hadi biraz daha uyursan kahvaltıyı kaçırıcaz.Ve kimse Profesör Snape'in dersine aç karnına girmek istemez.Adam tam bi baş belası."
Açıkça konuşmak gerekirse Profesör Snape'ten başka bir şey anlamamıştım.Boş boş Ginny'nin yüzüne baktım.
"Sana diyorum Herm.Kalk artık yoksa... Herm sen uyumadın mı?"
"Ah hiç sorma Ginny.Açlıktan midem kazınıyo ama çok yorgunum."
"Herm sen gece gece ne düşündün?"
"Hiç bişey boşver.Neyse ben aşağı iniyorum."
Hazırlanıp aşağı indiğimde Harry ve Ron'u gördüm.Hemen yanlarına geçip oturdum.
"Hermione nerde kaldın sen ve sen...uyumadın mı?"
"Biraz."
"Ne birazı şu haline bak gözlerin kıpkırmızı ve göz altlarında mosmor.Yüzünün rengi solmuş.Ayrıca gözünden uyku akıyo."
"Yani Evet çok az uyudum."
"Neden uyumadın Herm?"
"Şey bişey düşünüyordum."
"Öylemi ne düşünüyordun?"
Harry ve Ron'a anlatmalı mıydım? Onlar benim en yakın arkadaşlarımdı.Ama Snape'te sonuç olarak benim babamdı.Anlatmaktan korktum.
"Boşverin hiç-hiçbişey."
"Hermione son zamanlarda Harry'yle ben bize anlatmadığın bişeyler olduğunu düşünüyoruz."
"Ne! Haksızlık ediyorsunuz size ne var Ne yok anlatıyorum."
Bana gerçekten bravo.Artık herkese yalan söylüyordum.Önce kendime sonra arkadaşlarıma.Ben aslında kötü birimiydim.Belki babamdan geçmiştir diye geçirdim içimden.Yüzüme bir tebessüm yayıldı.
"Neden gülüyorsun Hermione?"
Gerçekten neden gülüyordum ben.O benim değerimi bilmiyordu ama ben onun adını her duyduğumda veya onu her düşündüğümde neden gülüyor veya donup kalıyordum.Kendime kızdım sence o da senin için aynı şeyleri hissediyor mudur? Belki hissediyordur.İnkar edemezdim onu birazda olsa seviyordum ama o beni sevmiyordu.Yüzünü gözümün önüne getiriyordum ve istemsizce yine gülüyordum.Sanırım artık refleks olmuştu.
"Hey Hermione anlamsızca sırıtmayı kesecek misin Yoksa seni gerçekten Madam Pomfrey'ye mi götürelim?
"Ben iyiyim Harry! Bana inanmak istemiyorsan da inanma ama artık bana da karışma tam derin düşüncelere dalıp mutlu olmuşken senin sesin çıka geliyor! Zaten mutlu olabildiğim tek yer orası hayal dünyam o da nadiren."
"Ne!Hermione sen iyi olduğunu gerçekten söylüyor musun?"
"Evet çünkü iyiyim!"
"Aklını kaçırmış gibisin aynı deli gibi!"
"Sen kendine bak Harry sen sen..."
"Hey Çocuklar kavga etmeyin!"
"Sen tam bi mankafasın!" dedim ve ordan hızla uzaklaştım.Nereye gidecektim Peki? Aslında şuanlık hiçbiyere.Neden Harry'ye bunu demiştim ki? O da benim bi deli olduğumu düşünmeseydi.
——————————————————
"Bence o aklını kaçırmış! Kaçık kız!"
"Harry yapma o senin en yakın arkadaşın."
"Sence umrumda mı Ron?"
"Pişman olucağın şeyler söylüyorsun!"
"Hayır söylemiyorum o bunların hepsini hakediyor!"
"YETER! Tamam Harry artık yeter!" aşırı derecede yüksek çıkan ses Ginny'ye aitti.
"Onun gerçekten bir kaçık olduğunu mu düşünüyorsun? O adeta senin kardeşin ona nasıl böyle davranabiliyorsun?"
"Anlamıyorsunuz! Hiçbiriniz anlamıyor!" dedi Harry ve o da hızla uzaklaşmaya başladı.
———————————————-
Nereye gideceğimi anlamıştım.Babamın yanına gidecektim.Gitmek için yola koyuldum.Of karşıdan gelen Malfoy mu? Evet o!
"Selam bulanık.Altın üçlüye noldu bozuldu mu? Hahahaha...AAAAAAAAAAAAAAAH!"
Gülmeleri yarıda kesilmişti çünkü Malfoy'un kolu kırılmıştı.
"Sen ne yaptın ona?"
"Bilmiyorum Parkinson ama yolumdan çekilmezsen sana da yaparım!"
Hızlıca yolumdan çekildi ve Bende babamın odasına girdim.
"M-Merhaba"
"Bayan Granger gelmişsiniz."
"Ne? Siz ciddi misiniz? Bayan Granger mı?"
"Sana kızım derdim ama sen istemiyordun."
"Hayır Tabiki istiyordum ben sadece elim ve kolum..."
"Ah tabi o konu...o konu çok çok uzak bi konu.Ayrıca çaktırma ama ben bunu bi büyüyle geçirebilirim."
"Gerçekten mi?"
"Kızıma kıyar mıyım?"
"Peki neden söylemedin daha önce senin benim babam olduğunu?"
"Söyleyemezdim çünkü o zaman Karanlık Lord seni öldürürdü. Buna içim elvermezdi."
Hafifçe tebessüm ettim.
"Şey Malfoy'un Kolunu kırdım."
"İşte güçlü kızım benim."
"Hayır isteyerek olmadı yani ben sadece o an ona kötü bişey olmasını istedim ve kolu kırıldı."
Bunu dememle babamın gözleri şokla açıldı.Bense hiçbişey anlamadan oturuyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Afraid To Lose You
Fanfiction"Expecto patronum!" "Bunca zaman sonra hala mı?" "Her zaman." ||Severus Snape||