Üzgünüm, haklıydın...

210 12 28
                                    

Ruh halim nedeniyle yeni bölüm yazdım .s umarım beğenirsiniz iyi okumalar :))

Neden bişeyler gelip her seferinde canımı yakmayı beceriyor.Neden bu kadar güçsüzüm.Neden her seferinde kırılan ben oluyorum.Neden hemen üzülebiliyorum.Artık hissetmek istemiyorum.Hissetmemek istiyorum .Bu nasıl olabilir ki.Yıllarca annem yok diye büyüyorum, ve bir gün gerçek annemin aslında doğduğumdan beri benimle ilgilenen kadın olduğunu öğreniyorum.Lanet olsun.Lanet!

"Defne dur! Yapma."

"E-efe ne işin var burda?! Siktir git hayatımdan! Herkes gitsin! Hepinizden nefret ediyorum!"

"Oradan atlamakla bir şey elde edemezsin Defne! Sadece arkanda senin için üzülen insanlar bırakırsın.Seni önemseyen insanlar!" diyen babama -ki öz babam mı onu bile bilmiyorum..- anlamaz bakışlarla bakıp;

"Beni önemseyen? Şimdiye kadar kimse beni önemsemedi.Ben sizin için sadece araçtım.Ölsem mezarım bile fazlalık olur size!"

Alp koşarak yanıma geldi.

"Peki o zaman atla! Hadi atla! Bende geleceğim! Bana kıyamazsın ki sen.."

Artık o bana hiç bir şey hissettirmiyordu.Hiç bir şey ifade etmiyorudu.Sadece tanıdığı her kızı 2 gecede altına almaya çalışacak şerefsizin tekiydi.Ölmesi veya ölmemesi.Umrumda değildi.Sadece bu dünyadan kurtulmak istiyorum.

"Sen öyle san!" dedikten sonra  kendimi binanın tepesinden bıraktığımda tek duyduğum ses Alp'indi;

"Defneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee!"

                                                                            ***

~Alp'in ağzından

Tam 5 saattir ameliyatta.Ona bunu ben yapmıştım.Son zamanlarda yaşadıkları yetmezmiş gibi en iyi arkadaşıyla birlikte olmuştum.Ne dese ne yapsa haklıydı ama bu çok fazlaydı.Canına kıyması..

"Lanet olsun hepsi benim hatam!" diyip duvara yumruk attığım sırada Efe denen o piç yanıma geldi.

"Şimdiye kadar yaşattıklarımdan dolayı çok çok pişmanım.. Ö-özür dilerim.."

"Pişman olman Defne'yi geri getirmiyor! Defne'mi geri getirmiyor! O kız şu an bizim yüzümüzden ölümle pençeleşiyor ve bizim tek yaptığımız ne biliyormusun?!!? Sadece beklemek!" 

Efe konuşmuyordu.O da benim gibi sinirliydi.Kendini yumruklamak istiyordu.Yerime oturdum ve dudaklarımı kemirmeye başladım.Evet her sinirlendiğimde bunu yaparım.Bir köşeye çekilip dudaklarımı kemiririm.Sanırım bunu Defne'den öğrendim.Şimdiye kadar yaşadıklarımızı düşündüm..

Efe'nin her şeyi mahfetmesi dışında çok güzel zaman geçirmiştik.. Ama tek suçlu o değildi.Ece ve ben... Evet! En büyük suç benim.Defne benim yüzümden bu halde ve ben.. Ben hiç bir şey yapamıyorum..

Defne'nin gerçekteki annesi yani Sevim teyze ağlamaktan ölecek dereceye gelmişti.Saatlerdir durmadan ağlıyordu.Hiç sesini çıkartmadan.Babası, Sevim teyzeyi teselli etmeye çalışırken üvey annesi telefonda dedikodu yapmakla meşgüldü.Onun yerinde ben olsam ne yapardım? Ne kadar karmaşık bir hayatı vardı.Haklıydı.Defne her konuda haklıydı.Şu an burada olan herkes suçluydu.

Ameliyathanenin kapısı açıldığında herkesi kafası o tarafa döndü.Bense içeriden sedyeyle çıkartılan Defne'ye koştum.

"Korkma iyi olacaksın! Ben burdayım!"

Ben daha diyeceklerimi tamamlamadan Defne'yi yoğun bakıma götürdüler.Boğazımda bir yumru oluştu.Ne yutkunabiliyor ne de konuşabiliyordum.Dizlerimin üstüne çöküp ağlamaya başladım.Boğazımdaki yumru gidince bağırmaya başladım.

"Hepimiz suçluyuz! Onu bu hale biz getirdik!" 

"Mustafa bey sakinleştirici iğne getirin!"

"Ben iyiyim tamam mı!? Defneyi getirin! O iyi!" dediğim sırada yeri boyladım.

                         

İsimsiz HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin