Bölüm Sekiz Çaresizseniz, Çare Sizsiniz

145K 6.9K 632
                                    

Bölüm Sekiz

Çaresizseniz, Çare Sizsiniz

Yattığım yerde rahatsızca kıpırdandım. Uyandığımı anlamanın verdiği istekle, birbirine yapışan kirpiklerim hareketlenip açılmaya çalışıyorlardı. İçinde şiddetli bir deprem oluyormuş gibi titriyor ve ağrıyordu başım. Aydınlıkla birleşen gözlerim ise sızım sızım sızlıyordu. Ne zaman uyuduğumdan habersiz bir şekilde gözlerimi açtığımda karşılaştığım ilk şey odamın bembeyaz tavanı oldu.

Kaşlarımı çatıp başımı önüme eğdim. Üzerimde hâlâ dün geceki kıyafetlerimin olduğunu gördüm ve işte o an geçen gece yaşadıklarım bir bir gözlerimin önünde belirmeye başladı; evde tek kalışım, kapının çalması, tanımadığım bir adamın kiracı rolü yaparak beni kandırması ve bana alı koyarak kaçırmaya çalışması, Aras'ın gelişi... En son, zoraki bir tavırla Aras'ın arabasına bindiğimi hatırlıyordum; başımı arabanın camına yaslamış, gözlerimi kapatmıştım. Fakat ondan sonrası...

Ondan sonrası yoktu.

Eve nasıl çıktığımı ya da yatağıma nasıl girdiğimi bilmiyordum. Beynimi biraz daha zorlayıp neler olduğunu hatırlamaya çalıştım, fakat hissettiğim sızlamayla acı bir, "Ah!" döküldü dudaklarımdan ve başımı tekrar yastığıma koydum. Kafamın içinde güçlü bir rock müzik grubu tüm gece konser vermiş gibiydi.

Kendi kendime çatışırken, komodinin üzerine bıraktığım telefonuma gelen çağrıyla irkildim. Bitkin bir halde nefes verdikten sonra, halsiz kalmış elimi uzattım ve telefonumu alarak ekrana baktım. Teyzemin ismini görünce, normalde pek aramamasının verdiği şüpheyle, şaşırarak telefonu açtım. "Alo," diye mırıldandım çatlak çıkan sesimle.

"Eylül, kuzum evde misiniz, uyandınız mı, ne yapıyorsunuz?" Teyzemin, endişeli sesiyle sıraladığı sorularla beraber, henüz netleşmemiş görüşümle gözlerimi kıstım.

"Teyze? Ne oluyor?"

Çok geçmeden yanıtladı. "Haberiniz yok değil mi?"

"Neler oluyor?" diye sorarken ayaklarımı çoktan yataktan sarkıtmıştım.

"Hiç sorma, Kocaeli'ndeki yapım aşamasında olan villa kentimiz kundaklanmış."

Şaşkınlıktan gözlerim büyürken yutkundum. "Ne?! Dedemin bundan haberi var mı?"

"Tatlım onlar zaten dünden beri oradalar, haberin yok muydu?"

Yüzümü buruşturarak elimi başıma koydum. Kendi yaşadıklarım yüzünden onların nerede olduğunu düşünmeme fırsat mı kalmıştı? Sadece evde olmadıklarını biliyordum o kadar. "Hayır. Ne kadar dururlar?"

"Birkaç gün dururlar. Diyorum ki; bize gelin Çınar'la beraber. Tek kalmayın."

Evet, tek kalmamak en iyisiydi, özellikle de dün geceden sonra. Yaşadığım, korku filmini aratmayan saatler tekrar zihnimde belirdi. Tekrar buraya nasıl geldiğim sorusunu sormaya başladım kendime. O anda, arabasında uyuya kaldığım için beni yukarı çıkaran kişinin Aras olabileceği ihtimalini düşündüm. Eh, en son zorla çıkarıldığımda kapı açık kalmıştı. Uyurgezer değildim ve kendi başıma ışınlanma gücüm falan da yoktu sonuçta...

Geriye sadece bir ihtimal kalıyordu, o da Aras'ın çıkarmış olmasıydı.

"Eylül? Orada mısın?" Teyzemin sesi tekrar kulaklarımı doldurduğunda düşüncelerimden temizlenip tekrar ona odaklandım.

"Evet, buradayım..." Nefes aldım. "Tamam teyzeciğim. Çınar okula, ben de dershaneye gideceğim. Çıkışta geliriz."

"Tamamdır şoförü yollarım. Haydi, öptüm dersinize geç kalmayın."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 15, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ATEŞİN OĞLU (I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin