Ayrılık

1K 27 9
                                    

Mediadaki Efe :)) Alp'i birdahaki bölümde atacağım :))

Merhaba ben Defne...

Canım yine çok yanıyordu.Evet bugün sevgilimden ayrıldım.Doğrusu o ayrıldı.Yaklaşık 1 saat oldu.Ağlamaktan gözlerim şişmişti.Daha dün "Seni seviyorum." diyen çocuk ne olmuştu da bir gün sonra vazgeçmişti benden.Bugün olanlar aklımdan film şeridi gibi geçiyordu.

*1 saat önce*

Efe bir telaş arayıp buluşmak istediğini söyledi.Alel acele altıma siyah şortumu ve üzerime beyaz gömleğimi giydim.Arabama atladım ve buluşacağımız sahile gittim.Efe koşarak yanıma geldi.Tam ona sarılacakken beni itti.

"Defne ayrılmak istiyorum."

"Efe iyi misin? Ne ayrılması seni çok seviyorum."

"Ben seni sevmiyorum Defne lütfen beni affet." dedi ve koşarak gitti.Gözlerimden yaşlar süzüldü.LANET OLSUN NEDEN BU KADAR DUYGUSALIM!

Arabaya bindim bir yandan ağlıyor, bir yandan elimin tersiyle göz yaşlarımı siliyor, bir yandan da arabayı kullanmaya çalışıyordum.Nihayet eve geldim.Evet her zamanki gibi evde sadece Sevim abla vardı.Omzuna yatıp ağlayacağım bir annem bile yoktu.Babam desen kafasını işinden kaldırıp bana zaman ayırmıyordu bile.Tümüyle yalnızdım.Sevim abladan kahve yapmasını rica ettim.Koşarak odama çıktım.Üzerimdekileri yırtarcasına çıkardım ve geceliğimi giydim.10 dakika sonra kapı tıklatıldı.

"Gelebilirmiyim küçük hanım?"

"Gel Sevim abla." dedim titrek sesimle.

Beni ağlarken görmüştü.Umrumda değildi hiçbir şey.Kahvemi masamın üzerine bıraktı.Kapıya doğru yöneldi.

"Sevim abla!" dedim hıçkırıklarla ağlayarak.

"Efendim küçük hanım?" dedi bana doğru yaklaşarak.Kollarımı sarılmak istercesine açtım.Sevim abla bana sarıldı ve omzunda ağlamama izin verdi.Saçlarımı okşamaya başladı.Bir anda kalbimde 4 senedir göremediğim şefkat eksikliği kapanmıştı sanki.Annem gibi saçlarımı okşuyor, alnıma minik öpücükler konduruyordu.18 yaşımda olmama rağmen bana "Küçüğüm." diyordu.Bu hoşuma gitmişti."Küçüğüm." ne kadar sevgi dolu bir kelime.Daha sıkı sarıldım ve ağlamam şiddetlendi.Biraz sonra kendimi daha iyi hissetmeye başladım ve başımı göğüsünden çekerek gözlerinin içine baktım.Annemi görüyordum sanki.Bir süre bakıştıktan sonra kalktı.

"Özür dilerim küçük hanım." dedi ve kapımı kapatarak odamdan çıktı.Gitmesini istemiyordum.4 senedir çektiğim anne hasretini onunla gidermiştim sanki.Bana daha çok sarılmasını ve "Küçüğüm." demesini istiyordum.Kahvemin soğuduğunu farkettim.Umrumda değildi.Dakikalar sürse bile anneme olan özlemimi dindirmiştim.Keşke annem hayatta olsaydı.Bana "Küçüğüm." diyen annem olsaydı.Gerçi annem hayatta olsa da bir şey farketmezdi.Annem bana hiç sarılıp sevgi sözcükleri fısıldamadı.Aklıma bunlar geldikçe kendimi;yemini suyunu verip gerisine karışılmayan evcil hayvan gibi hissediyordum.Ağlamam kesilmişti.Ağlayamıyordum çünkü ağlamaktan göz pınarlarım kurumuştu.Aynada yansımama baktım, korkunçtum.Şişmiş gözlerime baktım.

Bir bardak su içmek için aşağı indim.Sevim ablanın ağladığını gördüm ve koşarak yanına gittim.Gözyaşlarını sildim.Sarılmak için bahane arıyordum zaten hemen sülük gibi yapıştım.Yanağına bir buse kondurarak "Meleğim." dedim.

Hayy Defne yani olmadık zamanda olmadık şeyleri söylemekte üstüne yok.Yanaklarım kıpkırmızı olmuştur eminim.Hiç beklemediğim bir şekilde başımı göğüslerine iyice bastırarak "Yavrum." dedi.Sebebini bilmiyorum ama bana kızıymışım gibi davranıyordu.Geçmişte canının yandığını ve şimdide hatırladığını hissettim.

Aile sorunlarıma o kadar dalmıştım ki Efe'yi unutmuştum.Gerçi artık umrumda bile değildi.Odama çıktım ve odamın bitişiğindeki banyoma girdim.Sıcak bir duş aldım ve yatağıma yatmıttım.O sırada boynumda Efe'nin verdiği kolyenin olduğunu gördüm.Çıkarttım ve fırlattım.Duvara çarparak yere düştü.Arası açılmış kolyenin içinden bir not kağıdı fırladı.Daha önce açıldığını fark etmemiştim.Kağıdı açtım.

"Seni seviyorum ve seveceğim.." yazıyordu.Ben halen ayrılmasına anlam veremiyordum.

Saat 23:30 civarındaydı.Babam halen iş gezisinden dönmemişti.Üzerime sabah giydiklerimi geçirerek aşağı indim.Tam deri ceketimi giyerken Sevim abla geldi.

"Nereye gidiyorsunuz küçük hanım?"

"Hava almam gerek." diyerek evden bi acele çıktım ve arabama bindim.Efeyle eskiden hep buluştuğumuz yıkık kiliseye gittim.İçeri girdim.Anıları hatırlamak acı veriyordu ama hatırlamak istiyordum, acı çekmek istiyordum.Bir süre sonra "Guluk guluk" diye sesler duydum.Aman Tanrım!

Efe içerde içki içiyordu.Çoktan sarhoş olmuştu bile.Yanına koştum elindeki içki şişesini fırlattım.Beni fark etmişti.Gözlerimin içine bakarak kahkaha attı ve;

"Seni sevdiğimi biliyorsun ve inanıyorsun değil mi?"

"Ben artık sana inanamıyorum.Daha dün beni sevdiğini söyleyen çocuk şimdi gelmiş ayrılmak istiyor.Saatler sonra içki içerken yakalıyorum ve beni sevdiğini söylüyor.Ne yapmaya çalışıyorsun Efe!?"

"Ben sana layık değilim Defne!"

"Umrumda değil!"

"Seni seviyorum."

"O zaman neden ayrılıyorsun!"

"Senin için senden vazgeçtim.Seni çok seviyorum." dedi ve sendeleyerek gitti.

Yine ağlamaya başladım.Koşarak arabama bindim.Sonunda evdeydim saat neredeyse 24:00 olmuştu.Yarın okulun ilk günüydü o yüzden hemen yattım.Sabah 08:00 gibi kalktım ve hemen hazırlandım.Bahçıvan şort kotumu giydim ve içinede beyaz t-shirt'imi giydim.Gerçi giydiklerimi pek önemsemedim elime ne geçerse giydim.Yanıma çantamı, arabamın anahtarını ve kredi kartlarımı aldım.Sevim ablanın hazırladığı kahvaltıdan atıştırarak evden çıktım.Yeni kaydolduğum koleje doğru gittim.Aslında koleje gitmek istemiyordum çünkü neredeyse hepsi zengin ukala çocuklardı.Neyseki ben ukla değildim.

Okula geldim, arabamı park ettim ve okulun içine girdim.Efeyi bir kızla gezerken gördüm.Evet aynı okuldayız.Lanet!!

Kantinde oturdum ve telefonumla uğraşmaya başladım.

Sınıflar belli olmuştu.Sınıfıma doğru giderken bir çocukla çarpıştım ve telefonum yere düştü.

"Hep böyle dalgın mısınız Leyla hanım." diyerek güldü.

"Hep böyle ukala mısınız Küçük bey!" dedim ve telefonumu yerden alarak hışımla sınıfıma gittim.Lanet olsun böyle ukala zengin çocukları hep beni mi bulur!Birde arkamdan;

"Ben Alp Leyla hanım!" diye bağırdı.Ukala işte ne olacak! Hem bu Leyla yakıştırması nerden çıktı ben aşık felan değilim.Sadece dalgın zamanıma geldi.

Sınıfa neredeyse herkes gelmişti.En arkadan boş bir sıra buldum ve oturudum.Bütün sıralar dolmuştu ve bir tek benim yanım boştu.Umarım biri gelmez diye dua ederken karşımda Alp'i gördüm.

"Oturabilirmiyim Leyla hanım?"

"Benim adım Defne! Bana Leyla hanım demeyi kestiğin zaman oturabilirsin." dedim.Yanıma oturdu ve elini uzattı.

"Memnun oldum Defne." dedi ve koca gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.

"Memnun oldum Alp!" dedim.Sanırım çocuğa çok sert söyledim ki yüzü düştü.Çocuğun eli havada kalmıştı.Elimi uzattım.Kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu.Neden böyle oluyordum, daha dün sevgilimden ayrıldım.Elimi çektim ve hoca geldi tanıştık falan felan.Tenefüste yine telefonuma gömüldüm.Dün olanları Ece'ye mesajla anlatmaya çalışıyordum.O sırada elimi tutan bir el hissettim...

İsimsiz HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin